Hatır için çiğ tavuk yenir…

Güncelleme Tarihi:

Hatır için çiğ tavuk yenir…
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2017 11:01

Heykeltıraş Gürdal Duyar, bir gün beni bir açılış törenine çağırdı. Yeni yaptığı bir heykelin açılışı olacaktı. Bu açılışın oldukça sıradışı geçeceğini gider gitmez anladım. Çünkü Leylâ Erbil de oradaydı...

Haberin Devamı

Bazı atasözlerinin doğruluğunu, yaşadıkça idrak edersiniz. Ömürden geçen günler size bunu yavaş yavaş öğretir. “Ben bunu yapmam” sözünü hangimiz uygulayabildik? Yakın tanıdıklarım bilirler ki, ne yazık ki bu sözü çok kullananlardanım. Ancak, yapmam dediğim şeyleri yapmışlığım da çoktur.
Bir dostun hatırı için, mecburiyetten, kıramayacağımız sevdiklerimiz için ‘ben bunu yapmam’ prensibimizi rafa kaldırırız.
Örneğin ‘düğün’lere giden bir insan değilim. Çok zaman davetiyeleri teslim alırken ‘mutlaka geleceğim’ der, sonra gitmem. Buna bakınca hiç düğüne gitmediğim sanılmasın. Kimi akraba ve yakın dostlarımın düğünlerine ‘şahit’ kimliğimle katıldığım için, aslında gittiğim düğün sayısının gitmediğimden çok olduğunu fark ederim... Ancak onlarda da imzayı atar atmaz en kısa yoldan ‘kaçarcasına’ giderim. Şu hayatta gerçekten yapmadığım tek şey, sünnet düğünlerine gitmektir. O tuhaf elbisesiyle süslü yataklar içindeki erkek çocuklarının, sadece anne-babanın mutlu olması için, düştükleri hal bana içler acısı hatta işkence gibi gelir. Ama gelin görün ki, hatır için ‘sünnet’ müessesesiyle de yakın bir temasım olmuştu. Heykel sanatımızın önemli adlarından Gürdal Duyar’ı bilirsiniz. Gerek Atatürk temalı anıtları, gerek büstleri, gerekse diğer heykelleriyle Türk heykel sanatı içinde özgün bir yeri vardır... 1973’te Karaköy Meydanı için yaptığı ‘Güzel İstanbul’ heykeli müstehcen bulunduğundan tartışma çıkmış ve sonra Yıldız Parkı’na bir ‘köşeye’ taşınmıştı... Sevgili arkadaşım, rahmetli Gürdal Duyar, bir gün beni bir açılış törenine çağırdı. Yeni yaptığı bir heykelin açılışı olacaktı. İşin doğrusu açılışlar için bir prensibim olmasa da bu açılışın oldukça sıradışı geçeceğini gider gitmez anladım. Çünkü Leylâ Erbil de oradaydı. Erbil’i bir açılışta görmek pek alışılmış bir şey değildir. O an anladım ki o da ‘arkadaş hatırı için’ razı olmuştu... Gittiğimiz adres, meşhur sünnetçi Kemal Özkan’ın ‘Sünnet Sarayı’ydı. Bahçede düzenlenen açılışta gördük ki, Kemal Özkan, Atatürk heykelleriyle ünlü Gürdal Duyar’a kendi heykelini yaptırtmıştı. Kemal Özkan, bir büyük siyasi lider, hatta tarihi bir figür gibi ortada, yanında da iki erkek çocuk duruyordu... Bununla da kalmadı, açılış vesilesiyle ben ve Leylâ Erbil bir de kısa konuşma yaptık. Az evvel söylemiştim; Leylâ Erbil açılışlara, özel törenlere gitmezdi. Hattâ okurları iyi bilirler ki, hiçbir eseriyle edebiyat yarışmalarına katılmayan Erbil, bunu eserinin giriş sayfasında belirtirdi. Ödül kabul etmeyen Leylâ Erbil’in seve seve kabul ettiği tek ödül, arkadaşı(mız) Füsun Akatlı adına düzenlenen ödülün ilkiydi... Yine arkadaşının hatırı için onca zaman sadık kaldığı prensibini çiğnemişti...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!