Kitapla iç içe günler

Güncelleme Tarihi:

Kitapla iç içe günler
Oluşturulma Tarihi: Nisan 17, 2011 00:00

TÜYAP (Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş.) ve Türkiye Yayıncılar Birliği’nin işbirliğiyle gerçekleştirilen 16’ncı İzmir Kitap Fuarı Kültürpark’ta açıldı.

Haberin Devamı

Türkiye genelinden 300 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu,600 yazarın katılacağı, 130 etkinlik ve imza günü düzenlenecek fuarın onur konuğu şair Refik Durbaş.
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal, basılmamış kitapların peşine düşüldüğüne dikkat çekerek Başbakan Erdoğan’ın Avrupa Parlamenter Meclisi’ndeki sözlerini eleştirdi. Celal, Erdoğan’ın daha önce cezaevinde gazeteci bulunmadığını söylediğini hatırlatarak, “Söz konusu toplantıda 27 gazetecinin tutuklu bulunduğunu söylemesini de bir gelişme olarak görüyorum. Diğer yandan kitap taslaklarını bomba malzemesine benzetti. Bunlar 12 Eylül’de kitapların yanında silahlarla çekilen fotoğrafları hatırlattı” diye konuştu.

Okumuyoruz algısı yanlış

TÜYAP Kitap Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan ise geçmişten günümüze yönetimlerin sorunları yasakla çözebileceği gibi yanlış bir fikre kapıldığına işaret etti. Toplumda ‘okumuyoruz’ algısının doğru olmadığını da söyleyen Hızlan, genç neslin bilimkurgu, fantastik edebiyat, polisiye gibi türlere ilgi duyduğunu, çağımızın kitaplara yansıdığını belirtti.

Haberin Devamı

Edebiyat evi kuruluyor

Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Bilge Kula, edebiyat evi açma projelerinin bulunduğunu ve İzmirli şair ve yazar Attila İlhan’ın adını vermeyi düşündüklerini söyledi.
Şair Refik Durbaş ise İzmir’i ve İzmirlileri çok sevdiğini belirterek, “İzmir bana hayatı öğretti, İzmir bana gavurluğu öğretti” diye konuştu.

Kocaoğlu’ndan ilginç çıkış

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, guar açılışında yaptığı konuşmada, geçtiğimiz aylarda yayınlanan ve İzmir’le ilgili bir kitabı ele aldı. İzmir’in hoşgörü, yaratıcılık, sevgi ve kültür kenti olduğunu, sanatla yaşamak isteyen hemşehrilerinin bulunduğunu dile getiren Kocaoğlu, şunları söyledi:
“Geçtiğimiz aylarda bir araştırma ve kitap yayınlandı. İzmir’i belli konularda irdeliyor ve İzmir’e belli sıfatlar yüklemeye çalışıyor. Yapılan yüzyüze görüşmelerdeki 90 kişi kendine göre seçilmiş. Bir akademisyenin böyle bir araştırma yapması, yahut böyle bir yönlendirilmiş kitap yazması son derece üzücüydü. Sonra konunun uzmanlarına İzmir’de algı araştırması yaptırdım. Baştan beri söylediklerim o algı araştırmasında çıkan sonuçlar. Son yıllarda ülkemizde çok şey çarpıtılıyor. Öyle bir çarpıtma yaşıyoruz ki neyin doğru, neyine yanlış olduğunu bir kaç yerden test etmeden bizler de çözemiyoruz.”

Haberin Devamı

Göçle gelenle kenetlendik

Bu gibi algılamaların yaşanmaması için sanat ve edebiyatın büyük önem taşıdığını vurgulayan Kocaoğlu, şöyle konuştu:
“Bunu İzmir’deki hemşehrilerimiz de çok iyi biliyor. İzmir’de ‘şunlar burda oturur, bunlar burda oturur’ diye bir şey yok. İzmir’de insanlar Kordon’da, Konak’ta aynı havayı teneffüs ederek yaşıyor. İzmir 60 yıllık göçle gelenlerle kader birliği yaparak, kenetlenerek yaşayan bir kent. Kimliğini koruyan bir kent. Kentleşme sürecinin en önemli örneği. İzmir’e böyle bakmak. İzmir’de zihinsel sıkıntı olmadığını bilmek, İzmir’e böyle bir nitelik, sıfatlandırma yüklememek bence en doğru yaklaşım olacaktır. İzmir herkese kapılarını açmıştır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!