Kocam sahte rakı kurbanı

BEN 30 yaşında, bundan 10 sene önce eşini sahte rakıya kurban vermiş, 5 yaşında bir çocukla ortada kalakalmış bir kadınım. Nasıl olur da bir insanın öleceğini bile bile bunu yaparlar. Çok canımı yaktılar...

Eşimi hastane götürdüğümde zehirlenme teşhisi koydular. Kısa bir süre sonra tamamen şuurunu kaybetti ve komaya girdi. 48 saat sonra öldü. Şüpheli bir ölüm olduğundan otopsi yapıldı ve ölüm sebebi metil alkol zehirlenmesi çıktı. Raporu dün akşam elime aldım ve yıllar sonra bir kez daha o sevdiğim, incitmeye kıyamadığım, çocuğumun babası olan o insanın vücudunu nasıl parçaladıklarını okudum.

Şu an kendimi dünyada yapayalnız kalmış hissediyorum. Oğlum 15 yaşına geldi. Aslında en çok zarar gören oydu. Hele şu aralar korkunç boşluk içinde, işte o boşluğun adı, baba... Yaptıkları bu işten kazandıkları paraları nasıl çoluk çocuklarına yedirebildiler.

Ciğerlerim yanıyor; onlara da aynı bedduayı mı edeyim?

Ümmühan SIRAY

Irak-rakı

TÜRKİYE’nin gündemi bu günlerde 4 harfe kilitlenmiş durumda.

Alfabetik sırayla A-I-K-R.

Yani Irak ve Rakı...

İlginç bir durum değil mi?

Necdet GÜRSOY

ANKARA


Ferhan Şensoy’u anlayabilmek

SON
günlerde anlamsız bir ‘kavuk’ tartışmasıdır gidiyor. Sırasıyla Kavuklu Hasan’dan İsmail Dümbüllü’ye, ondan Münir Özkul’a ve Özkul’dan da kendi Ferhan Şensoy’a verilen kavuk kime verilmeliymiş? Cem Yılmaz’a mı, Erol Günaydın’a mı, yoksa Nejat Uygur’a mı? Hepsi de saygın olan bu gerçek sanatçıları böyle kısır tartışmaların içine çekmek yerine acaba onların yaşarlarken toplum olarak ne kadar tadını çıkabiliyoruz?

Geçenlerde yurtdışından gelen misafirlerimizi de alarak Ferhan Şensoy’un yazıp oynadığı ‘Beni Ben mi Delirttim’ adlı oyununa gittik. Salon yarı yarıya doluydu ama tiyatro seyretmenin adabını, şölenini, törenini bilen bir seyirci kitlesi vardı. Ve Ferhan Şensoy bu seyirciyi sahnede kaldığı iki saat boyunca güldürüp, dertlerinden ve bu dünyadan koparmayı başarıyor. Tabii Elif Durdu ve Ali Çatalbaş’la birlikte... Oyunun finalindeki intihar sahnesinde ise Şensoy seyirciye ‘Enayi miyim intihar edeyim, yarın iki günlük turnemiz var, intihar edersem gelip beni öldürürler’ diyor ve oyun seyircinin dakikalarca ayakta alkışı ile bitiyordu.

Şensoy bu arada bir de Küba’da ‘Şans Kapıyı Kırınca’ filminde oynayıp ‘Hacı Komünist’ adıyla Küba izlenimlerini mizahi bir dille aktaran kitabını yazıp imza günlerine başlamış bile... Bir de bakıyoruz ‘Pardon’ filmiyle ‘adaletzede’lerin çektikleri çileleri yine mizahi bir yaklaşımla anlatıyor. Ferhan Usta, ‘Ortaoyuncular’dan bildiğimiz Erol Günaydın, Rasim Öztekin, Bülent Kayabaş, Zeki Alasya ve Ali Çatalbaş’la birlikte bu filmde de oynuyor. Filmin yönetmenliğini ise Sinan Çetin’in asistanı olan evladı Mert Baykal yapmış...

Okuduk, filmin Ankara’daki galasında kendisine çiçek buketi veren Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e ‘pardon’ diyor. Kanunsuzluklar, magandalık, kaynana-gelin kavgaları koca Türk toplumunun önüne ‘dizi’ diye konuyor. Böyle bir dönemde sızlanmadan, yakınmadan kesintisiz üreten, ürettiği sürece de başta sanatçı arkadaşları olmak üzere sinemanın kamera, tiyatronun ise sahne arkasındaki birçok insana iş alanı yaratan, yaşamdan dersler veren, keyif saçan bir ustayı kavukla uğraştırmak tam bir ‘şarklılık’ değil midir?

Dünya sorunlu, ülkemiz her alanda sıkışmış, ekonomik sıkıntılar ve işsizlik herkesi endişeye sevk ediyor. İnsanlarımız kavrulmuş, AB kapısı önünde açılım yapamıyor.

Hepimiz günübirlik ‘savaş’ içindeyken, Şensoy’a biraz da bu gözle bakmak gerekmiyor mu?

Böylesine güdük bir dönemde ürettiği için, yazdığı ve güzel oyunlar sergilediği için alkışlıyoruz Ferhan Şensoy’u... Sağolsun.

Adnan AKGÜNEL

Eczacı uyanıklığı

ECZANELERDEN
ilaç alanlara bazı eczacılar, reçetede yazılı birkaç ilaç olunca içlerinden birini seçerek, ‘Bu ilacın parasını SSK vermiyor, ya ücretini ödeyip alacaksınız ya da muadilini veririz’ diyorlar.

Hasta da zaten emekli... Diğerlerini alabilmek için o ilacın normal ücretini ödüyor. Reçete de eczanede kaldığı için, eczacı parayı tekrar devletten alıyor. Belki hepsi yapmıyor; ama bana teklif ettiler reddettim. Kayınvalidem eşine aldığı kanser ilacı için 30 YTL ödeyip reçeteyi de bırakmış. Satış fişi de vermemişler. Eczacı aynı ilacı 2 kere sattı.

Bu kişilere karşı uyanık olmalıyız. Herkes dar gelirlinin sırtına binmeye çalışıyor.

T.ORHAN-İSTANBUL

Acayip bir toplum olduk

TV’lerdeki gelenek ve göreneklerimize aykırı olan yayınların kaldırılacağını duyunca çok sevindim. Biz toplum olarak ileriyi görmek zorundayız. İşte bugünkü halimiz: Binbir çeşit ahlaksızlıklar, yolsuzluklar, cinayetler, kapkaççılar, tinerciler, sokak çocukları, karılarımızı, kızlarımızı, erkek çocuklarımızı kaçırıp ırzına geçerek öldürmeler ve daha sayamadığım birçok hadiseler...

Sonu nereye varacak? Acayip bir toplum olmuşuz, ne yasaklara, ne kanunlara riayet ediyoruz. Nalıncı keseri gibi, ağacı değil kendimizi yontuyoruz. En ufak hadiseden dolayı cinayetler işliyoruz!..

Öyle zaman gelecek ki cinayet işleyenler iş bulacak. Biz de çocuklarımızın üniversite mezunu olması için bütün olanaklarımızı kullanıp, mezun olduktan sonra da onlara 300-400 YTL’ye iş bulacağız diye uğraşalım. Bakanlardan, vekillerden torpiller arayalım yahut rüşvetler verelim.

İşsiz ve ilerisi karanlık bu gençliğin sonu ne olacak?

Çok doluyum.

Kenan EYÜPOĞLU-BAKIRKÖY

Mesaj panosu

BİR
doktor uyarıyor: SSK hastaneleri Sağlık Bakanlığı’na devredilirken sadece askeri hastaneler ve mazbut vakıflara ait hastaneler devir işlemi dışı bırakıldı. Geçen dönem Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan’ın bastırmasıyla Bezm-i Alem Vakıf Guraba Hastanesi SSK’ya kiralanmıştı. SSK artık kiracı vasfını kaybedince Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt neden gerekli başvuruyu yaparak, vakıf senedine uygun çalıştırmayı düşünmüyor? Muhalefetteyken söz verenler şimdi nerede?

SSK’dan malulen emekliyim. Bir bacağım felçli. Guatr kanseriyim. 33 yaşındayım. SSK Ankara Yüksek Sağlık Kurulu emekliliğimi ‘çalışabilir raporu’ vererek iptal etti. Daha önce de üç kez aynı karar verilmiş, yine üç kez itiraz ettim. Maddi yönden çok zor durumdayım. Dosyam Yüksek Sağlık Kurulu’nda, yeni karara itirazımın sonucunu bekliyorum. Karar bir türlü çıkmıyor.

Ali DEĞİRMENCİ-ANTALYA

GÜNÜN SÖZÜ

‘Hırsızlarla dolu bir dünyada nihai günah aptallıktır.’

(Hunter S. Thompson)
Yazarın Tüm Yazıları