Ko Chang’ın Budist manastırlarında bile cinsiyet ayrımcılığı sürüyor

Güncelleme Tarihi:

Ko Chang’ın Budist manastırlarında bile cinsiyet ayrımcılığı sürüyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2010 00:00

Gezgin Leyla Derya, Türkiye’nin kışı yaşadığı günlerde Kamboçya ve Tayland’da Dhamma öğretisinin peşine düştü. Akvaryumu andıran denizi, yağmur ormanlarıyla ünlü Ko Chang’ın manastırlarını ziyaret etti. Ayinlerde rahipleri izledi, rahibelerle beraber yemek yedi, sohbet etti. İzlenimlerini Hürriyet Seyahat için yazdı.

Pali dilinde Dhamma, aydınlamaya götüren Buda öğretisi. Sanskritcesi ise Dharma. Kamboçya, Tayland, Burma, Laos, Sri Lanka halkları Theravadan Budist. Meditasyon ağırlıklı bu öğreti, dinden öte bir felsefe. Günlük hayata uygulanan nezaket, sabır ve cömertlik bu öğretinin merkezi. Dhamma’nın peşinde çıktığımız iki haftalık yolculuk Kamboçya’daki Anghor Wat Vadisi ve Tayland’ın milli parklarını kapsıyor. Gezi boyunca, Bangkok’ta bile, gürültü kirliliğiyle karşılaşmıyoruz. Halk güleryüzlü, huzurlu. İyi İnsanlar İçin İyi Şeyler grubunun ekibi 20 kadın, iki erkekten oluşuyor. İstanbul’un soğuğunda yola çıkıp, 35 derece sıcaklığa iniyoruz. Grubumuzun Avustralyalı üyesi Jeffrey Oliver, sekiz yıl Burma’daki bir manastırda Budist rahip olarak yaşamış. Şimdi farkındalık meditasyonu öğretmeni. Müzik, dans ve sporsever. Neredeyse tüm şarkılarını ezbere söyleyebilen sıkı Tarkan bir hayranı.

SİHİRLİ MASAJ BÜYÜLÜ SU ALTI

Tayland Körfezi’nin doğusundaki Ko Chang, Phuket’ten sonra ülkenin ikinci büyük adası. Aynı adı taşıyan Milli Deniz Parkı’nın içinde. İsmini, uyuyan file benzeyen şeklinden alıyor. Bangkok’a uzaklığı 310 kilometre. Trat’daki feribotlarla 30-40 dakikada ulaşılıyor. Elektrik ve telefona 10 yıl önce kavuşan ada, 2. Dünya Savaşı’nda Tay - Fransız deniz savaşlarına sahne olmuş. Geçmişte ise korsan yatağıymış. Şimdi, maalesef turizmin etkisinde hızla değişiyor. Adanın doğusu hâlâ bakir, tarım arazileri var. Batısı plajlar ve her bütçeye uygun otellerle dolu. 5500 nüfuslu Ko Chang, 52 irili ufaklı adayı içeriyor.
Ben deniz severim, üstünü, altını, yüzmeyi, yelkeni, burnuma çekmeyi, hatta içmeyi. Tay sahillerini özel kılan beyaz kumsallar, turkuvaz sular, subasmaz ormanlar, tropikal bitki örtüsü, çiçekler, frangipani ağaçlarının ve adını bilemediğim bilumum egzotik kokular, denize kavuşan akarsular, gelgit, hindistan cevizi ağaçları. Ve Tay masajı: İki saatlik seans 10 dakikada bitiyor, yıllardır ilk kez kollarım sırtımda birbirine dokunabiliyor. Bu hissiyatı tarif etmek imkansız. Tay masajı özel okullarda, manastırlarda öğretiliyor. Örneğin, Bangkok’ta, Uzanan Buda’nın bulunduğu Wat Pho Tapınağı’ndaki okulda 17.yy bu yana Thai masajı öğretiliyor. Duvarlarda masaj noktalarını gösteren diagramlar yerleştirilmiş, dilerseniz dersler İngilizce.
Adada şnorkelle yüzmek, dalmak akvaryuma girmeye benziyor. Etrafınızda binlerce çeşit deniz canlısı. Hele mor-yeşil renkli, pembe renkli kırmızı dudaklı bir balık var ki unutmak istemiyorum. Diğer güzellik ise şelaleler; herhalde girebileceğimiz en düşük sıcaklıktaki su burada. Dilerseniz fillerle ormanda geziye çıkabilirsiniz. Balta girmemiş yağmur ormanları, 29 çeşit memeli hayvanı, 74 tür kuşu, 42 tür sürüngeni barındırıyor. Maymunlarla oynamak mutluluk verici. Geckoların ve ağaçkakanların sesini dinlemek de.
Tay yemekler biribirinden leziz, meyveler çok çeşitli. Barsaklarınızı korumak için bol muz yemeniz, yemekte bir kadeh alkollü içki öneriliyor.

KHAO YAİ’NİN MANASTIRLARI

Khao Yai, dağlardaki bir milli park. Gökyüzü ozon, ormanları oksijen zengini. Nemli, ancak geceler serin. Bir çiftikte konaklayıp, yakındaki Wat Khao Yai - Charoendham Manastırı’nı akşam ve sabah ziyaret ediyoruz. Akşam duasını, rahiplerin sohbetini dinliyoruz. Dillerini anlamasak da, sohbete gelenlerin ikna olana kadar rahipleri zorladığını fark ediyoruz. Sohbet ettiğimiz rahibelerden biri geçmişte köyünde tarlada, diğeri Bangkok’ta güzellik salonunda çalışıyormuş. Hayatlarından gayet memnun görünüyorlar, gözlerinin içi gülüyor. Rahibeler 8, rahipler 227 kurala uymak zorunda. Sanırım bu fark, kadınların manastırlardaki dışlanmışlığının işareti. Başları tamamen traşlı, beyaz giyimli, takısız rahibelere yalan, seks, dans, müzik, hırs, açgözlülük, öğleden ertesi sabaha kadar yemek, sivrisinek bile olsa bir canlıyı öldürmek yasak. İçecek serbest.

Tapınağın mutfağı pırıl pırıl, düzenli. Büyük teneke kutulardaki bisküviler kışkırtıcı. Genelde tapınaklar mutfaksız. Sabah yola çıkan rahipler köylüler taslarına ne koyarsa onunla yetiniyor. Bu tapınağın çevresinde ise yerleşim yok. Sabah rahiplere pilav dağıtımı görevini üstlendiğimde, bir tabak pilavı 17 rahibe eşit bölmekte zorlanıyorum. Son rahibin kısmeti tasından taşıyor! Sonra rahipler rütbe sırasıyla bağdaş kurup oturuyor. Diğer tapınaklarda görmediğimiz çeşitlilikte bir açık büfe, tekerlekli tepsiyle önlerinden geçiriliyor. Rahibeler ise rahiplerden arta kalanı alıyor, bize de ikram ediyor. Yani kadın - erkek eşitliği burada da yok.
Rahiplerin evleri konforlu, bakımlı. Bağışlarla yapılmışlar. Terk edilmiş olanlar bir lokma, bir hırka yaklaşımına daha yakın duruyor. Her evin önünde yürüme meditasyonu için 10 metre uzunluğunda bir beton yol var. Bu sayede karınca dahi ezmeden yürüyorlar. Peki ben bu geziden sonra sivrisineklerle ilişkilerimi nasıl yürüteceğim?

GECE PAZARLARI, BARLARDA SEKS SERVİSİ

Dolunay partisinde “Monkey Ska” grubu müzik yapıyor. Büyükçe bir kulüpteyiz, turistler azınlıkta. Müzik çok güzel. Ayak bileklerimize kadar denizdeyiz. Kumda aralıksız iki saat dans ediyoruz. Soluklanmak için dans pistine çıktığımızda, kışkırtıcı danslarıyla erkek kılığında kızlar, kadın kılığında erkekler dikkatimizi çekiyor. Tutucu toplum yapısı nedeniyle kızlarla erkeklerin bir araya gelememesinin Tayland’da eşcinselliği yaygınlaştırdığı söyleniyor. Peki nasıl oluyor da yakın arkadaşların bile birbirine dokunmadan, sarılmadan selamlaştığı bir kültür, seks endüstrisiyle bu kadar içli dışlı? Aileler seks işçiliğini normal karşılıyor. İki milyon kişinin çalıştığı sektör, ülke ekonomisinin yüzde 3’ünü oluşturuyor. Bunun üç açıklaması var: Çok eşlilik geleneği, yoksulluk ve Vietnam Savaşı sırasında tatile gelen Amerikan askerleri... Giysilerinde numarayla dans edip içki servisi yapan barların müşterileri arasında Taylandlılar da yer alıyor. Bar sahibine beğendiği kızın numarasını söyleyip parasını ödeyen otelin yolunu tutuyor. Çocuk yaştaki kızların yaşlı erkeklerin peşinden gidişini görmek hüzün verici. Tayland’daki gece hayatının bence cazip yönü gece pazarları. Saat 18.00’de kurulan pazarlar rengarenk, ışıklı, sürprizli. İpekler, takılar, yaz giysileri, elişi ürünler, çakma markalar... Alışverişin vazgeçilmezi pazarlık.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!