Köşk’e 354 yeter mi yetmez mi

Güncelleme Tarihi:

Köşk’e 354 yeter mi yetmez mi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 27, 2006 17:49

Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak “Köşk’e 354 yetmez” iddiası CHP'yi harekete geçirdi. Genel Başkan Deniz Baykal, Erdoğan aday olursa, oylamaya katılmayacaklarını açıkladı. TBMM Başkanı Bülent Arınç da 1980 sonrası cumhurbaşkanlarının seçimlerine ilişkin detaylı bilgi istedi.

Haberin Devamı

Deniz Baykal, NTV'de katıldığı bir programda, "Başbakan kendi ideolojik çizgisiyle ilgili, kendi Türkiye tasavvuru ile ilgili öyle sözler söylemişti ki; mesela 'Türkiye'de tek din vardır o Kemalizm'dir ve bu başka hiç bir dine yaşama hakkı vermemiştir.' Bu söz bana ait değil başbakana ait. Ama bu düşünceye sahip birisinin cumhurbaşkanı olması tasavvur edilemez. Başbakan 'Türkiye'deki hukuk düzenlemeleri halka sorulmadan, zorla, bir günde dayatılmıştır" diyor. Hukuk reformumuzu içine sindirmemiş ve bunu yanbancı diye düşünüyor. Böyle düşünen insan olabilir, saygıyla karşılarım ama böyle düşünen insan cumhurbaşkanı olabilir mi? Bunları söyledim ama bunlar yüzünden ceza almadım dedi. Biz bunu söyleyenin eline kelepçe vurulsun, cevzaevine atılsın demiyoruz, biz bunu söyleyenin cumhurbaşkanı olamayacağını söylüyoruz. Cevap olsun diye 1 Mayıs 1920 tarihli Atatürk'ün o zamanki niteliğiyle meclisin açılışından bir hafta sonra yaptığı bir konuşmadan bir pasaj okudu. Bütün İslam unsurları hep biraradayız hep beraberce götürüyoruz, bu hepimizin ortak mücadelesi diye anlatıyor. Bunu bize okuyor. Ortada daha saltanat kaldırılmamış, hilafet kaldırılmamış daha anayasa yapılmamış, cumhuriyet dönemi yok daha. İlk milli mücadele ortamında gerçekçi bir lider olarak o zamanki bekleyişleri dikkate alarak  bir mücadeleyi yürdüttmeye çalışıyor onun gereklerini aradan 86 yıl sonra kendisinin siyasi felsefesinin dayanağı, paraleli olarak söylüyor. Sen daha cumhuriyet dönüşümünü yaşamamışsın, kavramamışsın. Sen hala 1920'desin. Sen 1920 modeli bir felsefeyle cumhurbaşkanlığına çıkamazsın" şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

ERKEN SEÇİM ÖNERİSİ GEÇERLİLİĞİNİ KORUYOR

Baykal, bir soru üzerine erken seçim önerisinin Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçiminin Türk ekonomisi, siyaseti için  bir kriz konusu olmaması için yaptıkları iyi niyetli bir öneri olduğunu ifade etti. Bunun geçerli bir öneri olmaya devam ettiğini kaydeden Baykal, "Bu geçerli ve doğru bir öneridir. Mayıs'a kadar cumhurbaşkanlığı seçimi ile yatacağız, kalkacağız. Mayıs'ta cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından Türkiye Kasım'a kadar seçim tartışmalarıyla geçirecek. Bu Türkiye için kayıp bir yıl olur. Nisan'da seçimi yaparsak, türkiye ferahlar ve sonraki 8 ay huzurlu geçer" diye konuştu. Bu öneriye sadece Erdoğan'ın "O zaman ben cumhurbaşkanı olamam, istediğim adamı cumhurbaşkanı seçtiremem" diye karşı çıktığını kaydeden Baykal, "Bir insanın cumhurbaşkanı olmak istemesi veya partisinden birisinin cumhurbaşkanı olmasını istemesi doğaldır. Ama bunu Türkiye'nin ekonomisini, istikrarını tehlikeye atma pahasına takip etmesi yanlıştır" dedi.

Haberin Devamı

TÜSİAD'İN ÖNERİSİ İÇİ BOŞ BİR TEMENNİ

TÜSİAD gibi bazı çevrelerin erken seçimi göze alamadıklarını, bunu anlayışla karşıladığını ifade eden Baykal, TÜSİAD'ın "Cumhurbaşkanlığı seçimi uzlaşma ile yapılsın" önerisini ise "içi boş bir temenni" olarak değerlendirdi. Baykal, "CHP iktidara gelmek için, Erdoğan'ı bilerek cumhurbaşkanlığına itiyor" şeklindeki değerlendirmelerin de kesinlikle sözkonusu olmadığını vurguladı. Çok samimi davrandıklarını ve Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmamasının Türkiye için, hatta belkide AKP ve Erdoğan'ın kendisi için iyi olmadığını düşündüklerini dile getiren Baykal, bu yüzden bir yıldır herkesi göreve çağırdığını anımsattı.

Haberin Devamı

"İDDİAYI İNCELEYECEĞİZ"

Baykal, Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun iddialarını değerlendirirken, bu konuda çok ciddi kuşkular, çok önemli iddialar söylendiğini anımsatarak, bunu görmezden gelmenin mümkün olmadığını söyledi. Kanadoğlu'nun ciddi bir hukukçu olduğunu, bunun dışında pek çok hukukçunun da bunu dile getirdiğini belirten Baykal, bu iddiaları önemseyerek gerçeğin ortaya çıkması konusunda hukukçulardan oluşan bir komisyon kurduklarını anlattı. İddiayı ilk okuduğunda kanaatinin bu yönde olmadığını ancak konuyu inceleyeceklerini bildirdi.

"ADAY OLURSA OYLAMAYA KATILMAYACAĞIZ"

Baykal, CHP'liler olarak Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilme senoryosunun bir parçası, bir dekor malzemesi haline gelmeyeceklerini ifade ederken, Erdoğan'ın aday olması durumunda oylamaya katılmayacaklarını bildirdi. Baykal, "AKP grubuna başkan seçer gibi Türkiye'ye bir cumhurbaşkanı seçerler, bu ağır bir tablo olur" dedi.

Haberin Devamı

ERDOĞAN'IN ADAYLIĞI ÇÜRÜMEYE BAŞLADI

Baykal, Başbakanın cumhurbaşkanı adaylığının çürümeye başladığını savunurken, Erdoğan'ın adaylığının haklılığını söyleyebilecek bir dayanak noktası olmadığı sadece 'yetki bizde, oy bizde, anayasada engel yok' söyleminin geçerliliğinin kalmadığını söyledi. Baykal, AKP'nin de, bizzat başbakanın da bir değerlendirme yapması gerektiğini söyledi.

ARINÇ DETAYLI BİLGİ İSTEDİ

Sabih Kanadoğlu’nun  “Köşk’e 354 yetmez” iddiası üzerine Bülent Arınç da TBMM Genel Sekreterliği’ne, bir yazı göndererek, 1980 sonrası cumhurbaşkanlarının seçimlerine ilişkin detaylı bilgi istedi.  TBMM Genel Sekreterliği de Tutanaklar Müdürlüğü’ne cumhurbaşkanlarının seçimlerine ilişkin tutanak ve tartışmaları gönderilmesini talep etti. Bugünün tarihini taşıyan yazıda, 1982 Anayasası ile seçilen Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer’in kaç oyla ve kaçıncı turda seçildiği de soruldu.

Haberin Devamı

Yazıda, cumhurbaşkanı karşı adayların olup olmadığı ve seçildikten sonraki tepkiler de istedi. Yazıda, “Turların sona erip seçilmesinden sonra muhalefetin seçimlere ilişkin itirazı oldu mu? Kamuoyu tepkisi nasıldı? Anayasa profesörlerinin seçimlere ve adayları dönük yorumları nedir? Cumhurbaşkanları salt çoğunlukla mı seçildi? Siyaset dışı aday oldu mu?” soruların da detaylı yanıtlanması istendi. Bu yanıtlarında tutanak ve dokümanlarla birlikte Meclis Başkanlığı’na “ivedi” olarak iletilmesi istendi.

Tutanaklar Genel Müdürlüğü, Başkanlık’tan  gelen talep üzerine Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer’in Meclis’te gerçekleşen seçimlerini incelemeye aldı. Tutanaklardan çıkarılan arşivlerde 1. 2. 3. ve 4. turlarda yapılan tartışmaların, itirazların ele alındığı dikkati çekti, hazırlanan dokümanda Anayasa’nın 102 maddesiyle ilgili görüşler ve eleştiriler dikkat çekti. Tutanaklardan çıkarılan arşivlere şunlar kaydedildi:

TURGUT ÖZAL SALT ÇOĞUNLUKLA SEÇİLDİ

“5 Ekim 1989. Adaylar Turgut Özal ve Fethi Çelikbaş, Cumhurbaşkanı seçimi için Anayasa’nın 102’nci maddesinde öngörülen üçte iki çoğunluk sağlanamadığı için Özal üçüncü turda salt çoğunlukla seçiliyor. (284)

SÜLEYMAN DEMİREL: Üçüncü oylamada salt çoğunlukla (244 oyla  seçildi.)

AHMET NECDET SEZER : Üçüncü oylamada salt çoğunlukla seçildi (330)

CHP DE KOMİSYON KURUP İDDİAYI İNCELEYECEK

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 354 oyla cumhurbaşkanı seçilemeyeceğini iddia eden Sabih Kanadoğlu’nun açıklamalarıyla ilgili olarak CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) da Genel Sekreter Önder Sav başkanlığında hukuk komisyonu kurulması ve iddianın incelenmesi kararı aldı.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal başkanlığında toplanan Merkez Yönetim Kurulu (MYK),  iddiaları tartıştı. Toplantıda, Kanadoğlu’nun iddiasının aksine bazı hukukçuların Erdoğan’ın seçilmesinin önünde engel olmadığı şeklinde açıklama yaptığı da ele alındı. MYK,  CHP Genel Sekreteri Önder Sav başkanlığında hukuk komisyonu kurulmasına ve iddiaların incelenmesine karar verdi.

ARŞİV TARAMASINA GEREK YOK

CHP yönetimi, AKP’nin önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin yaptığı arşiv taraması çalışmalarını da ele alırken, CHP’nin, daha önce bu yönde çalışmalarının bulunduğu, benzer bir çalışmaya gerek olmadığı görüşü dile getirildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!