Kolesterolüm yüksek ne yapmalıyım

Eldeki bilgiler şunları söylüyor: Bir, kolesterolü yüksek kişilerin uzun dönemde kalp-damar hastalıklarına yakalanma riski, normal olanlardan fazladır. İki, her kalp-damar hastasının kolesterolü yüksek değildir. Peki kolesterolümüz yüksekse, ne yapmalıyız. İşte çözümler...

Haberin Devamı

KOLESTEROL tartışmaları muhtemelen daha uzun süre devam edeceği için biz tartışmaları bir yana bırakıp kolesterol yüksekliği sorunu ile karşılaşınca ne yapacağımıza bakmalı, bu konuda verilebilecek –şimdilik- en doğru kararı vermeliyiz. Ama vereceğimiz kararın sadece elimizdeki verilerle sınırlı olduğunu, kalıcı, değişmez ya da vazgeçilmez olmadığını da unutmamalıyız. Muhakkak ki araştırmalar yeni ve farklı ufuklar açabilecek, doğru bilinenlerin yanlış, yanlış sanılanların doğru olabileceği görülebilecektir. Zaten böyle olduğu için de tıp bilimi diğer pozitif bilimler gibi her geçen gün biraz daha ilerlemekte, daha etkin teşhis ve tedavi araçlarına kavuşmaktadır. Ama mevcut bilgiler ve bu verilerin “istatistiksel olarak anlam ifade edenleri” ile bir karar vermemiz gerekiyor. Elimizdeki bilgiler de bize şunları söylüyor: Bir, kolesterolü yüksek olan kişilerin uzun dönemde kalp damar hastalıklarına yakalanma riski, normal olanlardan daha fazladır. İki, her kalp damar hastasının kolesterolü yüksek değildir ve en az %50’sinin kolesterolü normaldir. Kanaatime göre kolesterol sorunu ile ilgili bir karar verirken bu iki cümleyi hiç unutmamak, rehber olarak almak lazım. Elimize yeni ve farklı kanıtlar geçene kadar bu iki cümleye göre bir karar vermemiz daha doğru olmalı. Ve işte çözümler:

Haberin Devamı

ÇÖZÜM 1: HEMEN İLACA BAŞLAMAYIN

Mademki kolesterolü yüksek olanların kalp damar hastalığına yakalanma ihtimali daha fazladır ve hatta iş bununla da sınırlı kalmayıp beyin damar hastalığı, ayak damar hastalığı gibi başka sorunlara yakalanma ihtimali de artıyor, o halde yüksek kolesterolü normal seviyelere indirmemizde fayda var. Çünkü bu ihtimal istatistiksel olarak düşük bile olsa gerçekleştiğinde başınıza gelebilecek olan problem oldukça can sıkıcı: Koroner kalp hastalığına yakalanabiliyorsunuz!
Ama bir şartla...  Herhangi bir kan analizinde kolesterolünüzün yüksek olduğu tespit edildiğinde eğer ailevi hiperkolesterolemi gibi genetik bir kolesterol yüksekliği ya da kanıtlanmış bir damar hastalığınız yoksa hemen kolesterol düşürücü bir ilaçla işe başlamanız gerekmiyor. Çok sayıda bilimsel çalışma gösterdi ki “bazı beslenme önlemlerini ısrarla uygulamayı kalıcı hale getirmek, daha hareketli ve aktif bir hayat, düzenli egzersiz, fazla kiloları verip şekeri, tansiyonu kontrol altında tutmak, kolesterolü ilaçla düşürmekten daha fazla avantaj sağlıyor. Bunların hiçbirini yapmadan sadece ilaç kullanmak riski arttırıyor. “Hem ilaç kullanayım, hem yaşam tarzımı değiştireyim” diye de düşünebilirsiniz ama araştırmalar sadece yaşam tarzınızı iyileştirmekle yetinmenizin yeterli olduğunu, bu gibi durumlarda hap yutmanın koruyucu ve engelleyici bir katkısının net ve açık olmadığını gösteriyor. Böyle bir durumda bile ben sizin yerinizde olsam kararı kendim vermem, doktorumla veririm, doktorumun vereceği karara uymayacaksam da sorumluluğu üzerime alırım.

Haberin Devamı

ÇÖZÜM 2: PEKİ NE ZAMAN İLAÇ KULLANMALIYIZ?

Kolesterolünüzün yüksek olduğu saptandığında mevcut bir koroner arter hastalığınızın olduğu da belirlenmişse (mesela koroner arterlerinizde daralmalara yol açan plak oluşumları –bilhassa yumuşak plaklar- saptanmışsa) ilaç kullanmamak, “ben bu işi sadece yaşam tarzı değişiklikleriyle çözebilirim, ilaç kullanmakta acele etmemeliyim” diye düşünmek hatalıdır. Hele hele koroner arterlerindeki daralma ve tıkanmalar nedeniyle kalp krizi geçirmişseniz, koroner bypass ameliyatı yaptırmışsanız, kalp damarlarınıza stend uygulanmışsa, “ben bu hapları kullanmam ve asla kullanmayacağım!” gibi bir direnç göstermeniz ya da hala kullanmakta olduğunuz ilaçları çöpe atmanızı da önermem. Tabiî ki bu gibi durumlarda da biraz önce belirttiğim yaşam tarzı değişikliklerini de mutlaka ama mutlaka yapmanız gerekiyor ama bu değişikliklerin sonuç vermesi için en az 3-5 senelik bir zamana ihtiyacınız var ve o zaman süreci içerisinde başınıza gelebilecekleri minimuma indirmek için ilaçlardan da faydalanmanız daha akılcı. Bu ilaçların ciddi ve çok sayıda yan etkileri var. Yorgunluk, kas ağrıları, cinsel isteksizlik, depresyon, saç dökülmesi, unutkanlık –veya aptallık durumu- ve kan şekerinde yükselme bunlardan bazıları. Bu konularda da uyanık olun ve bir sorun yaşarsanız hemen doktorunuzla irtibata geçin.

VE SONUÇ...

Haberin Devamı

Kolesterol sorununuz varsa, kardiyolog veya iç hastalıkları uzmanlarınızın söylediğine kulak verin. Endişe ve tereddütlerinizi onlarla tartışın. Karşıt görüşte olanların da fikirlerini dinleyin, zaman içinde belki de onların haklı çıkabilecekleri ihtimalini de bir kenara not edin ama sağlığınızın bugün ve yarın ki sorumluğunun bu konuda yazı yazanlar –ben dâhil- ya da televizyonlarda fikirlerini beyan edenlerin değil, sizi izleyen hekimlerin omuzlarında olduğunu unutmayın.

NE YAPIN EDİN KALBİNİZE İYİ BAKIN

KALBİNİZ, ağırlığı sadece 280-300 gr boyutları ise yalnızca yumruğunuz kadar olan oldukça küçük, hatta “ufacık” bir organ. Önemli mi önemli! Zaten öyle olduğu için de göğsünüzün tam ortasına gizlenmiş, kaburgalarla da adeta koruma altına alınmış. 24 saat ve ortalama 80 yıl bir saniye bile durmadan tıkır tıkır çalışıp size hizmet ediyor. Tek istediği şey biraz saygılı olmanız, onu zorlayacak yanlışlardan uzak durmanız. Yalnızca beslenmeye ve oksijene ihtiyacı var. Bunu da kendini besleyen koroner arterlerin getirdiği kanla sağlayabiliyor, o damarların açık olması onun için yaşamsal bir zorunluluk. Koroner damarların sağlam, pürüzsüz ve açık olması ise bazı şartlara bağlı. Sigara içmek, kan şekeri yüksekliği, hipertansiyon, fazla kilo onu zora sokuyor. Kolesterol yüksekliğinin de problem yaratan unsurlardan biri olduğu anlaşılıyor. Özellikle de bu şartlardan birçoğu aynı anda mevcutsa bu ufacık organın işi zorlaşmaya başlıyor. Ölümle bile sonuçlanabilecek bazı sorunlar ortaya çıkabiliyor, bu sorunlar “kalp damar hastalıkları” başlığı altında toplanıyor. Kalp damar hastalıkları tüm dünyada en önemli ölüm nedenlerinden ve sadece ülkemizde yılda 150-200 bin kişinin canını alıyor. Sadece bu bilgiler bile kalbinize iyi bakmanız için yeterli olmalı. Kalbinize iyi bakın...

KISA KISA

Haberin Devamı

1. Kolesterol sorunu olan olmayan herkesin omega-3 zengini besinleri daha fazla tüketmelerinde fayda var ama bu sorunu yaşayanların bu bakımdan daha da dikkatli olmaları, imkanları varsa omega-3 desteklerinden faydalanmaları iyi olur diye düşüyorum.
2. Eğer kolesterol sorununuz varsa prensip olarak doymuş yağlardan zengin yiyeceklerden uzak durun. Her gün kuzu pirzola, sucuklu, pastırmalı yumurta, kaymak yemeye kalkmayın. Bu yiyecekleri canınız çektiğinde ve sadece makul miktarlarda yiyin. Trans yağlardan zengin yiyeceklere ise (cipsler, kızartmalar) elinizi sürmeyin.
3. Sebze ağrılıklı beslenmenin bitkisel yiyeceklere öncelik veren bir beslenme planı uygulamanın daha akılcı olduğu doğru ama bu bilgi yiyecek planınızdan hayvansal gıdaları (et, tavuk, balık, yumurta, süt ürünleri) tamamen çıkarmanız anlamına da gelmiyor, yağı sınırlanmış hayvansal besinleri her zaman yiyebilirsiniz.
4. Kolesterolü düşürebilen bazı yiyecekler var ama sadece bu yiyecekleri yiyerek kolesterolünüzü normale çevirebileceğinizi düşünmeyin.
5. Kolesterolü yüksek biriyseniz bunu yaşamsal bir tehdit gibi değil,  kendinize çekidüzen verme bakımından bir fırsat gibi görün: Daha az alkol kullanın, sigarayı bırakın, fazla kilolarınızı verin, düzenli egzersiz yapmayı alışkanlık haline getirin, tansiyonunuzu, şekerinizi daha yakından izleyin, olur olmaz şeylere kızmayın, öfkelenmeyin, üzülmeyin, endişelenmeyin, uykunuza gereken önemi verin.

UZMAN GÖRÜŞÜ

Haberin Devamı

DAHA önce ilaç kullanmayan hastalarda; LDL düzeyinin 160 mg/dl’ın (diabetes mellitus, akut koroner sendrom, geçirilmiş Mİ, geçirilmiş inme, koroner arter hastalığı, periferik arter hastalığı, abdominal aort anevrizması veya karotid arter hastalığı olanlarda 100 mg/dl, 65 yaş ve üzerindeki hipertansiyon hastalarında 130 mg/dl) üstünde olduğu durumlar,
mSosyal Güvenlik’te SUT uygulamasında statinler için verdiği izin böyle belirtilmiş. Bunlara da itiraz ediliyorsa Sağlık bakanlığı ve SGK’nın gereken cevabı vermesi gerekir. Kimsenin bilimsel verileri istediği şekilde çarpıtmaya hakkı yoktur.
Prof. Dr. Çetin EROL
Ankara Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı

BİTTİ

Yazarın Tüm Yazıları