"Koyun saymak" uyku getirmiyor

Güncelleme Tarihi:

Koyun saymak uyku getirmiyor
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2007 11:06

Sık görülen psikolojik rahatsızlık olan uykusuzluk sorununa yaygın kanıya uyularak “koyun saymak”la çözüm bulunamayacağı, bunun yerine ılık süt ya da ıhlamur içilmesinin tercih edilmesi gerektiği belirtildi.

Psikolojik danışmanlık merkezi uzmanı psikolog Göksu Göktaş,  uykusuzluğun yaygın yaşanan sorunların başında geldiğini belirterek, düzenli uykunun kişinin hem fiziksel hem de ruhsal gelişiminin sağlıklı olması açıdan önemine dikkati çekti.

Göktaş, bireyin yorgunluğu atarak yeni güne hazırlanması ve uyku hijyeni açısından gereken ortamın yaratılmasının önemini vurgulayarak, yatılan yerin ne çok sıcak ne çok soğuk olmaması ve uygun nem koşullarının sağlanması gerektiğini kaydetti.

Göktaş, uyku düzenini sağlamak için basit bazı kurallara uyulmasına dikkat edilmesini isteyerek, şu uyarılarda bulundu:
“Uykuya geçmek için yaygın bir kanı olan “koyun sayma” yöntemi yerine ılık süt ya da ıhlamur içmek tercih edilmelidir. Yaşamsal öneme sahip uyku düzenini sağlamak için yatağa çok aç ya da tok girilmemeli, stres verici düşüncelerden uzak durulmalıdır.

Tuvalet ihtiyacı yatmadan karşılanmalıdır ki gece kalkılmasın. Saat 19'dan sonra fazla tuzlu yiyecekler, aşırı alkol, çay ve kahve alınması da uykuyu kaçırabilir.

Vücudun biyolojik saati göz önüne alındığında, uyku saat 22.30-23.00 gibi gelir ve bu arada uyunmadığı takdirde uyku kaçar ve bir daha zor gelebilir.

Uykunun kaçması durumunda yatakta dönüp durmak olumlu etki yapmaz. Böyle durumda, kısa süreli televizyon seyrederek, müzik dinleyerek rahatlamak ve yatağa dönmek daha iyidir.”

Göktaş, birkaç günlük uykusuzluk halinde bile hayal görme ve gerçekle ilişki yitirilmesi gibi sorunların başladığını ifade ederek, “Bu durumlarda dikkati odaklamada sorunlar yaşanır, günlük hayatta hatalar, kazalar yapılabilir. Uykusuzluk depresyona, anksiyete bozukluklarına ve panik ataklara neden olabilir” dedi.

Göktaş, uykusuzluk sorununun süreklilik kazanması durumunda profesyonel yardım alınması gerektiğini vurgulayarak, “İnsanın ruhsal dünyasındaki bozuklukların ilk belirti yeri uyku sırasıdır. Bu açıdan uykusuzluğun ilk dönemlerinde tedavi daha çabuk sonuç verirken, uzun süreli sorunda iyileşme zaman almaktadır” diye konuştu.

GENÇLERDE SINAV KAYGISI

Göktaş, uyku bozukluğuyla psikolojik yardıma başvuran kişiler arasındaki en belirgin özellik stres verici bir durumun varlığının ortaya çıkması olduğunu belirterek, “Sınav kaygısı gibi durumlar, ergende büyük oranda stres yaratır ve uyku bozukluklarına neden olur” dedi.

Gençlerin “yeteri kadar ders çalışmak” kaygısıyla geç yatmalarının bu açıdan sıkıntının başlangıcını oluşturduğunu ifade eden Göktaş, şunları kaydetti:

“Bu durum, gencin fiziksel ve ruhsal sağlığı açısından olumsuz etkiler taşır. Çünkü uyku düzeni tamamen değişerek, vücudun uyku için ayırması gereken zaman ders çalışarak geçirilecektir. Sonuçta da bir sonraki güne oldukça yorgun bir şekilde devam edilir. Oysa, sonuç istenilenin aksi durumlara yol açar dikkat dağılmaları, konsantrasyon sorunlarına da neden olabilir.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!