Yat artık!

Güncelleme Tarihi:

Yat artık
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 12, 2009 09:27

Çocukken bizi zorla uyuturlardı hatırlarsınız.

Haberin Devamı

Hani o zorla yatırıldığımız...

Büyüklerimizin bizi her akşam erkenden yatağa gönderdikleri...

Hele o öğleden sonra uykuları yok mu…

Bir de ‘güzellik uykusu’ diye kandırırlardı, zorla yatırdıkları yetmiyormuş gibi.

‘Yat bakalım, kapat gözlerini sımsıkı’ diye de eklerlerdi, üstümüzü örterlerken.

Niye sımsıkı kapatacaksak gözlerimizi?

Sanki yavaşça kapatırsak, uyuyamayacakmışız gibi.

Sanki görmememiz gereken bir durum varmış gibi.

Oyun oynamak varken yatmak istemezdik haklı olarak.

‘Uyumayacağım işte inadına’ dedikten kısa süre sonra uykuya dalarak ihanet ederdik cümlemize ve kendimize.

Ya, o öğle uykusundan kalktıktan sonra, büyüklerin ‘Aman da aman kim uyanmış’ diye kucaklarına alıp sevmelerine ne demeli bilmem!

‘Az önceki uykuya zorla yatıranla, uykudan sonra kucağına alıp seven aynı kişi mi?’ diye de az düşünmedik değil hani.

Haberin Devamı

İki saat uyuyup uyanınca değişen ne oluyordu da sevecenlikleri artıyordu büyüklerin, anlamadım hiç.

Yanaklarımız pembe pembe, mahmur bir halde uyanınca da güzelleşmezdik tabii, o da ayrı mesele.

Sonra okul zamanı, akşamları zorla erken yatırmaları…

Diş fırçalama ve iyi geceler öpücüğü törenlerinin sonrasında ‘Hadi bakalım…’ diyerek, tıpış tıpış yatağa yollamaları…

Evet bizim iyiliğimiz için yapıyorlardı bunu.

Ama uyutmak için bu ısrar niye?

Bizi zorla uyuturken unuttukları şuydu; bir gün zamanı gelince, uyumayacağız mı zaten sonsuza kadar?

***

Birkaç hafta önce…

Geçtiğimiz gecelerin birinde…

O gün, yaptığım bir röportajın deşifresiyle uğraşmışım. Bitirdikten sonra da yeni yazımı yazmaya koyulmuşum. Tam yazıya odaklandığım gece 03:00 sularında bilgisayarımın sağ köşesinden çıkan pencerede, şu cümleyi gördüm.

‘Yat artık Melike!’

Gülümseyerek cevapladım arkadaşımı.

‘Yazı yazıyorum, yatamam. Hem yatsam da uyuyamam aklımda yazı varken şimdi. Hayırdır, beni niye yatırmak istiyorsun?’ dedim ve güldük.

***

Yatmak…

Uyumak…

Evet gerekli ve de keyifli…

Uyku, insanı kendine getiriyor ama fazlası sersemletiyor.

Zamanımızı çalması da başka bir nokta tabii.

Bu düşünceyle, son birkaç yıldır çok fazla uyumamaya gayret ediyorum.

Haberin Devamı

Yazmak ve okumak için geç yatsam da, günde beş saat, bilemediniz en fazla altı saat…

Bundan fazlasına razı olmuyor gönlüm.

Çünkü zaman gelip geçiyor. Dur demek kolay değil.

E bir de fazladan uyuyarak zamanı uykuda harcamak niye?Â

Erken kalkan daha çok yol alırken…

Dışarıda hayat akıyor, biz uyurken…

Hayata karışmamız, uyanık olduğumuz anlarda mümkünken…

Üstelik yapacak çok şey varken…

Hem bu sebeplerle hem de az önce dediğim gibi zaten bir gün sonsuza kadar uyuyacağımızdan…

Bunu göz önüne alarak soruyorum şimdi.

Yatmak, uyumak sizin için ne kadar önemli?

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!