Kitap hedaaayeli bilmece

Güncelleme Tarihi:

Kitap hedaaayeli bilmece
Oluşturulma Tarihi: Eylül 07, 2005 17:52

Eylül ayı kitap hediyeli bilmecesi yine farklı olacak, hani temmuzda yaptığımız gibi. Size 7 kelimenin şifresini vereceğim, bulup ilk harflerini sıraya dizeceksiniz. (Geçen sefer ‘çok kolay’ demiştiniz; bu ayın sorusunu bakalım beğenecek misiniz!) Bu ay kitabımız yine çok güzel: DOĞAN KİTAP, eylül bilmecesine doğru cevap verenler arasından iki kişiye CUMHURİYET ÇOCUĞU’nu hediye ediyor. Nihal YEĞİNOBALI bu son kitabında Cumhuriyet’in ilk yıllarını anlatıyor...

BİLMECE :

Aşağıda size 7 ipucu veriyorum. Bunları tek tek çözerek, aradığımız 7 anahtar harfi veya kelimeyi bulacaksınız.

Sonra bu 7 ipucunu doğru sırayla dizerek, 70 sene kadar önce bugün (7 eylül) İstanbul’dan Ankara’ya taşınan, Türk tarihinde çok önemli bir yere sahip kurumun eski adını bulacaksınız. Bugünkü adını değil, tarihi adını soruyorum.

Sizden sadece 1 isim istiyorum, 7 ipucunu tek tek açıklamanıza gerek yok.

İPUÇLARI :

1- Yunus Emre der ki, tamam Şeriat ve Tarikat varmak isteyene yoldur da, ‘onun meyvesi’ çoook derinlerde...

2- Vecihe Teyzem hep söylerdi: Serdar, ‘buranın’ kızlarına sakın kalbini bağlama, sonra boşuna ağlama, derdi...

3- Terry Malloy, Marlon Brando’ya ‘bunun’ sayesinde Oscar kazandırdı. (Aaa, tesadüfe bak, Elia Kazan da bugün, 7 eylülde dünyaya gelmiş...)

4- Kiminin ağzında hiç ıslanmaz; kimi tutar tutar da ağzından çıkarıverir; kimi de bambaşka dünyalardadır, falına bakar...

5- Osmanlı’da damadı sadrazam, delisi padişah olurdu; Cumhuriyet’te yapa yapa türkücüsünden imparator yaptık...

6- -luk’u yola gidene verilir; -suzluk’u suiistimale denir; -lu’su hafifmeşreptir, -suz’u malı fena götürür...

7- Edirne’de iki tane var da, İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Adana’da, Trabzon’da, Bursa’da bir tane bile yok!

YARIŞMA ŞARTLARI :

(1) Ödüllü bilmece yarışmamız 9 eylül 2005 Cuma akşamı, Türkiye saatiyle 16’da biter. (Bu saatten sonra verilen cevaplar geçersizdir ve yayımlanmaz.)
(2) Bilmeceye herkes cevap verebilir. Ancak SADECE TÜRKİYE’de bir adrese kitap gönderebiliyorum. (Tabii yurtdışından bir okur kazanırsa, Türkiye’deki bir adresine yahut bir eşine, dostuna gönderilmesini isteyebilir.)
(3) Doğru cevap verenler arasından KURAYLA BELİRLEYECEĞİM İKİ KİŞİ hediye kitabı kazanır.
(4) Cevabınızı bu sayfanın altındaki YORUMLAR bölümüne yazın. Ancak YORUMLAR bölümüne ev/iş adresinizi, telefonunuzu YAZMAYIN. Kazananlardan daha sonra rica edeceğim...
(5) Cevaplarınızı hemen ekranda göremezseniz merak etmeyin, topluca yayına koyacağım.

KİTAP VE YAZAR HAKKINDA :

Kitap hakkında

“... o cehennem ve cennet günlerinin öykülerini annemin sütüyle emdim.”

Nihal Yeğinobalı’nın çocukluk ve ilk gençlik günlerini anlattığı anı kitabı Cumhuriyet Çocuğu bir kez daha okuyucusuyla kucaklaşıyor. Yeğinobalı’nın 30’lu yılların başındaki Manisa’yı, o günlerin öğrenme ve okul tutkusunu, Cumhuriyet’e duyulan inancı büyük bir hazla anlattığı kitapta Kurtuluş Savaşı günlerine de dönülüyor. Bir çocuğun gözünden o yılların Manisası, çarşısı, hatta şerbetçisi, kasabı, peynircisi bile ayrıntılarla zenginleşerek okuyucuya aktarılıyor.

Kitaptan

“... Dönüp ötekilere baktı; gözlerinden akan yaşları silmeden, hıçkırığa dönüşmüş sesiyle kısaca, ‘Geliyor!’ dedi. İsim vermesine gerek yoktu.
‘O zaman hepimiz deli olduk. Avazımız çıktığınca bağırıyorduk.
Gene kadın erkek, yaşlı genç demeden herkes birbiriyle sarmaşıyordu. O ağırbaşlı, burunlarından kıl aldırmayan Osmanlı beyleri çocuklar gibi ağlıyorlardı. Hepimiz üst kata koşup kapı önüne çıktık. Sahiden de uzaktan, ova yolundan beri bir toz bulutu şehre doğru yaklaşmaktaydı. Derken bir rüzgâr mı esti ne, toz bulutu aralandı ve askerleri gördük. Bizim askerlerimiz. En önde iki bayrak dalgalanıyordu:İslam’ın yeşil bayrağı ve Türklerin al bayrağı!’
Buraya gelince annem her seferinde tıkanır, sözleri hıçkırıklarla kesilerek ağlamaya başlardı. Ben de onunla birlikte ağlardım. Onun bir ressamın, bir filmcinin içgüdüsüyle, en canlı biçimde görüntüleyerek anlattığı o mucize anının sonsuza dek sürmesini isterdim...”

Yazar hakkında

1927 yılında Manisa’da doğdu. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’ni bitirdi; New York Üniversitesi Edebiyat Bölümü’ndeki öğrenimini yarım bıraktı. Amerikalı bir film yapımcısıyla evlenip, sekiz yıl ABD’de yaşadı. İlk çevirisi “Allahın Bahçesi” (R. Hichens) 1946’da yayımlandı. C.Dickens, J.Austen, İ.Murdoch gibi çeşitli yazarların eserlerini Türkçe’ye kazandırdı. Vincent Ewing takma adıyla “Genç Kızlar” adlı ilk romanını 1950’de, “Eflatun Kız” adlı romanını 1964’te yazdı. 1987’de üçüncü romanı “Mazi Kalbimde Bir Yaradır”, 1998’de de “Sitem” yayımlandı. “Belki Defne” yazarın beşinci romanıdır. Ayrıca, “Cumhuriyet Çocuğu” adı altında bir de anı kitabı bulunmaktadır.

*

DOĞAN KİTAP’a teşekkürlerimle

www.dogankitap.com.tr

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!