Kültür alışveriş merkezleri

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

istanbul'un değişik semtlerindeki büyük alışveriş merkezlerini bu şehirde yaşayanlar mutlaka gezmişlerdir.

Gerçi bu dev binalar, başta Ankara olmak üzere, başka şehirlerde de yaygınlaşıyor. İnsanlar istedikleri yiyecek ve giyeceği bir çatı altında bulabiliyor. Zaman zaman da, bu yüzden tüketim isterisine kapılıyoruz. Mükellef olmasa da, ayak üstü karınlarını doyuruyorlar, açlıklarını bastırıyorlar.

İşte bu toplu alışveriş anlayışının artık kültüre de yansıması gerekiyor.

Merkezlerde, CD'leri, kasetleri, kitapları da alabiliyorsunuz.

Bu kadarı benim için yeterli değil. Ben, kültürü, bu mekanlarda sığıntı gibi görüyorum. O da bulunsun, anlayışıyla varlıklarına müsaade edilmiş.

Sinema salonları açıldı, tiyatro salonları var. Alışveriş merkezindeki kültürel adacıklar. Eğlence ile kültürü bağdaştırmanın da mümkün olduğunu iddia edebilirim. Hiç olmazsa bu dairenin dışındakileri içeriye dahil etmenin girişimini yapabiliriz.

*

BİZİM özlem duyduğumuz kültür merkezleri; çok amaçlı kütltürel etkinlikleri barındıran yapılar.

İçinde tiyatrosu, sineması, sergi salonu, kitapçısı, plakçısı olan bir merkez. Müzik salonunun diskoteği, diyateki bile olmalı.

Cafeler, lokantalar da şart.

Öylesine büyük kitapçılar yapılmalı ki, insanlar içinde oturup kitabı okuyabilsin, kahve içebilsin. Ama nohut oda bakla sofa kadar küçük espaslarda bu özentiyi geçiştirmiyelim.

Alışveriş merkezi ile kültür merkezini aynı binada gerçekleştirmek, zamandan tasarrufu sağlayabilir. Bir iki müşteriyi de aynı zamanda kültür/sanat olgusuna çekebilir.

Belki bu anlayışı daha da ileri götürüp, miks bir kompleks deyişini kullanabiliriz.

Alışveriş merkezinin bir kaç katı kültüre ayrılmalı.

Tiyatrosuyla, sinemasıyla, sergi salonuyla. Büyük kitapçısıyla, plakçısıyla.

Batının bir çok ülkesindeki gibi bazı büyük kurumların bağımsız dükkan açmalarını öneriyorum.

National Geography'nin, Smithsonian Institut'un, Metropolitan Art Museum'unki gibi, sanatı gündelik yaşamda kullandığımız metalara dönüştürmesini gerçekleştirmelerini bekliyorum.

Topkapı Sarayı başta olmak üzere, bütün müzelerimiz neden bu anlayışı benimsemezler. Neden tişörtler, havlular, silgiler, kalemler, bronzdan yapılmış büstler satılmaz.

Ben, yabancı kentlere gittiğimde bunları alıyorum, o müzeden, o sanatçıdan bende kalan bir anı.

Merkezlerde açılacak büyük kitapçılarda, bu kuruluşların birer köşesi olmalı. Büyük yayınevlerinin de ayrı standları olacağı gibi.

Ayrıca büyük kuruluşların, bu tür hediyelik eşya için özel dükkanlar açmasının ya da ayrı standlar düzenlemesinin zamanı geldiğine inanıyorum.

Kültürü bütün yönleriyle, detaylarıyla, daha günlük yaşamımıza yansıtamadık.

*

MASLAK'taki kültür merkezinin artık bitirilmesi gerekiyor. Çünkü kültür merkezlerine duyduğumuz ihtiyacın şiddeti gittikçe büyüyor.



Yazarın Tüm Yazıları