‘Kızılca gün’

‘27-ARALIK’ tarihi, Ulusal Kurtuluş Savaşımız ve Cumhuriyet tarihimiz açısından son derece önemli bir gündür...

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’dan başlayan Anadolu Yolculuğunu 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelerek tamamladı. Bu yolculuk aynı zamanda Milli Mücadele Projesinin hazırlıklarının yapıldığı bir süreçti... Ve Milli Mücadele Projesi Anadolu’nun ortasında, Ankara’da uygulamaya konuldu... Bu yıl Milli Mücadelenin Başlangıcının ve Büyük Önder’in gerçekleştirdiği “Kutsal Anadolu Yolculuğu”nun 90’ıncı Yılını kutlamaktayız.
1919 yılında Anadolu’daki manzara genel hatlarıyla şöyleydi: Orta Anadolu’daki bir avuç toprak parçası dışında Anadolu, işgalci güçler tarafından paylaşılmıştı... Hükümet Merkezi İstanbul işgal altındaydı ve Yunan orduları durmadan Batı Anadolu’da ilerliyordu... Ülkenin her bir yanından işgalci güçlerin yaptığı zulme ilişkin acı haberler geliyordu...
Fakat, bu haksızlık, bu zulüm büyük bir Ulusa yapılmaktaydı ve aynı Ulus, işgalci güçlere teslim olamayacak kadar onurluydu ve şanlı bir geçmişe sahipti... Nitekim, Batı Anadolu’da Zeybekler, Kuzey’de, Güney’de, Güneydoğu’da ve Doğu Anadolu’da yerel milisler işgalci güçlere karşı tüm güçleriyle direniyor ve bu ağır cezanın hiçbir şekilde hazmedilemeyeceğinin işaretlerini veriyorlardı... Bağımsızlık kaçınılmazdı fakat bunu yerel milislerle ve yerel çarpışmalarla başarmak bir o kadar güçtü... Milli Mücadeleyi Ulusal Kurtuluş Savaşına dönüştürecek ve yerel güçleri toparlayacak bir lider, bir Önder gerekiyordu...
İşte bu önder, 27 Aralık 1919’da Dikmen sırtlarında belirdi... Ankaralıların ‘Kızılca Gün’ dediği bu tarihi günde, Ankara’nın köylerinden kasabalarından akıp gelen binlerce atlı ve yaya Seymen ile Ankara halkı büyük önderi Dikmen sırtlarında bağrına bastı... Şaşıran ve duygulanan ulu önderin “Merhaba efeler! Niye zahmet ettiniz, neden geldiniz?” sorusuna Gazi Paşa’nın etrafında çember olan binlerce Seymen hep bir ağızdan “Seni görmeye, bu vatan uğruna ölmeye geldik Paşam!” diye cevap verdiler.
“Fikrinizde sabit misiniz?” diye yeniden sorduğunda Seymenler büyük bir kararlılıkla “Andolsun!” diyerek karşılık verdiler... Bunun üzerine gözleri yaşaran Mustafa Kemal “Varolun Yiğitler!” diyerek şükranlarını bildirdi.
Davul-zurnalar çaldı; zeybekler yeniden oynamaya başladı.
Silindi mi maşrapamın kalayı /Dizildi mi Seymenlerin Alayı /Düşmanları öldürmenin kolayı /Koç gibi meydanlarda dönenlerdeniz /Biz Vatan uğruna ölenlerdeniz
Büyük öndere halk desteği büyük bir moral ve güç vermiştir. Ankara bununla ulusal kurtuluş savaşımızın merkezine duruma gelmiştir.
27 Aralık hem işgalci güçlere karşı, hem de Anadolu’yu yüzyıllardır ihmal eden Osmanlı tahtına karşı gerçekleştirilen “Anadolu İhtilali”nin en önemli dönüm noktalarından biridir. Atatürk diğer stratejik etmenlerin yanı sıra bu heyecan ve inanmışlığın etkisiyle Ankara’yı, önce milli mücadelenin karargahı, izleyen yıllarda ise Türkiye’nin kalbi ve Cumhuriyetin başkenti olarak belirlemiştir. “Ankara’nın ve Ankaralıların benim gönlümde bambaşka bir yeri vardır” sözleriyle ifade etmiştir sevgisini.
Biz Ankaralılar ve Seymenler olarak Atatürk’ün izinde çağdaş uygarlık ve demokrasi yolunda Cumhuriyetin yılmaz bekçileri olarak yürümeye ve vatan uğrunda ölmeye 90 yıl önce Dikmen Keklikpınarı’nda Büyük Önder’e “Andolsun” diyerek verdiğimiz sözün bugün de arkasındayız ve hep olacağız.
Bu inançla, Büyük Önder’in Ankara’ya teşriflerinin 90’ıncı yılında coşkumuzu paylaşmak üzere ssat 10.00’da Anıtkabir’de başlayacak törenlere tüm Ankaralıları bekliyoruz.
? Dr. Metin ÖZASLAN-Ankara Kulübü Derneği Başkanı
Yazarın Tüm Yazıları