Kitap okumak ceza mıdır?

Yargıç, o kişiyi kitap okumaya ‘mahkûm ediyor’. Bu cezalara ben, birbiriyle karşıt iki açıdan bakıyorum.

Birincisi, kitap okumayan, kitabı sevmeyen için bir ceza.

İkincisi, kitap okuma eksikliğini giderecek bir çare. Muhtemelen, kitap okuyarak bu tür suçlara kalkışmamasını sağlayacak kültürel birikimi elde etmesini sağlayacağına dayanan bir anlayış. Tabii kültür açısından bakınca böyle.

Asıl tartışılması gereken sorun şu: Ne okumalı?

Yargıç bir liste vermeli mi? Mahkemelerde böyle bir standart liste bulunmalı mı?

Bu listeyi Adalet Bakanlığı onaylamalı mı?

Okuma cezası alanı yasaklı(!) kitaplardan korumalı mı?

Ayrıca bu cezanın yerine getirilip getirilmediğini kim, nasıl denetleyecek?

Bence salık verilen kitaplar arasında “100 Temel Eser”den kitap bulunmamalı. Çünkü hemen hemen her yerde bu kitapların özetleri kitap halinde satılıyor.

Hatta hepsinin ikişer üçer sayfa fotokopileri ibadullah.

Cezanın, kabahatin cinsine göre ayrı ayrı listeler oluşturulmalı.

Yaptığı hareketin insanlığa yakışmadığını okuduklarından öğrenmeli. Ki bu ayıbı tekrar etmesin.

* * * �

KİTAP OKUYANLAR CEZALANDIRILDI

Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkanı Ali Fuat Kartal’dan gelen e-posta’nın bir bölümünü yazıma aldım.

Bakın Kartal, kitap okuma konusundaki çelişkili durumumuzu, tavrımızı nasıl yorumluyor.

“ ‘Eşine bir tokat atan adama beş yıl okuma cezası’ başlıklı haberi buruk bir hüzünle okudum.

Sonunda kitap okuma cezası, Türk Ceza Kanunu’na da girdi. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra insanlar evlerinde okudukları kitaplardan dolayı hapis cezalarına ve işkencelere maruz kaldı. Şimdilerde ise hâkimlerimiz hapis cezaları yerine ‘kitap okuma cezası’ veriyorlar. Bugüne kadar mahkemelerce birçok kişiye kitap okuma cezası verildi. Kavga edene, bıçakla yaralayana, sokakta eşine tokat atana, darp yapana, hatta bunların arasında bir siyasi partinin genel başkanına, Başbakan’a hakaret ettiği gerekçesiyle verileni bile yer aldı.

Yeni yetişen gençler, acaba kitap okumayı nasıl algılayacak? Kitap okumanın ceza ile anılması beni rahatsız ediyor. Bugün ülkemizde okuma alışkanlığının yetersizliğinden söz etmekteyiz. Eğer okul kütüphanelerine gereği kadar önem verseydik, hem okumayı alışkanlık haline getirmiş, hem de şimdi kitap okuma cezası alanlar ‘Hâkim bey yapmayın; racona ters! Bana bu cezayı vermeyin de, ben erkek gibi hapsi cezamı çekiyim’ der miydi?

Madem ki Denizli’nin Sarayköy İlçesi’nde yaşayan Ömer Tuman’a 5 yıl boyunca her ay bir kitap okuma cezası verildi. Ömer Bey’in beş yıl okuyacağı kitapları Türk Kütüphaneciler Derneği olarak karşılayacağız. Yeter ki Ömer Bey okusun.”

* * *

GENE de mutlu oluyorum. Zorla veya ceza yoluyla da olsa kitap okutuyoruz.