Nostaljik atmosferde sıcacık bir hikâye

Güncelleme Tarihi:

Nostaljik atmosferde  sıcacık bir hikâye
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2019 13:30

Cary Fagan son kitabı ‘Aslan Firarda’da dostluk, hayvan sevgisi ve paylaşım konularına bambaşka bir pencereden bakarken yarattığı capcanlı atmosferle okurları sarıp sarmalıyor.

Haberin Devamı

Sıradan konuların sıradışı yazarı Cary Fagan’ı Tudem Yayınları’ndan çıkan iki kitabıyla tanımıştık. İlki hırs, tutku ve tüketim toplumunu koleksiyoner bir adam ve amatör koleksiyoncu bir çocuk üzerinden anlattığı ‘Şapkada Eriyen Bay Karp’, diğeri çocuk - yetişkin ilişkileri ile koşulsuz dayanışmayı gözden düşmüş eski bir komedyeni başrole alarak anlattığı ‘Dünyanın En Komik Adamı’ydı.

Fagan bu kez Buffalo’dan yola çıkan bir trenle sirk ve sahne gösterilerinin hâlâ popüler olduğu, caddelerinde atlı arabaların dolaştığı 1925 yılı Toronto’suna götürüyor bizleri. Külüstür lokomotifler, gürültülü otomobiller, sıra sıra uzanan tek katlı evler, uzun bacalarından dumanlar tüten fabrikalar, örümcek ağları misali uzanan elektrik telleriyle donanmış nostaljik bir atmosferde sıcacık bir hikâyeye konuk oluyoruz.
Tren ‘Muhteşem Wasswerman Sirki ve Hayvan Sergisi’ çalışanlarını taşıyor. Bunlar akrobatlar, palyaçolar, hayvan terbiyecileri, filler, ayılar ve daha pek çok egzotik hayvan. Bir de sahnede gösteriler yapmayı reddeden, bu yüzden de somurtkan terbiyecinin hedefinde olan yavru aslan Günışığı ve onu korumasına alan iyi kalpli, yaşlı bakıcı Sim Hibbins var ki, onlara dikkat! Biraz sonra kaderin cilvesi, zayıf bir kanca görünümüne bürünerek onları taşıyan son lokomotifi trenden ayıracak, Sam Hibbins bir süreliğine bizlere veda ederken Günışığı da Toronto’daki High Park’ta bulacak kendini. Tabii parkın yasal sakinlerinden birisi olarak değil kaçak bir sığınmacı olarak.

Haberin Devamı

Bir süre sonra parkta vuku bulan şüpheli hayvan ölümlerini kayıp aslan haberleriyle birleştiren tek kişi ise Sara Menken olacak. Sara’nın tıpkı Günışığı gibi annesi tarafından terk edilmiş bir çocuk olduğunu da ekleyelim. Hiç arkadaşı olmayan Sara, okul dışındaki tüm zamanını turtacı babasına yardım ederek, siparişleri adreslerine götürerek geçiriyor; kendi deyişiyle, onun sorumlulukları var. Her gün turta götürdüğü Kendrik malikânesinin biricik oğlu Teo Junior’ın arkadaşlık adına attığı her adımı da bu yüzden geri püskürtüyor. Bu sıradaki atışmaları kitabın en komik ve eğlenceli diyaloglarını da içeriyor bir taraftan.

Haberin Devamı

Sara ne zaman ki çıkan haberleri ve ipuçlarını birleştirip elinde bir torba dolusu etle kayıp aslanın peşine düşüyor, işte o zaman işler değişiyor. Bir çukurun içinde gizlenen Günışığı ile göz göze geldikleri andan itibaren Sara’nın dostluğa bakışını kökünden değiştirecek bir bağ kuruluyor aralarında. Öyle ki bu bağ, Sara’nın sırrını paylaşma ihtiyacının da etkisiyle, Teo ile hayat boyu sürecek arkadaşlıklarının başlamasına da vesile oluyor. Böylece Sara ve arkadaş canlısı Teo, Günışığı’na gizli gizli bakmaya başlıyorlar. Ama parkta tuhaflıklar yaşanmaya devam ediyor ve polis ‘canavar’ın peşine düşüyor. İyi kalpli Sam Hibbins ise çocukların Günışığı’nı korumakta yetersiz kaldıkları en çaresiz anlarında harika bir dönüş yapıyor hikâyeye.

Haberin Devamı

Cary Fagan dostluk, hayvan sevgisi ve paylaşım konularına yine bambaşka bir pencereden bakarken yarattığı capcanlı atmosferle okurları öyle sarıp sarmalıyor ki, hikâyeye nasıl kapıldığımızı anlamıyoruz bile. Ama en güzeli, çocukluk anılarından ilham aldığını öğrendiğimiz Fagan’ın yıllar yıllar sonrasının Günışığı, Sara ve Teo’su hakkında anlattıkları.

Nostaljik atmosferde  sıcacık bir hikâye

ASLAN FİRARDA
Cary Fagan
Çeviren: Damla Kellecioğlu
Tudem, 2019
128 sayfa, 22 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!