Komşunun tavuğu...

İnsan kendini yeni koşullara adapte etmekte usta.

Yeni bir işe girdin ve mutlusun diyelim. Hiç sevinme, sevgili maymun iştahlı Habitus okuru.
Üç ay içinde yeni koşullara nefis uyum sağlayacak, şikayet edecek yeni meseleler yaratacaksın kendine.
Maaşın mı yükseldi? Hiç heyecanlanma, rahatlamayacaksın. Eskiden ay sonunu zar zor getirirdin ya, şimdi daha zor getireceksin. Eskiden harcadığın kadar değil, yeni koşullarına göre harcayacak, yine borç batağına saplanma becerisini göstereceksin.
Çok mu çalıştığını düşünüyorsun?
O zaman kendine daha az çalışacağın bir iş bul.
Fakat sana üç ay veriyorum, nispeten daha az çalıştığın iş için de “Çok fazla çalışıyorum” diyecek, hayatından şikayet etmeye başlayacaksın.
Sevgilin mi var? Hah-haay, sana “Beni sevmiyor musun??” cümlesini kurman için en fazla bir sene veriyorum. Bir değişim olmamasına rağmen iki kişilik hayata alışmana ve bu hayatın sana çok sıradan gelmesine, hezeyan vaktine çook az bir zaman kaldı, bak şimdiden söylüyorum.

30’larının sonunu yaşayan bir yakınım, iyi bir işi, mutlu bir evliliği, çocukları ve rahat bir hayatı olan arkadaşının yanında kendini dünyanın en başarısız kadını gibi hissettiğini anlattı.
Çünkü istediği kadar “bağımsız kadın” numarası çeksin, 30’larının sonuna gelmiş ve evlenememiş, çocuk sahibi olmamış ve kariyerinde iyi bir noktaya gelmemiş kadın, hayatta başarısız olduğunu düşünüyor. Bunu söylemese de, çaktırmasa da aklının bir köşesinde kendini kötü hissediyor.
Peki “başarılı” kadında durum nedir?
Anlatayım...
Mevzubahis “ideal hayata sahip kadın”, dışarıdan görünenin aksine, mutsuzluktan ölecek. Kariyer, koca ve çocuktan yana bir derdi yok ancak bu üçü hayatında o kadar uzun süredir var ki, onlara çoktan alışmış. Bir başkası için “güzel bir hayal” olan durumu onun için son derece sıradan ve normal.
Kadın, kendine vakit ayıramamaktan pek şikayetçi.
“20’li yaşlarımın pervasızlığını ve sadece kendim için yaşadığım zamanları çok özledim, buna çok ihtiyacım var, kendim için yaşamalıyım” diyor.
“Kaz gibi görünen tavuk” ve insanoğlunun doyumsuzluğu, en iyi anlarında bile kötü düşünmeye meyletmesi, hayatı adamakıllı yaşamaya mani oluyor gibi, ne dersiniz?
“Şu 5 kiloyu verince süper bir insan olacağım”, “Şu işe kabul edilirsem işte hayatım o zaman başlayacak”, “Tatile çıkarsam rahatlayacağım”, “Bugün bir geçsin de her şey yoluna girecek...”
Bu cümleleri kurmamayı becerebilen, iki dakika durup “İyiyiz be!” diyebilen var mı?

Twitter meselesi

Ne kadar follower, o kadar kendine güven!
Pazartesi akşamı, Twitter’da istediğiniz bir kişinin sizi takip etmesini sağlamanın son derece kolay bir iş olduğunu fark eden bir grup sivri Twitter’ı karıştırdı.
Hesaplarının ele geçirildiğini düşünen ünlüler Twitter’da yardım çığlıkları attı tabii.
Bakınız Hollywood ünlüleri konuyla ilgili neler dediler...
Jim Carrey: Onları takip etmemi sağlamakla heyecan duyanlar, onları tebrik ediyorum, değerli zamanlarını harcadıkları için...
Kim Kardashian: Lütfen Twitter, yardım et bana! Biri hesabımı ele geçirdi ve bilgilerimi değiştirip duruyor!
Demi Moore: Türk hacker Twitter’da gerçekten iyi bir numara çekiyor.
Perez Hilton: Bir Türk hacker Twitter’ın ırzına geçti.
Ashton Kutcher: Twitter bir Türk hacker tarafından hacklendi. Haha, şu an 0 takipçim var!
Yazarın Tüm Yazıları