Bir Yeşilçam hikâyesi: Hürrem Erman

Güncelleme Tarihi:

Bir Yeşilçam hikâyesi: Hürrem Erman
Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 2018 16:48

Rıza Kıraç son çalışması ‘Hürrem Erman/İzlenmemiş Bir Yeşilçam Filmi’nde Türk sinema tarihinin önde gelen yapımcılarından Hürrem Erman’ı, ailesinin kökenlerine de inerek anlatıyor. Kitap, Yeşilçam’ın bir dönemine ışık tutuyor...

Haberin Devamı

Sinemanın tarihi, bizim de tarihimizdir. Sinemaya emek vermiş kişiler, aslında bizi de anlatırlar her senaryoyla, her filmle, her gösterimle... Kendimizi izleriz her seferinde, ama iyi ama kötü... Yeşilçam, bizim sinemamızın simgesi. Yeşilçam dendiğinde kulaklarını diker herkes, ilgisini odaklar o söze, çünkü bilir(iz) ki, yeni şeyler duyacağız, yeni şeyler öğreneceğiz, yeni bir dünya açılacak önümüzde, yeni ufuklara yelken açacağız hep birlikte...
Genel anlamıyla beyazperdede yansıtanları biliriz, biraz da (artık daha çok olmalı kuşkusuz) yönetmenleri... Ancak başından sonuna onlarca kişi emek verir, ter döker bir filme, karşımıza gelinceye değin. Az ya da çok; ama her birinin katkısı takdirliktir... İlk adımı atan, attıran yapımcının katkısı ise belki de hepsinden fazladır. Sinemamızın önde gelen yapımcılardan Hürrem Erman, o perde gerisindekilerden biri sadece. “Neler çekmiş, neler yaşamış, filmler şahit” diyebiliriz İlhan Berk’ten uyarlayarak.
Rıza Kıraç kitabı ‘Hürrem Erman/İzlenmemiş Bir Yeşilçam Filmi’nde Hürrem Erman’ı, ailesinin kökenlerine de inerek anlatıyor. Hürrem Erman’la birlikte sinema, sinemayla birlikte Türkiye büyüyor, güçleniyor. Devlet desteği almaya çalışıyor, sinemanın her türlü güçlenmesi için yapabileceklerinin arkasından koşuyor. Bu önemli bir şey. Bunu yapan sayısı çok az sinemamızda, ne yazık ki... Birçok yapımcı kazandığı parayı -sinemada kaybetme olasılığı yüksek diye- farklı alanlara yatırırken, Hürrem Erman’ın ailesinden ve dışarıdan bulduğu her parayı, kuruşuna kadar sinemaya yatırdığını öğreniyoruz.
Toplumsal belleği zayıf bir halkız. O gün yaşadığımızı o gün unutuyoruz, geleceğe bir bilgi birikimi, bir deneyim kalmıyor. Buna bağlı olarak biyografi yazmak, sözlü tarih çalışması yapmak çok meşakkatli iş. Rıza Kıraç bu zorluğu göğüslerken, gelecek kuşaklar için de bir veri, bir deneyim aktarıyor. Sahi, artık pelikül yok, artık o koca projektörler kalmadı, her şey değişti, her değişenle birlikte unutulanların yaşamasını sağladığı için teşekkürler, emeğine, çabasına...
Yeşilçam’ın, gelişmelere de yeni görüşlere de yeni insanlara da kapalı olduğu söylenir. Bir yere kadar doğrudur da, ben de yaşadım içinde... Ancak Hürrem Erman, bunun aksini yaşamış, yaşatmış. Bilge Olgaç, “Yeşilçam’ın içinde, Yeşilçam’a rağmen...” diye tanımlıyordu kendi çalışmalarını. O dönemin belli bir naifliği, bir dayanışması, hoşgörüsü, belli bir heyecanı vardı. Bugün, o dayanışma yoksa, kalmamışsa biraz da kendimizde aramalıyız suçu. Hürrem Bey’in kimlerin elinden nasıl tuttuğunu okuyunca üzülmemek elde değil. Neden Hürrem Ermanlar tektir? Çoğalsalar olmaz mı?
Düşünceden başlayarak senaryo aşamasında, çekim sırasında, montajda ve gösterim sürecinde neler yaşanmış, nerelerden nerelere gelmişiz... Bir sektörü, bir tarihi, bir toplumu tanımak; gelecekte de yaşamak, yaşatmak için... Bu kitabı sinemaya ilgi duyan herkesin okuması gerekir.

HÜRREM ERMAN 

Bir Yeşilçam hikâyesi: Hürrem Erman

İZLENMEMİŞ BİR YEŞİLÇAM FİLMİ
Rıza Kıraç
h20 kitap, 2017
316 sayfa, 34.90 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!