Küçük beyinler bu kafaya emanet

DANIŞTAY katili Alparslan Arslan’ın dünkü duruşması, ülkemizin nerelere sürüklendiğinin somut göstergesi. Katilin babası İdris Arslan’ın duruşma öncesinde gazetecilere söyledikleri, gerçek bir ibret belgesi.

Bakın neler diyor:

"Milletin gayesi, amacı ve değerleri var. Milletin değerlerine saygılı olun. Sevmeseniz de saygılı olun."

Sonra ekliyor:

"Saygılı olmayana, milletin değerlerine hakaret edenlere bu millet gereken dersi verir. Bunu herkes bilsin."

Dolaylı yollarla katil oğlunu savunuyor. "Danıştay o türban kararını verip milletin değerlerine saygısızlık ederse, o kararı verenler öldürülmeyi hak etmiştir. Benim oğlum da bu dersi vermiştir" demeye getiriyor.

Sözlerini sürdürüyor:

"Bu ülkede Türk, İslam, Kuran düşmanları var. Bu ülkede adı Ahmet, Mustafa, Ali, Veli olan birçok Ermeni ve Rum var. Laiklik adı altında bu ülkenin değerlerine düşmanlık etmektedirler.

Bu ülkenin değerlerini benimseyen herkesi yürekli olmaya davet ediyorum. Yürekli olun. Korkak olmayın."

Bu sözleriyle de herhalde "Benim oğlum yürekli davrandı, Danıştay’da türban kararını veren o dinsizlere derslerini verdi" demek istiyor.

* * *

Sevgili okuyucularım, bu sözleri hem de gazetecilere söyleyen kişi, bir ilköğretim müfettişi. Bir öğretmen! Hüseyin Çelik’in milliliği kalmamış Eğitim Bakanlığı’ndan maaş alıyor.

Bu şahıs, bu kafa yapısıyla yıllarca öğrenci yetiştirdi. Şimdi okulları, öğretmenleri, öğrencileri denetliyor.

Bu ülkede Müslüman ismi taşıyan Ermeniler ve Rumlar varmış! Varsayalım var, ne olmuş yani? İnsanların tek tek ırklarına bakıp mı karar vereceğiz? Onları toplumdan dışlayıp mahkûm mu edeceğiz?

Bu nasıl bir kafa yapısıdır?

Bu kafaya ilköğretim öğrencileri emanet edilir mi? Bu kafanın o küçücük beyinler üzerinde egemen ve etkili olmasına izin verilir mi? Türkiye’de verilir.

Duruşmada oğlu olay çıkardı ve yargılamaya ara verildi. Babası herhalde sabah söylediklerinden pişman olmuştu, ya da birileri kendisini uyarmıştı ki, verilen ara sonrasında oğlunun yaptığı saldırıyı, adam öldürmesini onaylamadığını söylemek zorunda kaldı. Az önce katilin anası da gazetecilerin suratına tükürmüştü.

* * *

Evet, bunların oğlu dünkü duruşmada olay çıkardı. Öğle vakti cuma namazı için duruşmaya ara verilmesini istedi. İstemi mahkeme heyeti tarafından reddedilince parmaklıkların arasından kaçmaya kalkıştı.

Verdiği mesaj babasıyla aynı!

Devletin mahkemesini basmış, bir üyeyi öldürmüş, ötekileri yaralamış. Kafasında yaptığı hesap şöyle:

"Ben onları din uğruna öldürdüm. Şimdi namaz kılıp sevap kazanacağım!"

Benim bildiğim kadarıyla dünyanın hiçbir dininde insan öldürmeyi hoşgören bir kural yok.

Hoşuna gitmeyeni öldüreceksin, sonra duruşmada atraksiyon yapıp namaza gitmeye kalkışacaksın ve Allah senin günahlarını affedecek!..

Ve Alparslan’ın hanesine günah değil sevap yazacak!

Avukatı, katilin ruh sağlığının bozuk olduğunu iddia ediyor.

Katil Alparslan zaten yaptıklarının ağırlığı altında eziliyor. Yemek yemiyor, kimseyle konuşmuyor. Hastaneye kaldırıldı, tedavi gördü.

Belki yaptığına bin pişman ama erkekliğe şey sürmeye eli varmıyor.

Oysa baskın yaptığı gün elinde tabancasıyla ateş edip insanları devirirken, Danıştay binası içerisinde "aslanlar gibi" kükrüyordu:

"Ben Allah’ın askeriyim..."

"Allahüekber..."

(Bu sözlerini savcılık iddianamesinden ve Emniyet ifadesinden yazıyorum.)

Şimdi bir tek umudu var:

Mahkeme akli dengesinin yerinde olup olmadığını saptamak için kendisini Adli Tıp Kurumu’na sevk ederse...

Çeşitli muayenelerden geçecek.

Deli raporu almayı başarırsa, ceza almayacak. Tahliye edilecek ve aramıza karışacak.

Alamazsa... Yandı gülüm keten helva!

Ayvayı yiyecek.
Yazarın Tüm Yazıları