Ketum ve oyunbaz bir sanatçının biyografisi

Güncelleme Tarihi:

Ketum ve oyunbaz bir  sanatçının biyografisi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2017 18:35

Murat Bardakçı, kültür tarihimizin çarpıcı şahsiyetlerinden Safiye Ayla’nın hayatını dört farklı dönemde değerlendiriyor ‘Safiye’de. Bardakçı bu vesileyle Türk musikisinin Cumhuriyet dönemi serüveninden de bahsediyor.

Haberin Devamı

Dr. Samuel Abrevaya, 12 Kasım ve 6 Aralık 1932 tarihli Safiye Ayla reçetelerine Thyroiodin, Fostimal ve Validol ilaçlarını yazar. 9 Ekim 1930’da sahneye ilk kez çıkmasının üzerinden fazla bir zaman geçmemiştir. Şöhret olarak sanata atılan birisinin doping ve sakinleştirici ilaçlarını aynı anda kullanması yüklendiği simgesel atılım bakımından hayli ilginçtir. Dünyaya ne vakit geldiği belli olmayan ve bunu yaş ve gençlik takıntısıyla sürekli sisler içine sürükleyen Safiye Ayla, kültür tarihimizin çarpıcı şahsiyetlerinden biridir. Tıpkı içine doğduğu yeni dönem gibi o da doksan senelik ömründe hep bir kök ve mazi inşa etmek için çabalar. Cumhuriyet inkâr ederken o hayatına dair her ayrıntıyı muğlaklaştırır. Ayla’nın sanat hayatını dört farklı dönemde değerlendiren Murat Bardakçı, onun üzerinden Türk musikisinin Cumhuriyet dönemi serüveniyle birlikte kültür ve sosyal meselelerimizi de tartışır.
Türkiye İşçi Partisi’nin mitingine katılıp halka sosyalizmi anlatan, yetmedi partiye kendi ses sistemlerini kullanması için gönderen, ilk yurtdışı gezisini Atina’ya yapıp da barların sadece içki içilen yerler olduğunu öğrenen ve yine de ıhlamur içmekten şaşmayan, alaturka musikinin radyolarda yasaklandığı günlerin aksine devlet protokolünün önünde sürekli bu müziği icra eden, İsmet Paşa ile birlikte bir gece geçiren, Yorgo ve Artaki’nin kafatası ölçümlerinde ırklarının ‘Türk’ çıkmasına şahit olan, Mesut Cemil, Münir Nurettin gibi solcularla arkadaşlık ediyor diye devletin istihbaratı tarafından sürekli takip edilen, tutuklu iken Nâzım Hikmet’e ayakkabı götüren, Zeki Müren ile karakolluk olan, Hitler’in propaganda bakanı Göbbels’in kendisini dinlemeye geldiği mekânda yerdeki tahtaların çökmesiyle sendelediğini gören bir Safiye Ayla her bakımdan konuşulmayı ve konuşturmayı hak eder ama Murat Bardakçı’nın vurguladığı gibi; magazin gazeteciliğinin seviyesi bir türlü onu çözmeye yetmemiş, o da ustalıkla her şeyin üstünü örtmeyi başarmıştır. Bu denli ketum ve oyunbaz bir sanatçının biyografisi yazılabilir mi? Hele “yeni kurulan devlette eski devletin kültürüne yer yok” iken ve “Safiye’nin ismini duyurmaya başladığı günlerin Türkiye’si” her bakımdan bir reddimirasın içerisindeyken. Klasik musikinin bir erkek sanatı olduğu fikri de yaygın bir kabul iken. 1 Kasım 1934’te Türk musikisinin radyolarda yasaklanması tam da bunun üzerine binmişken. İşte bu sebeplerden de Safiye Ayla’nın serüveni, kültürün, tarihin bir parçasıdır. Atatürk’ün çevresinde gözüken ve alınan kararlara da yerinde görüşüyle katılan Ayla; erkek arkadaşları, yaş takıntısı, evlilikleri, şöhretten ve değerden hiç düşmeyen sesiyle kara tarihin canlı bir öznesidir.
Murat Bardakçı’nın belgelere dayanarak yazdığı biyografi, YouTube kanalından seçilecek Safiye Ayla şarkılarının eşliğinde, Şark’ın eğlence, düşünce, sanat, şehir ve asıl önemlisi birey hayatının karmaşık ve pek çelişkili geçmişini düşünmek bakımından eşsiz. Öksüzlüğü anısızlıkla ilişkilendiren Safiye Ayla’yı çözmek ise bir yanıyla tarih felsefesinin alanına dahil.

SAFİYE

Ketum ve oyunbaz bir  sanatçının biyografisi

Murat Bardakçı
İş Kültür Yayınları, 2017
488 sayfa, 32 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!