Küfürleri bütün Türkiye duymalı mı?

ÇOK klasik yönetici açıklamasıdır. Tribünde yanlış bir şey olduğu zaman ‘Bir avuç seyirci’ adı altında ‘meçhul’ bir gruba mal edilir.

Rakip takımın başkanına mı küfür edildi, suçlu bir avuç kendini bilmez seyircidir, sahaya pet şişe mi yağdı, olmaz böyle şey, araya sızan rakip takım taraftarı yapmıştır...

Hepimizin bildiği hikayeler işte, uzatmayayım. Ben başka bir şey söylemek istiyorum. Maç yayınları sırasında yapılan küfürlü tezahüratlar, televizyon başından da gayet net dinlenebiliyor.

TRT’nin tek kanal olduğu dönemde, küfür başladığı anda, tribün sesinin kısıldığını hatırlıyorum. Yakın zamana kadar televizyon kanalları buna dikkat de ediyordu. Fakat şimdi tribündeki küfürü ekran başından aynen, hatta teknoloji sayesinde stadda duyacağınızdan daha net bir şekilde dinleyebiliyorsunuz. Sonra istediğin kadar ‘Lüften’, ‘Gözünün yağını yiyeyim’, ‘N’olur diyorum bak, Allah’ın adını veriyorum’ diye kampanya düzenle. Çocuklar televizyon sayesinde en yaratıcı küfürleri bile öğrenmiş oluyor zaten.

Kaçan güzellikler

PAZAR gecesi futbol programları arasında koştururken, bazen çok istediğiniz bir şey oluyor başka bir kanalda ve aklınız orda kalıyor. Pazar gecesi NTV’de Los Angeles Lakers-Houston Rockets maçı vardı, seyredemedim. ‘Kaçtı güzelim maç ya...’ diye yeniden Maraton’a doğru yelken açtığım sırada ikinci darbe geldi; TV8’de Milan-Lazio maçı vardı... Vazife uğruna kaçan güzelliklere yanıyor insan tabii.

Federasyon Başkanı’nı cebinden kim aradı?

PAZAR gecesinin muhakkak izlenmesi gereken programlarından biri de Santra. CNN Türk’te Sanem Altan ve Yiğiter Uluğ bu hafta da Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakçı’yı konuk ettiler.

Bıçakçı, bütün sorulara serinkanlılıkla cevap verdi. Bu arada tabii ki Beşiktaş-Gençlerbirliği maçı sona ermiş ve bütün kanallarda hakemin kural hatası tartışılmakta. Uluğ, Bıçakçı’ya dönüyor ve ‘Kuliste dikkatimi çekti. Beşiktaş maçı biter bitmez telefonunuz çaldı ve Beşiktaşlı bir yönetici sizi aradı galiba?..’ sorusunu yöneltiyor.

Bıçakçı, ‘Evet’ diyor. Yiğiter bu kez ‘Sakıncası yoksa kim olduğunu da söyleyebiliriz herhalde’ diyor.

Levent Bıçakçı da ‘Murat Aksu aradı...’ demekle yetiniyor. Yiğiter konuyu biraz daha açıyor ve ‘Çok geliyor mu böyle telefonlar’ diyor. Bıçakçı, ‘Evet geliyor. Bunlar normal tabii. Ama medya mensuplarından gelen telefonlara yetişmekte bazen sıkıntılar yaşıyorum’ diyerek topu bir kez daha medyaya şandellemeyi başarıyor. Bu cevap bence Levent Bıçakçı’nın ‘toy başkan’ sürecini tamamladığını gösteriyor. Eğer herhangi bir konuyu çevirip medyaya paslayabiliyorsa, pişmiştir artık...

Psikoloji meselesi!

SKY Türk’teki ‘Futbol Aktif’, pazar gecesinin program yoğunluğu nedeniyle baştan sona seyretme imkanım bulunmayan, aralarda dönerek 5’er 10’ar dakikalık parçalar halinde seyredebildiğim bir program. Pazar gecesi F.Bahçe maçından, daha doğrusu, Tuncay’ın oyundan alındıktan sonraki tavırlarından konuşuluyor. Laf bir ara ‘Ama psikolojisini de düşünmek lazım genç oyuncuların’ noktasına gelince Deniz Gökçe, her futbol seyircisinin hayatında en az bir kez vermiş olduğu (Sonuna kadar haklı bence de) tepkiyi veriyor:

Başlarım ben böyle psikolojiye. Burada üçümüzün hayatımız boyunca kazanamayacağımız parayı; 1 milyon doları, 2 milyon doları her sene ceplerine koyuyor bu adamlar. Psikolojisi mi var bunun?..’

GS’liler, golcüleri unuttu

MARATON’da 5-1’lik Galatasaray-Gaziantepspor maçı sonrasında futbolcularla yapılan röportajlar yayınlanıyor. Uyanık muhabir, karşısına aldığı Galatasaraylı futbolculara ‘Golleri kimler attı?’ diye soruyor.

Necati de, Sabri de dört golü hatırlıyor ama bir türlü Conceiçao’nun attığı golü hatırlayamıyor. Bu arada iki futbolcunun da Song’un attığı gol olarak kayıtlara geçen golü Ergün’e yazdıklarını belirtmeden geçemeyeceğim. Ne zamandır Galatasaray böyle bol gollü galibiyet alamıyordu. Herhalde buna bağlamak lazım unutkanlığı...
Yazarın Tüm Yazıları