Biyografi: Tarihte bireyin rolü

Güncelleme Tarihi:

Biyografi: Tarihte bireyin rolü
Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2019 11:54

Barbara Caine, ‘Biyografi ve Tarih’te, biyografiye duyulan ilgi artışının, Marksizmin entelektüel bir etki olarak zayıflamasıyla da ilgili olduğuna dikkat çekiyor. Tarih yazımı, tarihi bir bütün olarak ele alır, dolayısıyla bireyin tarihteki rolü tartışmalıdır.

Haberin Devamı

Biyografiye duyulan ilgi, sadece bir okur ilgisi midir; bu ilgi, tarihsel bir dönüşümle de ilgili olabilir mi?
Biyografinin tarihten farklı disiplin olduğunu ilk dile getiren Plutarkhos’tu. ‘İskender’ adlı yapıtının girizgâhında, tarihle biyografi arasındaki farka ilişkin yaptığı ayrım hâlâ emsalsizdir. Plutarkhos’a göre, biyografi yazarlığı bir tarih yazarlığı değildir, biyografi hayatları dile getirir; “Tarih kitabı yazmıyoruz, hayatları anlatıyoruz” der. Şöyle devam eder: “Bir kişinin iyi yanları gibi kötü yanlarının da aynası, aslında, en parlak olaylar değildir. Çoğu zaman, ufak bir olay, kısa bir söz, bir şaka o kimsenin kişiliğini binlerce insanın öldüğü savaşlardan daha iyi bir şekilde ortaya koyar. Ressamlar vücudun başka kısımlarına pek önem vermeden benzerliği o kimsenin yüzünden, yüz çizgilerinden sağlarlar; çünkü karakteri bunlar açığa vurur.” Biyografi yazarı, parlak olaylara değil, karakteri ortaya çıkaran olaylara odaklanır.
Barbara Caine, ‘Biyografi ve Tarih’ kitabında, biyografinin, modern çağda önemli bir değişim geçirdiğine dikkat çeker. Modern biyografi, toplumsal ve siyasal hayatı dile getirmekten özel yaşamı dile getirmeye odaklanır; eylemlerden çok ‘iç yaşamı’ önemser. Caine, ‘özel’ kavramının, 20. yüzyılda değiştiğine dikkat çekiyor. ‘Özel’ kavramı artık günümüzde, “Bireyin cinsel, duygusal ve ev yaşamının ayrıntılı bir tasvirini içerir”. Biyografi yazarı, daha öncesinde, bireyin ev yaşamı konusunda bir ketumluk gösterirken 20. yüzyılda bireyin samimi duygusal yaşamına, içsel olana odaklanır ve evdeki mutsuzluk ve cinsel uygunsuzluk onun konusu haline gelir.

Haberin Devamı

Çok önemli bir değişim de biyografi yazarının konu-kişisini tercih etme biçiminde yaşanır. Biyografi yazarlığı, söz gelimi Plutarkhos’un ‘Paralel Hayatlar’ında olduğu gibi, tarihin gelişimine siyasi ve toplumsal katkısı olmuş şahsiyetlerin anlatısıyla ortaya çıkar. 18. yüzyılda bir değişim yaşanarak, biyografinin ilgi odağı, hükümdar ve büyük devlet adamlarından uzaklaşarak yazarlar, sanatçılar ve din adamlarına yönelir. Ama en önemli değişim 20. yüzyıldadır: Biyografi sıradan insanların da yaşamlarını konu edinir hale gelir. Ama burada odaklanılan yaşam, sıradan insanların sıra dışı nitelikleri veya statüleri değil, emsalleriyle olan benzerliklerdir.
Barbara Caine’a göre, günümüzde, sadece genel okur arasında değil, farklı disiplinlerde çalışan akademisyenler arasında da biyografiye büyük bir ilgi duyuluyor. Caine, sosyal bilimlerde ‘biyografik dönemeç’ten söz edildiğine değiniyor. Ona göre, bu dönemeç, “Hem çağdaş toplumları, hem de toplumsal ve tarihsel değişimle ilgili süreçleri anlamanın bir yolu olarak, bireysel yaşam ve öykülere karşı yeni bir ilginin yükselişini” ifade ediyor.
Caine, biyografiye duyulan ilgi artışının, Marksizmin entelektüel bir etki olarak zayıflamasıyla da ilgili olduğuna dikkat çekiyor. Tarih yazımı, tarihi bir bütün olarak ele alır; dolayısıyla bireyin tarihteki rolü tartışmalıdır. Caine’ın vurguladığı gibi, 19. ve 20. yüzyıl tarihçilerinin biyografiden rahatsız olmalarının nedeni, biyografinin bireyin tarihteki rolünü dile getirmesidir. Caine, ‘biyografik dönemeç’ ifadesiyle, bu geriliğin dönüşmekte olduğunu dile getiriyor. Zira tarih, toplumsal ve sınıfsal mücadeleler içinden değil, bireysel mücadeleler içinden okunmaya başlıyor.
Bugün en önemli akademik ihtiyaç, lisansüstü statüsünde bir biyografi yazarlığı kürsüsünün kurulmasına ilişkindir. 20. yüzyılın başından hızla uzaklaşıyoruz ve yazılması gereken birçok biyografi var.

Haberin Devamı

Biyografi: Tarihte bireyin rolü
Biyografi ve Tarih
Barbara Caine
Çeviren: Müge Sözen
İş Bankası Kültür Yayınları, 2019
208 sayfa, 26 TL.

BAKMADAN GEÇME!