Korkut Göze: Adaleti yok...

Korkut GÖZE

Beşiktaş, oyunun başlangıç bölümünde yakaladığı yüksek tempoyu hiç yorulmadan ve de teklemeden uzatma dakikalarının sonuna dek sürdürdü. Gençler kalesi adeta bir kuşatma altındaydı ve Beşiktaş, rakip ceza alanı içinde pozisyon zenginliği yaşıyordu.

Şans, Beşiktaş'a sırt çevirmişti. Üstelik, direklerle de arası iyi değildi Beşiktaş'ın... Sağ kulvardan Nihat'ın çabuk ve seri adımlarla getirdiği toplardan doğan karambol pozisyonlarını bir ara saymaya heveslendim. Baktım ki, saymakla bitecek gibi değil, yorulup vazgeçtim...

Öyleyse, tabeladaki bu kısır skorun anlamı ne? Tek kelimeyle koca bir şanssızlık... Karhan'ın ve Nihat'ın direkten dönen şutları, Pascal'ın kılpayı dışarı giden volesi ve diğerleri... Hepsine şanssızlık diyorum. Ancak, ikinci yarının hemen başında Ahmet Dursun'un topu iki adımdan Patrick'e nişanladığı pozisyona, koca bir beceriksizlik damgası vuruyorum.

UZAMAMALIYDI

Ve Beşiktaş'ın final için çırpındığı oyunun geneline bakıyorum. İbrahim, Babangida'ya nefes aldırmıyor. Üstelik sol kanattan her fırsatta inatla bindiriyor. Yasin, oyunu hiç abartmıyor. Sade, kontrollü ve etkili... Savunmada Ali Eren ve Ümit hatasız oynuyor, Fevzi güven veriyor. Bir ara düşünüyorum, bu maç uzatmaya gitmemeli... Bu işin adaleti varsa, Beşiktaş adını finalist olarak tabelaya asmalı. Herkes gibi merakla Beşiktaş'ın kaderini değiştirecek pozisyonu bekliyorum.

Ve 67. dakikada Nihat'ın kafa şutunda gecenin flaş ismi Patrick'in tükenip bitişini görüyorum. Ve birkaç dakika sonra da Phiri'nin penaltı atışını kurtaran Fevzi'nin kalesindeki muhteşem kükreyişine tanık oluyorum. Ancak, aynı Fevzi'yi yediği goldeki dalgınlığı ve bir anlık gafleti için suçluyorum...

Maçın sonucu için neler söylememi bekliyorsunuz... Beşiktaş kazanacağı bir maçı, Gençler'e ikram etti. Dün geceyi yaşadıktan sonra bir kez daha anladım ki, futbol denilen bu oyunun adaleti yok.