Kokpit

Uğur CEBECİ
Haberin Devamı

Türkiye’nin muhteşem kapısı

Bu bir hayaldi. Sanki hiç olmayacakmış gibiydi. Uzayda bir yıldıza erişmek kadar imkansız geliyordu. Türkiye, son yıllardaki inanılmaz yükselişini her nedense 5 yıl öncesine kadar havalimanlarından esirgemişti. Atatürk Havalimanı dış hatlar terminal binası, merhum mimar Hayati Tabanlıoğlu'nun çizdiği tek bir ünite ile kalakalmıştı.

Yolcular artmış, İstanbul'a gelen yabancı havayolu sayısı bir kaç kat katlanmış, hava trafiği günde 650-700 uçağa kadar yükselmişti. Ama uygun bir terminal yoktu. Bazı günler Atatürk Havalimanı'ndan yurt dışına gitmek işkence halini almıştı. Yurtdışından gelişte insan vatanına kavuştuğuna sevinemiyordu.

Şimdi bu sorunlar bitiyor. İstanbul yepyeni bir terminal binasına kavuşuyor. 3 Ocak'ta açılış töreni ve 5 Ocak'ta hizmete girecek yeni Dış Hatlar Terminalini, TAV Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kantur, TAV İcra Kurulu Üyesi Ali Kurtdağcan ve TAV Yönetim Kurulu Üyesi Sani Şener ile birlikte gezdim. Türkiye'nin ikinci özel terminal işletmesinin geriye sayım günlerinin yakın tanığı oldum. Tepe-Akfen-Vie (TAV) grubunun standartların üzerine çıkarak yaptıkları hızlı inşaat Türkiye'nin Avrupa Birliğine, dünyaya ve medeniyete açılan kapısını gerçekleştirmişti.

BİRLİKTE GEZELİM

Önce otoparktan giriyoruz. Giriş bilet alma geçişi sadece binek tipi ve van tipi araçların geçebileceği darlıkta yapılmış. Kolayca bilet alınabiliyor. Otopark bordoya çalan kırmızı ve mavi olarak iki bölüm halinde. Katlardaki bu renkli bölmelerin üzerine de renkli numaralar konulacak. Böylece sayısal unutkanlığın renkle azalması sağlanacak. Yani otomobilinizin yerini kolayca bulabileceksiniz. Otoparkın tırmanış yollarının genişliği ve eğimleri iyi. Otoparktan uygun katta çıkıp, örneğin hemen gidiş bölümüne gelebiliyorsunuz. Gidiş Terminali önündeki yol geniş. Üzeri kapalı, yağmurlu havalarda bagaj indirme sırasında bir sorun yok. Ayrıca güneşten de koruyor. Ve terminale giriyoruz. Otomatik kapılar açıldığında yüksek tavanlı, geniş bir alanla karşılaşılıyor. Gri-beyaz renkler hacmi geniş ve rahat gösteriyor. Lüzumsuz dekoratif malzeme yok. Uzun ve yeterli bölümün ardından güvenlik kontrolü sonrası check-in kontuarlarının bulunduğu bölüme geçiyorum. Burası da uzun bir salon. Bavulunuzu verdiğinizde aşağıdaki dev sistem de sizle hareket ediyor. Yani siz uçuştan vazgeçerseniz bavulunuz da vazgeçiyor. Burada genişlik yeterliliğe yakın. Kontuar adalarında yeterince check-in bankosu var. Bankolar üzerindeki monitörler rahatça okunuyor. Ayrıca karşıda bütün uçuşları gösteren kontrast ayarlı dev bir pano da iyi okunuyor. Yönlendirme levhaları lacivert üzerine yapılmış. Rahatça görünüp kolay algılanabiliyor. Check-in'den sonra pasaport kontrolü var. Bu bölgede ileri-geri dizimle konulmuş pasaport bölümleri uygun aralıklarda. Başınızı kaldırdığınızda rampa katında ofisler yeralıyor. Pasaport geçişinden sonra bir genişlik var. Buraya kadar olan bölümde tavanlar camlı. Terminal doğal ışığa doyuyor. Üstelik check-in, pasaport kontrolü gibi sıkıntılı işler sırasında içiniz kararmıyor. Yerlerdeki gri-beyaz granitler güzel. Aralarındaki derzler fazla geniş. Umarım çabuk kir dolup görünüş bozulmaz. Tavanlardaki malzeme ne yazık ki boyalı. Keşke metaller doğal renkte olsaydı. Daha çok güven verirdi. Üstelik kir göstermezdi. Ama her halde çok pahalı.

Pasaporttan sonra bir meydan var. Ortada bir Porche duracak. Sonra değişecek. Yerler özel desenli. Sola döndüğünüzde gümrüksüz mağazalar var. Genel Duty Free, ağırlıklı içki sigara vs satıyor. Şarapçı, purocu, çikolatacı ayrı. İleride Kapalıçarşı dekorlu bir bölümde baklavacıdan bara kadar her şey var. Üst kata çıktığınızda Divan işletmesi lokanta yerini almış. Yanında yine bir CIP salonu var. TAV işletecek. Uçağa biniş için kapılar yanyana ve araları açık. Uygun koltuklarda apronu seyrederek bekleyebilirsiniz. Üç kapı çıkışı için salon çevresi kapalı yapılmış. El-Al, Delta gibi güvenlik detayları çok şirketler için. Her yerdeki ekranlardan uçağınızla ilgili bilgileri izleyebilirsiniz. Körüklere giriş kapıda yığılma olmaması için dönerek yapılmış. Sonra havalimanın en muhteşem yerlerinden biri körük. Körükler yada diğer adıyla köprüler yarısına kadar camlı. Dışarıyı görerek geçiyorsunuz. Böylece dar mekan sorunu olanlar, uçak korkusu yaşayanlar bir soluk alma fırsatı daha buluyorlar.

Bu terminal anlatmakla bitmez. Bir sürü detayı belki sonra yazarım. Gelişte yine upuzun bir bölüme ayak basıyorsunuz. Sonra hoş bir eğimle bagaj bölümüne geçiyorsunuz. Bu arada iki tarafta sular akıyor. Standartlarda ama alçak tavanlı bagaj bölümüne geçmeden havuzlar arasında içiniz açılıyor. Bagaj konveyörlerinin hangisinden bavulunuzun çıkacağını ekrandan belirleyebiliyorsunuz. Aslında buranın perde arkasında bagajları ayıran ya da toplayan dev bir sistem var. Dünyanın en iyilerinden. Tümüyle otomatik ve bilgisayar kontrollü. Bagaj taşıma arabaları iki mark ya da karşılığı TL. Bavulunuzu alıp çok kısa sürede gümrük geçişi ve kendinizi yine yağmurdan,güneşten korunmuş alt yolda ya da otoparkta buluyorsunuz.

Evet terminal inşa edilirken yeni bir keşfin peşine düşülmemiş. Dünyanın bir çok yerindeki gibi en kolay kullanımlı, en basit yol izlenmiş. Bu da büyük kolaylık sunuyor. Bütün dekorlar gözü yormuyor. Tuvaletler, çocuk bakım odaları, oyun bölümleri hepsi özenle hazırlanmış. Bir tehlike anı için her detay yapılmış. Güvenlik, terminalin özel işletmesi gibi özel olacak. Polis pasaportta ve girişlerde bulunacak. Umarım özel terminali uygun bulan devletimiz yeterli pasaport polisi ve gümrükçü vererek işletmeye gölge düşürmez. Umarım DHMİ eski ilkel kuralları yerine çağa uygun denetimler ve istekler yapar.

Sorunlar çözülecek

Bu terminalin açıldığı gün bir takım eksikleri olabilir. Ama genellikle böyle büyük hacimli terminaller yaşamaya başlayınca sorunları hızlı çözülüyor. Milano/Malpenza Havalimanı'ndaki sorunlar burada olmayacak. İşin başındaki ve 22 aydır inşaatta hayatını sürdüren TAV'ın 'Atom Karınca'sı Sani Şener her talihsizliğe müdahaleye hazır bekliyor.

Bana göre 5 yıldızlı bir özel terminal. Umuyorum yine TAV grubu tarafından 5 yıldızlı bir anlayışla 3 yıl 8 ay 20 gün işletilecek. Burası Türkiye'nin dünyaya açılan modern kapısı. İnsanın içini titretiyor, ruhunu okşuyor, gururunu arttırıyor. Detaylara bu kadar önem verilen bir yapıda insan sevgisinin varlığını hissediyorsunuz. Acımasız eleştirilere hazırlananların çoğu hayal kırıklığına uğrayacak.

Evet, Türkiye'nin muhteşem kapısı açılıyor. Bir yere gitmeseniz bile orayı görmeye gidin. Çok heyecanlanacaksınız.

8.5’LİK DEPREME DAYANIKLI

Yeni terminal binası özel yapı sistemleri ile 8.5 büyüklüğünde depremlere dayanabiliyor. 4 bin tonluk çatı özel sütunlarla tutuluyor. Sütun ve çatı arasında 'Deprem Sönümlendirici' adı verilen bir sistem var. Deprem olduğunda çatı ve sütunlar aradaki dev bilye üzerinde birbirinden bağımsız olarak oynayabiliyor. Mühendislerin 'Hacıyatmaz' diye isim taktıkları sistem Los Angeles Uluslararası Havalimanı'nda da kullanılıyor. Sistemi ABD'de yaşayan bir Hintli profesör gerçekleştirmiş. Son depremlerde inşaat sırasında kolonlorda ciddi bir çatlak olmamasına rağmen özel sistemle çelik takviyeler de yapılmış.

bir günde yapılan işler

400 metre borulama 395 metre kare hava kanalı

4.958 metre yapısız kablolama 562 metre granit döşeme

MİMARİ BÜTÜNLÜK SAĞLANMALI

Yeni terminal binası ile şimdiki dış hatlar terminali bir köprü yol ile birbirine bağlanıyor. Şimdiki dış hatlar yeni terminal açılınca hemen onarıma alınacak. Ama iki bina arasında DHMİ mutlaka mimari bir bütünlük yaratmalı. Şimdiki dış hatlar, gelecekte iç hatlar olacak binanın dışı yeni terminal gibi giydirilmeli ve içinde yeni terminaldeki malzemeler kullanılmalı. Yeni terminalin diğer yanında bulunan şimdiki iç hatlar ve onun yanındaki THY işletme binaları hemen yıkılmalı. Hiç zaman kaybetmeden yeni terminalin uzatılması için çalışmalara başlanmalı. Eğer o binalar yıkılmazsa Atatürk Havalimanı’ndaki gecekondu görünümü sürer.Üstelik büyük bir kontrastlıkla göze daha çok batar.

ATOM KARINCA SANİ BEY

Akfen grubu adına TAV'a katılan Sani Şener tam 22 aydır inşaatın içinde yaşıyor. Yüksek Mühendis olan Sani bey yeni terminalin işletmesinde de en büyük sorumluluğu üstlenecek. Terminalin otoritesi olacak. Atom Karınca Sani beyin çıktığı bu müthiş maraton yıllarca sürecek.

THY CIP MOBİLYACI GİBİ

Yeni terminal binasının en kötü döşenen yeri THY CIP salonu. 700 metrekarelik salon E-5 karayolu kenarındaki ucuz mobilya mağazalarının show room'larını andırıyor. Ruhsuz bir salon gerçekleştirilmiş. Eski CIP salonu gibi dekore edilmek istenmiş ama olmamış. CIP'e gireceklerden kartları alacak personelin durduğu yer garip bir köşe oluşturmuş. İkram barı kısa ve kötü yapılmış. Gelenlerin el bagajlarını koyacakları büyük bir depo-portmanto yok. THY ileride yeniden uçaklarında First Class koyarsa başka bir salon kiralamak zorunda kalacak. Tabii o zaman yer bulabilirse.

Sayılarla terminal

17 Şubat 1998'de başladı, 22 ayda bitti, rekor kırıldı.

Toplam 306 milyon dolar (150 trilyon TL) harcandı. Yani dakikası 10 bin dolardı.

İnşaatta 3 bin 50 işçi, 356 mühendis 24 saat çalıştı.

Yeni terminal şimdiki terminalden 2.5 kat büyük.

186 bin metrekarelik terminal ve 179 bin metrekarelik otoparkıyla Türkiye'nin en büyük 3 yapısından biri.

7076 araçlık otopark Türkiye ve Avrupa'da tek alandaki en büyüğü.

Terminalde 18 körük var. (Eski terminalde körük sayısı 8 adetti) Körüklere, her tip uçak yanaşabiliyor.

Yıllık 14 milyon yolcu kapasiteli. Bu rakkam 20 milyona çıkacak. Saatlik yolcu kapasitesi ise 3 bin 500.

Terminalde 5 bölgede 160 check-in kontuarı var. 64 kontuar THY'ye ait.

Binada 12 çıkış kapısı var.

Kapı girişlerinde 15 adet röntgen cihazı yeralıyor.

Toplam 64 pasaport bankosu beklemeyi azaltacak.

Yolcu bekleyenlerin apronu görebilecekleri iki restoranın toplam alanı 8 bin metre kare

Gidiş kısmında gümrüksüz yani hava tarafında yolcular için özel bir restoran alanı oluşturulmuş. Fast food, İtalyan, Çin mutfaklarının yanı sıra geleneksel Türk yemekleri ve tatlıları sunulacak.

Gidişte duty free mağazaları ilginç dekora sahip. İstiklal Caddesi ve Çırağan Sarayı girişi dekorlu mağazalarda içki, çikolata, sigara-puro satan dükkanlar ayrı ayrı. Gümrüksüz alanda gazete, dergi, kitap, kaset-CD D&R mağazalarında satılacak.

21 adet yürüyen merdiven, 1.194 metre yürüyen bant ve 45 adet asansör var.

8 adet bagaj alma karasörü ile bagaj trafiği el değmeden yapılacak. 2.5 aydır test edilen barkodlu sistemde yüzde 100 başarı elde edildi. Kopenhag Havalimanı'ndaki sistemin benzeri saatte 10 bin bagaj kapasiteli. Bagajların banttan akış hızı saniyede 2 metre. Bütün sistem elektronik olarak gözlenebiliyor.

İnşa edilen metro sistemi Yeni Bosna'dan havalimanına bağlanacak.

İç hatlar (şu anki dış hatlar) ile bağlantı özel yürüyen bantlarla sağlandı. İç ve dış hatlar arasında gidiş-geliş sorunu çözüldü.

CDB (Central Data Base-Ortak Veri Tabanı) ve CUTE (Commen Used Terminal Equipment-Ortak Kullanımlı Terminal Sistemi) ile birlikte sistem entegrasyonu sayesinde tüm sistemlerin eşgüdümü sağlandı. Dünyada bu özelliğe sahip Hong Kong, Kuala Lumpur, Frankfurt ve Şikago Havalimanlarında var.

Apron cephesi 480 metre ile Türkiye’nin en uzun yapısı.

Terminal modüler büyüyebilme özelliğine sahip.

Binadaki özel yangın kontrol ve ikaz sistemi ile yangın çıkan bölüme çok hızlı müdahale edilebiliyor. Perdeleme yapıyor.

Çevreye önem verilmiş. Atık su arıtma, çöp imha ve LPG ile ısıtma var.

Bölgesel anons sistemi gürültü kirliliğini önlüyor.

Yazarın Tüm Yazıları