Bilinmeyen sürgünün sergisi 20 Dolar 20 Kilo

Güncelleme Tarihi:

Bilinmeyen sürgünün sergisi 20 Dolar 20 Kilo
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2014 19:41

Babil Derneği’nin hazırladığı ‘20 Dolar 20 Kilo’ sergisi, bugün Tütün Deposu’nda ziyarete açılıyor. Sürgün mağdurlarıyla gerçekleştirilen görüşmelerin ses kayıtları, fotoğraflar, video ve gazete kupürlerinin yer aldığı sergi, 1964 Rum Sürgünü’nü tartışmaya açıyor.

Haberin Devamı

Yıl 1964. İstanbul’da yaşıyorsunuz. İsminiz bir gazetenin tehcir listesinde yayımlanıyor. Doğup büyüdüğünüz ülkeyi terk etmeniz için 48 saat ila 10 gün arasında vaktiniz var. Yanınıza yalnızca 20 kiloluk kişisel eşya ile 20 dolar karşılığı Türk lirası almanıza izin veriliyor.

Bilinmeyen sürgünün sergisi 20 Dolar 20 Kilo
Ve daha önce hiç gitmediğiniz bir kentte sıfırdan bir hayat kurmanız isteniyor. Ne yapardınız? Babil Derneği (Bağımsız Araştırma, Bilgi ve İletişim Derneği) Türkiye’de aslında pek de bilinmeyen 1964 Rum Sürgünü’nü ‘20 dolar 20 kilo’ projesiyle tartışmaya açıyor. Projeyle aynı ismi taşıyan sergi; sürgün mağdurlarıyla İstanbul, Atina ve Gökçeada’da (İmroz) gerçekleştirilen görüşmeler ve 1 yıllık çalışmanın sonunda bugün Tütün Deposu’nda izleyiciyle buluşuyor. Sürgün ve terk etme kavramları etrafında sizi adeta bir gümrük salonunda beklemeye ve düşünmeye davet eden ‘20 kilo 20 dolar’ sergisi 1 ay boyunca ziyarete açık kalacak, daha sonra Ankara ve Atina’ya gidecek. Projenin koordinatörü Salih Erturan, sürgünü yaşayanlarla birebir görüşenlerden. Gidenlerin kendilerini ‘İstanbullu Rum’ olarak tanımladığını, Atina’da dil birliği kurmakta dahi zorlandıklarını anlatıyor: “16 Mart 1964’teki sürgün kararı Kıbrıs meselesi nedeniyle Yunan hükümetiyle artan gerilimden kaynaklanıyor. Gönderilenler de aslında ‘Bizim Kıbrıs’la ne alakamız var’ diye itiraz ediyor. Hakkında sürgün kararı çıkan Yunanistan pasaportlu 13 bin Rum, geride hiçbir yakınını bırakamıyor ve 1 yıl içinde İstanbul’u terk edenlerin sayısı 45 bine ulaşıyor.”

Haberin Devamı

ALTIN DİŞLERİ SÖKÜLDÜ

Erturan, sürgün esnasında yaşananları şöyle anlatıyor: “Örneğin birinin bavuluna aldığı, babasından kalma kutsal ikona gümrük memurları tarafından ‘tarihi eser kaçakçılığı’ mantığıyla çıkarılıyor. Madam Katuna kocasını gönderirken smokinini koyuyor bavuluna, gümrük memuru ‘Ne yapacaksın smokini, orada işine yaramayacak’ diyerek onu da çıkarıyor. Bay Angolopulos yalvar yakar halısını götürebiliyor. İnsanların gümrük salonlarında dişleri kontrol ediliyor, altın dişi olanlar için dişçi çağrılıyor ve altın dişler söktürülüyor.”

Haberin Devamı

İKİ KEZ YABANCI OLDULAR

Erturan’a göre iş Atina’ya gitmekle de bitmiyor. Sürgün mağdurlarını orada çok daha zor bir hayatın beklediğini şöyle özetliyor Erturan: “Diyorlar ki ‘İstanbul’da gavurduk, buraya geldik, burada da Türk tohumu olduk’. Evet, burada birileri onları yabancı görüyordu ama Atina’da iki kez yabancı oldular.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!