Öfkenin, dağların, törenin romanı

Güncelleme Tarihi:

Öfkenin, dağların, törenin romanı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2017 12:35

Toplumcu gerçekçi bir damardan yazan Osman Şahin son romanı ‘Eşkıya Kuza’da bir öfkenin insanı nasıl yok ettiğini anlatıyor. Yine taşradan ve içinden dağların, ağaların, törenin geçtiği bir roman...

Haberin Devamı

Öfke insanın kurdudur. Kendini asla unutturmaz, insanın içini kurutur. İnsanın sırtına yük olur. O yükle yaşamaya çalışan insan önüne geleni ezip geçmenin derdine düşer. Sanki her defasında biraz daha yükünün azalacağını hisseder ama arttırır. Sebepsiz alınan ah’ların da bu hayatta bir bedeli vardır elbette. Taşranın öfkesiyle şehrin öfkesi eşit değildir ama... Şehirde insan öfkesiyle yaşamayı zamanla öğrenirken, taşrada öfke öç almaya dönebilir. Can alan öfke kimseyi sağ bırakmaz bunu da herkes bilir.
1940 doğumlu Osman Şahin’in Can Yayınları tarafından yayınlanan yeni romanı ‘Eşkıya Kuza’ bir öfkenin bir insanı nasıl yok ettiğini anlatıyor. Köy Enstitülü olan ve aynı son Yörük olarak bilinen Osman Şahin, bol ödüllü bir yazar. Taşranın dertlerini kendine dert edinen ve romanlarında çoğu zaman bunu konu alan Şahin, kim bilir belki hâlâ süren ama bizim bilmediğimiz, görmediğimiz, duymadığımız dertlerinden bahsediyor romanlarında. Yaşar Kemal gibi, Kemal Tahir gibi taşrayı ve taşranın insanını; beyliği, ağalığı, töreyi ve öfkeyi çok iyi biliyor, tanıyor Osman.
‘Eşkıya Kuza’ zamanı belli olmayan ama içinde dağların, öfkenin, törenin, kinin geçtiği ve bolca cinayetin işlendiği bir roman. Ağa olan babasının ilk karısından olan ikinci çocuk, Kuza. Ağa babanın ölmeden yetim bıraktığı sevgisiz ve büyürken büyüttüğü bir kinle yaşayan, büyükşehirde üniversite eğitimi almasına rağmen o öfkeden kurtulamayan biri. Ona babalık eden ağabeyinin sokak ortasında vurulmasıyla memleketine döndükten sonra, öfkesine yenik düşüp kendini dağlara vuran ve hem ağabeyinin canını alanların hem önüne çıkan herkesin canını alan bir eşkıyaya dönüşüyor.
Osman Şahin romanında hem çok eşliliği, hem ağalığı eleştiriyor. Kocasının üzerine kuma getirmesiyle ortalığı ayağa kaldırıp, aşiret mahkemelerini hiçe sayıp nafaka için şehir mahkemelerine giden ve kadınlığını savunan Peruza yani Kuza’nın annesi, oğlunun eşkıyalığının sırtını sıvazlıyor. İnsan kadınlığını ağaya ve aşirete karşı savunan Peruza’dan farklı bir tavır sergilemesini bekliyor. Gaddar olan Bekir Ağa iken halden anlamayıp kendi oğlunu ateşe yollayan da kadınlığının ezilmesine izin vermeyen Peruza oluyor.
Eşkıya Kuza, şehirle bir şekilde ilişki kurmuş olmasına rağmen bu ülkenin basınında üçüncü sayfaya konu olabilecek bir hikâye ile kendini ve varlığını görünür kılıyor. Şehir onun içinde taşralıyı değiştirmeye yetmiyor. Başına gelen ilk büyük dert ile kendini unutup, öfkesine yenik düşmeyi ve kendince adaleti aramayı tercih ediyor. Bir nevi kendi kendine sıkışıp kalıyor. Kendi dünyasının adaletini sağlamaya çalışırken evrenin de bir adaletinin olduğunu unutuyor Kuza. Kıydığı bir garibin canının gölgesiyle çok uzun süre yaşayamıyor. Herkesi ve her şeyi kan revan içerisinde bırakıyor. Öfke tohumunu onun içine ilk serpen babasına dahi silah doğrultmayı eşkıyalıktan biliyor.
İlk kitabı ‘Kırmızı Yel’den bugüne 47 yıldır yazan Osman Şahin doğunun pek çok ilinde, köyünde öğretmenlik yapmış bir isim. Köy romanı yazımı ve toplumcu gerçekçi anlatım, eserlerinde de önemli bir yer tutuyor. Tıpkı ‘Eşkıya Kuza’da hissedeceğiniz gibi...

Haberin Devamı

Öfkenin, dağların, törenin romanı

EŞKIYA KUZA
Osman Şahin
Can Yayınları, 2017
155 sayfa, 14 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!