Komşu, Seti ile Petit’den davacı

Güncelleme Tarihi:

Komşu, Seti ile Petit’den davacı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 1999 00:00

Haberin Devamı

Güngör ailesinin küçük kızı Bala, 16 yıl önce, bir İtalyan arkadaşının evinde gördüğü 1.5 aylık Petit'i almaları için ailesine yalvardı. Sonunda yüklü bir para verildi, Petit satın alındı. O günden sonra da Petit, Güngör ailenin vazgeçilmezleri arasına girdi.

Emekli öğretmen Olcay Güngör ile emekli gümrük komisyoncusu eşi Bülent Osman Güngör, en büyük korkuyu, kızları evlenme kararı verdiğinde yaşadılar. Petit, ne de olsa Bala'nın köpeğiydi. Ama Bala'nın eşi büyük köpek sevdalısı olduğu için, Petit'yi almadılar. Olcay ve Bülent Güngör, bu karar üzerine derin bir 'Oh' çektiler.

Ancak, dört yıl önce taşındıkları apartmanda, kötü bir sürprizle karşılaştılar. Köpeklerden hoşlanmayan komşuları Mehmet Yüksel Güler tarafından dava edildiler. Güler, mahkemeye verdiği dilekçesinde, eşinin köpeklerden korktuğunu belirterek, ‘‘Eşimi, küçüklüğünde köpek ısırmış. Bundan dolayı çok korkuyor. Ayrıca apartmanda, bahçede başıboş bırakılan köpekler her tarafı kirletiyor. Kokular dayanılmaz oluyor. Gece gündüz havlamaları rahatsız edici. Apartmanda bulunan çocuklar da köpeklerden korkuyor. Apartmandan çıkarılmalarını istiyorum’’ dedi.

Olcay Hanım, komşusunun şikayetiyle başlayan davanın haksızlığına dikkat çekiyor: ‘‘Petit, kapı zili çaldığında ya da bir köpek gördüğünde havlıyor. Bir de kendisine nefretle bakan, onu sevmeyen insanlara havlıyor. Yoksa gürültülü, pis ve tehlikeli değil. Bilimsel olarak yaşayabileceği iki yılı var. Kulakları duymuyor, gözleri çok az görüyor. Kimseye bir zararı yok. Apartmanda sürekli havlayan iki köpek daha var. Ama onlara birşey diyen yok. Apartmandaki dokuz daire, şikayetçi olmadıklarına dair yazı yazıp, altına imza attı.’’

Mehmet Yüksel Güler'in tanık olarak sekreterini çağırdığını söyleyen Olcay Güngör, ‘‘Bu kadarı da olmaz ki. Sekreterin apartmanla ne ilgisi var. Davayı kazanacağımıza inanıyorum. Çünkü adalete güveniyorum’’ diyor.

11 yıllık dost

Petit'yle aralarındaki bağın çok derin olduğunu söyleyen Olcay Güngör, ‘‘Petit'yi anneme bırakıp, eşimle bir haftalığına yurtdışına gitmiştik. Bizden ayrı olduğu sürede, hiçberşey yiyip, içmemiş. Eğer, iki gün daha dönmeseydik, ölüsünü bulacaktık’’ diyor. Yakınlarının, 'Petit yakında ölecek. Şimdiden bir köpek alın da boşluğunu doldursun' önerilerini reddettiğini söylüyor: ‘‘Petit'nin yerini dolduracak bör köpek yok. Zaten zamanla öyle bir sevgi, öyle bir yakınlık oluşuyor ki, bir daha asla köpek almam.’’

Güngör ailesiyle birlikte mahkemeye verilen Emin İgus da 11 yıllık dostuyla ilk tanışmasını şöyle anlatıyor: ‘‘Bir sabah sahibi olduğumuz kafenin önüne geldi. Perişan bir haldeydi. Kaybolduğunu düşündüm. Büyük gazetelere ilan verdim. Sahilde dolaştırıp, durdum, bir göreni olur diye. Ama olmadı. Ben de bakmaya başladım. Seti'nin tıbben 2 yıl ömrü var. Zaten epilepsi hastası. İlaçlarını bir gün ihmal etsem ölür. Asla ses çıkarmaz. Sadece parkta dolaştırdığımda, güvercin görürse havlar. Çünkü o bir av köpeği.’’

Bazı köpek sahiplerinin duyarsız olduğuna dikkat çeken İgus, ‘‘Ama biz duyarlıyız. Mehmet Yüksel Güler, sadece 'Biz köpeklerden korkuyoruz' deseydi, hiç itirazım olmazdı, Ama dilekçesinde, o kadar asılsız şey var ki. Etrafı kirletmeleri, pis olmaları, koku yapmaları, havlamaları gibi., Bunlar, o kişinin samimiyetsizliğini gösteriyor. Davayı kazanmayı umuyorum. Çünkü, diğer komşularımız şikayetçi olmadıkları söylediler’’ dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!