Köprü nasıl geçilir?..

BAZEN köprülerden geçmek isteriz.Ama köprüde ayı varsa?Muhtemelen ecdadımız da böyle köprülerden geçmek istemişti. O köprülerde de ayı vardı. Çıkarları varsa geçtiler köprüleri. Ve bize bunu yapmanın, üzerinde ayı olan köprüleri geçmenin yolunu özenle gösterdiler:‘Köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceksin...’*Bizler sıradan insanlarız.Ama politikacılar sıradan değildir.Dün sabah SKY Türk’ü dinlerken bir anda adımın geçtiğini duydum. Sevgili Özlem Zengin, Mehmet Barlas’a benim bir gün önceki yazımı soruyordu.Erkan Mumcu’nun iki buçuk sene AKP’de kalıp, sonra yanlış yerde olduğunu idrak etmesini eleştirmiştim.Barlas bu düşüncenin doğru olmadığını söyledi.Ve çarpıcı bir örnek verdi:‘Celal Bayar da Atatürk ile birlikteydi, sonra CHP’den ayrılıp parti kurdu...’*Bakın bu hiç aklıma gelmemişti.Bakmam lazımdı Atatürk’ün silah arkadaşı Bayar ne yapmış? Özal Refah Partisi’nden sonra nasıl liberal olmuş? Süleyman Demirel ‘demokrat’ olarak nasıl yurdu imam-hatiplerle donatmış? Tayyip Erdoğan Amerikan askerlerine ‘Go home’ diye bağırırken nasıl ABD’nin ‘stratejik ortağı’ oluvermiş?Erkan Mumcu da keza...Sen kalk partin batarken, arkadaşların politikadan silinip giderken, bir zıplayışta AKP’nin vitrininde yer al, kimi saf liberal vatandaşların oylarını AKP’ye taşı, AKP’yi iktidar yap, kendin ‘bakan’ ol... İki buçuk sene sonra yanlış yerde olduğunu anla.Ve ‘Yanlış yere gitmişim’ de...*Böyle mi oluyor politika?O zaman bizler kimin ne olduğunu nasıl anlayacağız? Yani büyük insanların gözüktükleri yerden farklı bir yerde olmaları iyi bir şey mi o zaman?Peki ‘İyi olanlar dönek olandır’ diyebilir miyiz?Bu durumda tutarlı, değişmez, sözünün eri, neyse o, zikzaksız, düzgün politikacıların şansı yok mu?Yani böyle mi geçiliyor köprüler?