İhtiyacımız olan biraz ‘cotturuk’muş!

Güncelleme Tarihi:

İhtiyacımız olan biraz ‘cotturuk’muş
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2019 15:25

Gazeteci-yazar Pınar Öğünç’ün ilk çocuk kitabı ‘Cotturuk Defterleri’ni okurken standartlaşan dünyanın pek çok şeyle birlikte can sıkıntısını da elimizden aldığını fark ediyor insan.

Haberin Devamı

Gazeteci-yazar Pınar Öğünç’ün ilk çocuk kitabı ‘Cotturuk Defterleri’ni okurken standartlaşan dünyanın pek çok şeyle birlikte can sıkıntısını da elimizden aldığını fark ediyor insan. Sıkılmaktan ne kadar korktuğumuzu, ona bir ucubeymiş gibi yaklaştığımızı, hayatın her anını ‘işe yarar’ bir şeylerle tıka basa doldurma gayretiyle yaşadığımızı... Ki bunu çocuklara yaptığımızda baktığı her şeyde bambaşka dünyalar görebilen hayal gücünü, sihri, merak ve keşfetme arzularını da almış oluyoruz ellerinden. Oysa bir çocuk elini ayağını da bağlasanız Kaf Dağı’nın ardına gitmenin, akla hayale gelmeyecek maceralar yaşamanın bir yolunu bulur. Öğünç, işte bu sihirli dünyaya öyle güzel bir kapı aralıyor ve bunu öyle samimi, çocukça bir içtenlikle yapıyor ki, çocukluğun yanından yöresinden değil tam kalbinden sesleniyor bizlere. Çocukların o kapıdan güle oynaya gireceklerinden, ‘Cotturuk Defterleri’nde kendilerinden olanı bulacaklarından şüphem yok. Yetişkinler ise bir zamanlar çocuk olduklarını hatırlayacak, eski çocukluk manzaralarıyla karşılaşacak ve ‘ihtiyacımız olan biraz cotturuk’muş’ diyecekler.

Haberin Devamı

Peki, ne mi bu cotturuk? Aslında tamamen can sıkıntısından uydurulmuş bir kelime. Ve hatta can sıkıntısının bizzat kendisi. Maya, hiçbir şey yapmak istemediği bir gün can sıkıntısı üzerine düşünürken adını ‘cotturuk’ koyuyor. Arkadaşı Sona’yla birlikte cotturuktan kurtulma yöntemlerini yazdıkları deftere de ‘Cotturuk Defterleri’ diyorlar. Defter hızla dolarken de kendilerine ve dünyaya daha önce hiç bakmadıkları şekilde bakmanın yollarını keşfediyorlar. Bu defteri Robin’le başladıkları ‘Hıttırık Soruların Hıttırık Cevapları’ defteri izliyor ki, içi birbirinden tuhaf sorularla dolu. “Birisini rüyamda gördüğümde onun da haberi oluyor mu?” benim en hıttırık bulduklarımdan biri mesela.

İşte bu üç arkadaş, Maya, Sona ve Robin, kâh cotturuktan kurtulmaya çalışırken kâh hıttırık sorulara cevap arayıp fıttırık fikirler üzerine kafa yorarken öyküler uydurmanın büyüsünü keşfediyorlar; alın size bir defter daha. Defter diyorum ama, bittiğinde, çiğnenmiş bir sakızın yolculuğunu, bir demet maydanozun kuaför macerasını, bir çay süzgecinin sitemlerini, merhametli bir sivrisineğin hayatını ve daha nicesini anlatan, üstelik resimledikleri bir öykü kitabı çıkıyor ortaya. Öyle ki, ne zaman cotturuk gelse aç oku türünden. Kitabın tüm kurgusu bir yana, bu kısa öyküler bile başlı başına o kadar güzel, çocuk aklı ve kalbiyle yazılmış gibi sıcacık ki hiç sonu gelmesin istiyoruz.
Anlayacağınız can sıkıntısı o kadar da can sıkacak bir şey değildir, sizi bilmem ama çocukları arada bir kendi hallerine bırakın; tonlarca cotturuğu bile ilham perisine dönüştürebilme yeteneği, emin olun, mayalarında var.

Haberin Devamı

Cotturuk Defterleri
Pınar Öğünç
Resimleyen: Mısra Karahan
Can Çocuk, 2019
69 sayfa, 13 TL.

BAKMADAN GEÇME!