Amadeus 250 yaşında

Güncelleme Tarihi:

Amadeus 250 yaşında
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2006 11:31

Eşine az rastlanılır bir deha... Sıradışı bir yaratıcı... Henüz 35 yaşındayken, arkasında asırlar boyunca unutulmayacak ölümsüz besteler bırakıp "sırlarıyla "birlikte bu dünyadan göç eden bir usta müzisyen. Wolfgang Amadeus Mozart, doğum yıldönümüz olan 27 Ocak'tan başlayarak bütün 2006 yılı boyunca anılacak.

Haberin Devamı

Mozart, 27 Ocak 1756 tarihinde Avusturya’nın Salzburg kentinde dünyaya geldi.

Amadeus 250 yaşında

Müziğe olan olağanüstü yeteneği o daha küçücük bir çocukken farkedildi, ama bu, onun 5 Aralık 1791’de fakir bir adam olarak ölmesine engel olamadı.

DEĞERİ ÖLÜMÜNDEN SONRA ANLAŞILDI

Mozart, ölümünden sonra ünlenenlerden. Ve eğer bugün Mozart adıyla satılan ürünlerden elde edilen gelirin küçücük bır kısmına sahip olabilseydi, zengin bir adam olarak hayata gözlerini yumardı. Mozart çikolataları, Mozart polisiyeleri, Mozart biyografileri... Liste uzayıp gidiyor.

Ama biz yine geriye, Mozart’ın çocukluk günlerine dönelim... Evet, Mozart’ın dehası hemen anlaşıldı. Beş yaşında ilk bestelerini yaptı. Yedi yaşında kendi kendine keman ve org çalmayı öğrendi. Sekiz yaşında piyano için sonatlar besteleri, 12’sine geldiğinde de ilk operasını yazdı. Keman hocası olan babası Leopold, kızı Anna Maria’yı da küçük Wolfgang’ın yanına katarak, dünyayı dolaşmaya başladı.

Haberin Devamı

BAĞIMSIZLIĞIN BEDELİ: PARASIZLIK

Mozart'ın bestelerini akademisyenler dinledi. Hatta Almanlar’ın ünlü edebiyatçısı Goethe de bu küçük çocuğa hayran kaldı. On dört yaşında iken, ilk opera eseri "Lucia Silla" Milano'da çalındığında, Mozart kendini opera sahnelerine de, üstelik operanın vatanı İtalya'da, kabul ettirmiş bulunuyordu. Papa tarafından kabul edildi ve kendisine, o güne kadar sadece büyük ustalara layık görülen "Altın Mahmuz" nişanı ve şövalyelik beratı verildi.

Ama Mozart öyle kralların, soyluların isteklerine göre hareket edecek biri değildi. Bağımsız olmak istiyordu, bunu büyük oranda da başardı. Ama bağımsızlığın bir bedeli vardı: Para kazanamadı. Şimdilerde olduğu gibi, o dönemde de bir müzisyen için ekmek aslanın ağızındaydı. Almanya’da, Fransa’da şansını denedi. O kent senin, bu kent benim dolaştı durdu. İş başvurusunda bulunduğu birçok yer onu geri çevirdi. Ve sonunda Mozart çaresiz, 1778 yılında, tilkinin kürkçü dükkanına dönmesi misali, Salzburg’a geri döndü ve kraliyet orgcusu olarak göreve başladı.

Haberin Devamı

REQUİEM'İ BİTEREMEDEN ÖLDÜ

Mozart, 1782’de Conztanze Weber ile evlendi. Viyana’ya taşındılar. Piyano dersi vererek geçimlerini sağlayan Mozart bu dönemde, İmparator 2. Josef’in isteği üzerine “Saraydan Kız Kaçırma” operasını besteledi. Figaro’nun Düğünü de yine İmparator’un desteğiyle meydana geldi. Ne var ki Mozart’ın müziğini anlayaman halk ilgi göstermedi ona. Ve Mozart fakirleşti. 1791 yılında Sihirli Flüt’ün galası yapıldı. Jupiter Senfonisi ve Küçük Bir Gece Müziği’ni son yıllarında besteledi. Ve henüz 35 yaşındayken, Requiem üzerinde çalışırken, Viyana’da evinde öldü.

Amadeus 250 yaşında
Milos Forman'ın 8 Oscarlı Amadeus adlı filminde Tom Hulce unutulmaz bir Mozart portresi çizmişti.  

Haberin Devamı

Kısa yaşamına 600’den fazla eser sığdıran Mozart, bu özelliğiyle de ‘en hızlı beste yapan sanatçı’ olarak Guiness Rekorlar kitabına girdi. Bugünden geriye bakıldığındaysa, kült bir kişilik olarak karşımızda duruyor. Aslında kişiliği ve yaşamı hakkında birçok söylenti dolaşıyor ortada. Kadınlara düşkün olduğu, en sık dillendirilen iddia. Hayli yazılıp çizildi bu konuda.

Figaro’nun Düğünü’nde ‘Susanne’ olarak sahneye çıkan Nancy Storace ile büyük bir aşk yaşadı mı? Eşi Constace’nin kız kardeşi Aloysia’ya aşık mıydı gerçekten? Peki ya ateşli mektuplar yazıdığı kuzeni Baesle?Bütün bunlar Mozart'ın hayatı ile ilgili bilinmeyenler.

Hayatı boyunca birçok hastalık geçiren Mozart’ın neden öldüğü kesin olarak bilinmiyor. Frengiden öldüğünü iddia edenler olduğu gibi Mozart’ın bir zehirlenmeye kurban gittiğini iddia edenler de mevcut. 150’ye yakın farklı teori var bu konuda. En sevileni ise şu: Mozart’ın rakibi Antonio Salieri'nin kıskançlıktan onu civayla zehirlemiş olduğu.

Haberin Devamı

Rivayet o ki, Mozart'ın tanıdığı insanlar arasından sadece altı kişi cenaze törenine katılmış. Kilisedeki duadan sonra küçük cenaze alayı yağmura yakalanmış ve cenaze aceleye getirilerek dilenciler için ayrılan bir toplu mezara gömülmüş. Ama Avusturyalı Mozart uzmanı Ulrich Leisinger, bunun gerçeği yansıtmadığını söylüyor ve “Mozart sıradan bir mezara gömüldü. Ama çok ünlü olduğu için kimse bunu ona yakıştıramıyor” diyor.

Ayrıca Mozart’ın iddia edildiği gibi doğru dürüst para kazanmadığı tezine karşı çıkanlar var. Mozart’ın aslına gayet iyi para kazandığı ama rahatına düşkünlügü ve savurganlığı yüzünden bir türlü iki yakasının bir araya gelmediği, eş dosttan para dilendiği iddia ediliyor. Ortaya atılar tezlerden hangilerinin gerçeğe daha yakın olduğu bilinmez ama aşağı yukarı herkes şu fikirde birileşiyor: Mozart’ın geçmişten geleceğe uzanan bir kült. (Deutsche Welle)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!