Klitoris, penisi döver!

Şehnaz Canıgür Kutluk, Ankaralı bir klinik psikolog.

Pek çok problemle uğraşmasının yanı sıra, vajinusmus vakalarını tedavi etmekle ünlü.

Nereden mi biliyorum?
Kadın okurlarımdan...
Onlar söylediler...
Ben de buldum, sorularımı sordum.
Bugün tamamen klitoris takılıyoruz.
Neymiş, ne değilmiş...
Buyurun buradan okuyun...
Ve böyle bir organınız olduğu
için mutlu olun!
/images/100/0x0/55eae4eef018fbb8f89d85f7
Penis’in karşılığı biz kadınlarda neresidir?
- Klitoris.

Neden vajina değil, klitoris?
- Çünkü klitoris, penisin embriyolojik aşamadaki halidir...

Cenin yani... Öyle mi?
- Tabii, tabii. İkisi de süngerimsi doku. Uyarılması halinde ikisinin de dokuların içi kan ile doluyor ve sertleşiyor. Bir de tabii klitoris, kadının en erojen bölgesi. Yani penisin, kadın bedenindeki karşılığı. Tamam, peniste var olan boşaltım kanalı klitoriste yok ama yine de fevkalade çok benzerlikleri var.

Vajina peki?
- O bir ‘yol’. Erkeğin ürettiği materyalin, yani spermin içeri alınmasını, erkek ve kadının birlikte ürettiği materyalin, yani bebeğin dışarı sunulmasını ve bu arada cinsel tatminin de oluşmasını sağlayan bir yol. Zevk almak dışında da işlevleri var yani. Oysa, klitorisin günümüze kadar bilinen tek işlevi var: Cinsel haz!

E süpermiş! Yaşasın klitoris o zaman!
- Evet. Kadının cinsel uyarım, cinsel zevk ve tatminden birinci derecede sorumlu organı bu arkadaş!

Biz onu düğme şeklinde basit bir şey olarak biliyoruz...
- Doğru, düğme gibi tepesi var ama ‘V’ şeklinde içeri doğru sağlı sollu uzanan kolları da var.

Desenize bir tür buzdağı! Görünen yüzü var, görünmeyen yüzü var...
- Aynen öyle. Bizim gördüğümüz sadece düğme şeklindeki tepecik...

Peki bu arkadaşın büyüğü küçüğü var mı?
- Tabii, tabii. Boyutları 4-8 milimetre arasında değişiyor ve kadından kadına da farklılık gösteriyor. Ama yapılan çalışmalarda, boyut ve işlev arasında bir ilişki kurulamadı. Yani bu boyut meselesi, özellikle de peniste, insanların, daha doğrusu erkeklerin kafasını meşgul ediyor ama bilimsel karşılığı yok.

Klitorisin de penis gibi büyüme-küçülme yeteneği var ama...
- Cinsel uyarım sırasında evet. Tıpkı penis gibi kanla dolması sonucu sertleşiyor. Hem tepecik hem de vajina dudakları arasında uzanan kollar genişleyerek büyüyor.

Madem bizim de küçük penislerimiz var, ‘penis kıskançlığı’ denilen şeyi nereden çıkarmışlar?
- Anatomik olarak evet öyle, bizim de küçük penislerimiz var. Ama sosyo-kültürel ve psikolojik olarak iş çok farklı. Bu sözde penis kıskançlığının temelinde yatan birçok kültürde olduğu gibi bizim kültürümüzde de, erkek çocuklarına doğduğu günden başlayarak sağlanan ayrıcalıklar ve ödünler. Bu ödünlerin simgesi de penis. Kız bebeğin bezi bile erkeklerin yanında değiştiremezken, erkek bebeğin ya da erkek çocuğun çıplak dolaşmasında bir sakınca görmeyiz. Kızlara ilk öğrettiğimiz şey vajinalarını saklamaktır. Ama erkek çocukları o konuda rahat yetiştirilir. Onların pipi boyları muhabbet konusudur, fotoğrafları çekilir, aile albümlere konur, misafirlere gururla gösterilir. Ta bebeklikten bu yana, iki cinsiyet arasındaki tek farkı, penise sahip olup olmama diye tanımlarız. Ne acayip! Oysa, bir sürü yaşamsal farklarımız var. Erkeklerin cinsel organlarının farklılığı, haklarının da garantisi oluyor...

Siz penis kıskançlığı kavramına katılmıyorsunuz yani...
- Tabii ki katılmıyorum. Kadınlar, “Benim de penisim olsun’ demiyor ki, “Ben de penislilerin haklarına sahip olmak istiyorum” diyor. İkisi aynı şey değil. Zaten problem penisin kendisi değil, ona atfedilen, yüklenen ayrıcalıklar.. Ve zavallı penis de bundan sorumlu tutuluyor!

Güzel özetlediniz durumu. Ben yine klitorise dönmek istiyorum. Aşağı yukarı kaç sinir lifi bulunur bu arkadaşta?
- Klitoris, kadın bedeninde en fazla sinir ucuna sahip organ. 4000-8000 sinir ucu olduğu söyleniyor. Boyutlarını kıyaslarsak, peniste daha fazla sinir ucu olmalıymış gibi gelebilir size. Ama öyle değil! 4000 sinir ucu bile penistekinin iki katı. Yani klitoris penisten çok daha duyarlı.

Demek ki klitoris, penisi döver!
- Öyle de diyebiliriz!

Boşalmakla orgazm aynı şey midir?
- Hayır. Her boşalma, orgazm değildir. Mesela erkeklerde, uyarılma sonuncunda zevk alma, eğer ‘plato’ çizmiyorsa, yani zevk alma, belli bir dereceye kadar devam ettikten sonra son noktada plato çizmeden boşalma gerçekleşiyorsa, orgazmdan söz edemeyiz. Orgazmın varlığı ve kalitesi, plato ve uzunluğuyla ölçülür.

Peki kadında?
- Kadında cinsel tatmin, organik olmaktan çok, psikolojik faktörlere bağlı. Kadın psikolojik olarak kendisini iyi hissettiği bir cinsel ilişkide, organik olarak boşalmasa da, o rahatlık, orgazm duygusu sağlayabilir.

Peki şu meşhur sorunun cevabı ne o zaman? Orgazm, vajinal midir, klitoral mi? Orgazm denince hangisi akla gelmeli?
- Bence orgazm denince akla gelecek şey, ‘yaşanan süreçten memnun olmak’ olmalı. Şeklinin önemi yok. Son 3-5 yıla kadar izlediğimiz tüm filmlerde kadın orgazmı, vajinal olarak sunuldu. Ki bence, bu da erkek egosunun ürünü. Erkek öyle güçlüdür ki kadını vajinal orgazma ulaştırır! Ama araştırmalar, kadınların ancak % 20’sinin vajinal orgazmı yaşayabildiklerini gösteriyor. Zaten vajinal orgazmda bile klitoris, klitorisin vajen dudakları arasında uzanan kolları ve vajen üst duvarına doğru inen kökü sorumlu...

Klitorisle orgazma ulaşmanın adı mastürbasyon mu?
- Tek başınıza, yalnızken yapıyorsanız evet. Ama eğer partneriniz yanınızda ve sürece katılıyorsa hayır.

Partnerle sevişirken mastürbasyon yapmak yaygın olmalı mı?
- Olmalı...

Bu, seksten daha fazla zevk almaya sebep olur mu?
- Olabilir. Ama yanıtı kişiden kişiye değişir...

Peki siz hastalarınıza öneriyor musunuz?
- Bu da çiftin tercihine kalmış. Daha fazla zevk alıyorsa, tercih edecektir. Fakat ben kimseye benden öneri isteseler bile, “Şunu yapın, bunu yapmayın” demem, diyemem. Bireysel farklılıklar burada da ön planda. Ben sadece “Birbirinizin bedenini ve kendi bedeninizi daha iyi tanımaya çalışın” diye öneride bulunabilirim.

Ben en son Shere Hite ile röportaj yapmıştım kadın cinselliği konusunda. Sonra ne tür araştırmalar çıktı... Master and Johnson bin yıl önceydi. Sonra Hite, sonra ne oldu... Bu alanda yenilikler neler? Var da biz mi okumuyoruz... Nedir?
- Hite, sanırım iki yıl kadar önce son kitabını yayımladı: Küreselleşme ve Kadın Cinselliği.Günümüzde kadın cinselliği devrimi bitmiş gibi. Ama Batı toplumları, cinsel özgürlük sorunlarından çok, cinsel ve cinselliğin getirdiği sorunlara yönelik araştırmalara ağırlık vermekte. Yapılan araştırmalar kadınların en fazla yakındıkları konunun orgazm olamama problemi olmasına karşın, en fazla ‘ağrılı cinsel ilişki ya da hiç cinsel ilişkiye girememe anlamında olan vajinismus’dan dolayı profesyonel yardım almak için kliniklere ya da hastanelere başvurduklarını belirtiyor. Burada da erkek egosu önde...

Niye?
- Çünkü orgazm olamama problemi, erkeğin cinselliğini direkt olarak etkilemiyor. Çok umrunda değil. Ama vajinismus, onun cinselliğini engelliyor. Bu yüzünden vajinismus yaşayan kadınlar, eşleri tarafından tedaviye götürülüyor. Tamamen kendini düşündüğü için.

Sizinle bir gün de vajinusmus konuşalım. Hala Türkiye’deki en yaygın cinsel sorun değil mi?
- Hem de nasıl...

Yoksa siz de bir seansta mı çözüyorsunuz?
- Aman Allah’ım, tam da böyle elinde sihirli değneyi olduğunu iddia edenleri konuşmamız lazım. Kadın cinselliği konusunda daha çoook şey konuşmamız lazım...

Vajinal orgazmdan bile klitorisin kökü sorumlu

Kıymetini bilin yani...
Son üç-beş yıla kadar izlediğimiz tüm filmlerde kadın orgazmı, vajinal olarak sunuldu. Ki bence, bu da erkek egosunun ürünü. Erkek öyle güçlüdür ki kadını vajinal orgazma ulaştırır! Ama araştırmalar, kadınların ancak yüzde 20’sinin vajinal orgazmı yaşayabildiklerini gösteriyor. Zaten vajinal orgazmda bile klitoris, klitorisin vajendudakları arasında uzanan kolları ve vajen üst duvarına doğru inen kökü sorumlu...
Yazarın Tüm Yazıları