Krizle uzlaşmaz tutum birleşti: Çalışma hayatı kaynıyor

YENİ yıl, çalışma hayatına ilişkin birçok sorun ve bu nedenle yapılacak eylemlerle birlikte geliyor.

Haberin Devamı

Yaşanan ekonomik krizin sosyal etkilerinin, yani ekonomik daralma ve artan işsizliğin çeşitli kesimler üzerinde yaratacağı tahribatın daha sonra ortaya çıkacağı hep konuşulmuştu, herhalde artık bu işaretleri görmeye başlıyoruz.


Ekonominin toparlanması, mali disiplinin yeniden sağlanıp, yeniden büyümeye hazırlık için bir şeylerin yapılması gerekiyordu, Hükümet tercihini işçi-memur gibi kesimlere aktarılan kaynak ile sağlık harcamalarını eczaneler üzerinden kısmak yönünde yaptı. Öyle oyunca da zarar gören kesimler doğal olarak tepkilerini göstermeye başladılar.


Yapılanlar ekonominin gereği mi derseniz, bence değil... Harcamalarda disiplin sağlanması gerekiyordu ama hükümet bu faturayı çalışan kesimlere ve sağlık kurumlarına yıkmayı tercih etti. Aslında çok daha büyük boyutta tasarrufların, yüklü kaynak aktarılan başka kesimlerden kısıntı yapılarak, yapısal sorunları çözerek sağlamak mümkündü ama Hükümetin tercihi bu yönde oldu.

Haberin Devamı


Hükümet bunu yaparken, bence kötü yönetimin bir örneğini daha vererek, zarar gören kesimlerle diyalog kurmak yerine onlara karşı uzlaşmaz tutum sergiledi. Zarar gördüğü için karşı çıkanlara aba altından sopa gösterilmesi yetmiyormuş gibi “Tekel işçilerine tüyü bitmemiş yetim hakkını yedirmem” gibi demeçler verilmesi doğal olarak çatışmayı sertleştiriyor. Halbuki böylesine dönemlerde hiç olmazsa üslup yumuşak olunca, çatışmanın bu kadar sertleşmediğini daha önce görmüştük...


Bu tavır sürdüğü takdirde yeni yılla birlikte, hatta önümüzdeki haftadan itibaren ciddi protesto gösterileri ve eylemlerle karşı karşıya kalınacak gibi görünüyor.

Tekel işçilerinin durumu ortada... Türk-iş başkanı Mustafa Kumlu dün yaptığı açıklamada Tekel işçilerinin sorunlarının özelleştirme gibi gösterildiğini halbuki sorunun işyeri kapatma olduğunu, özlük haklarıyla başka kurumlara geçmek istediklerini hatırlatarak, bu eylemlerin Başbakanının söylediğinin aksine kesinlikle ideolojik nitelik taşımadığını ifade etti.

Haberin Devamı

SENDİKALAR ECZANELER

Tekel işçileriyle ilgili tüm işçi kesiminin eyleme geçmesi beklenirken, ocak ayı içinde sendikaları ayağa kaldıracak bir uygulama daha bizi bekliyor. Çalışma Bakanlığı 17 Ocak’ta sendikaların üye sayısını, yeni sisteme göre açıklayacak. Aslında naylon üyelik sıkıntısı bu düzenleme ile düzeltilecek ama çoğu sendika toplu iş sözleşmesi yetkisini kaybedeceği için tepkiler büyüyebilir. Yine Çalışma Bakanlığı’nın hazırladığı yeni sendikalar yasası ile grev ve lokavt yasa taslakları hem işçi hem de işveren kesiminden büyük tepki gördü. Çalışma Bakanlığı, bu tepkileri kaale almadan belirlediği şekilde bu yasaları değiştireceğini söylüyor ve potansiyel bir protesto konusunu daha gündeme oturtmuş oluyor.

Haberin Devamı


Yeni yılla birlikte eczanelerin tepkisi de büyüyecek. Son olarak Başbakan’ın ilaçların marketlerde satılmasını sağlayacak yasa değişikliği üzerinde çalıştıklarını açıklayıp, eczaneleri 16 Ocak’a kadar tek tek sözleşme yapmaya zorlar bir tutum ortaya koyması, doğal olarak büyük tepki aldı. Ocak ayında bu tepki büyü
mesi bekleniyor.


Görüldüğü gibi; küresel kriz ve Türkiye’de ekonominin daralması, doğal sonuçlarını çeşitli sosyal kesimler üzerinde göstermeye başladı. Böyle bir ortamda “Ben yaptım oldu” anlayışı ile toplumu yönetmeye kalkmak da faturayı ağırlaştırıyor.


Siyasi ortamın çok gerildiği, her ne kadar Başbakan aksini söylese de, devletin kurumları arasındaki çatışmanın herkes tarafından açıkça görüldüğü bir ortamda, sanki sorun azmış gibi, bir de çalışma hayatındaki barış bozulursa, vay halimize...

Yazarın Tüm Yazıları