Koltuk savaşları...

Bekir COŞKUN

İnsanlık tarihinin en uzun savaşları ‘‘koltuk savaşları’’dır...

‘‘Ben hiç böyle bir savaş adı duymadım...’’ diyebilirsiniz...

Doğrusunu isterseniz zaten ben de duymadım...

Aslında bu savaşı yapanlar da, yaptıkları şeyin ‘‘koltuk savaşı’’ olduğunu bilmezler...

Daha da açıkçası; insanoğlu tarih boyunca imparatorların, kralların, şahların, diktatörlerin koltukları uğruna savaşıp durdular... Onların iktidarlarının kesintisiz sürmesi için birbirlerini öldürdüler... Yani bütün savaşlar birer ‘‘koltuk savaşı’’ idi...

Keza çağımızda da...

Ulusları, toplumları yönlendirip sürükleyen her zaman birilerinin iktidarı değil mi?..

*

‘‘Koltuk’’ deyip geçmeyin...

Ülkemizde, askeri darbelerin genelde cumhurbaşkanlığı koltuğunun boşalması öncesine denk gelmesi de rastlantı değildi... Sokakları kan gölüne çevirip, sağda-solda savaşanlar hiçbir zaman bir ‘‘koltuk savaşının’’ tarafları olduklarını bilmediler...

Koltuk yine boşalıyor...

Bir buçuk yıl kadar sonra Süleyman Bey'in zamanı doluyor...

Artık Türkiye'deki bütün gelişmelerin içinde o boşalacak koltuğun hesabını aramalısınız...

Herkesin bir hesabı var...

*

Bakın:

Mesut Yılmaz cumhurbaşkanı olmak istiyor...

‘‘Kimseyle kavgamız yok’’ diyerek, Refahyol dönemi ile ilgili birçok dosyanın üzerine gitmekten vazgeçişinin nedeni bu... Çünkü kendi partisi ANAP kadar, onlara da ihtiyacı olacak...

Tansu Çiller bugünlerde durmadan ‘‘Birimiz çekilsin...’’ derken, lafının devamını ilerde söyleyecektir:

‘‘Öbürümüz cumhurbaşkanı olsun...’’

Demirel?..

İçinden koltuğunu da birlikte götürmek geliyordur...

Ama en iyisi kendisi koltuğun yanında kalsa...

Bunun için ise ya başkanlık-yarı başkanlık gibi sistem değişikliği gerek, ki bunu arada bir hatırlatıyor... Ya seçimlerden yine karambolün çıkması, ortalığın karışması ‘‘Aman beyefendi denge unsurudur, şu sırada bir de o gitmesin...’’ denilmesi gerek...

*

Siz siz olun, bundan sonraki tüm gelişmelerde bir ‘‘koltuk hesabı’’ olduğunu unutmayın...

Yeryüzündeki bütün savaşların birer ‘‘koltuk savaşı’’ olduğunu da...

Savaşanların bundan asla haberleri olmadığını da...

---