Kitap fuarları enflasyonu

EKİM ayı içinde İstanbul'da iki kitap fuarı açıldı, biri de açılacak.

Önce Dolmabahçe Kültür Merkezi'nde, 4. Kitap Dünyası Fuarı kitap okurlarına kapısını açtı, ardından da CNR fuarcılık alanında düzenlenen İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı'na koştu yayıncılar ve okurlar.

TÜYAP Kitap Fuarı da, 25 Ekim'de kitapseverleri, okurları, yayıncılarıBeylikdüzü'nde bekliyor.

İlk iki fuarın bence zamanlaması yanlış.

O fuarları düzenleyenler de bilir ki, yayınevleri yöneticileri 8 Ekim ile 13 Ekim arasında Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı'na giderler.

Diyecekler ki bizim işimiz okurla. Bu bakış açısının doğruluk oranı pek büyük değil.

Gazetelerin çoğunda da Frankfurt'la ilgili haberler, yazılar çıkar, Türkiye'deki fuarlar da bu devin gölgesinde yok olurlar.

Dolmabahçe'deki fuara gidemedim, çünkü Frankfurt gezimle çakışıyordu.

Dün gelir gelmez CNR Kitap Fuarı'na gittim.

Bu kadar kitap fuarının açılmasını ben gerekli ve uygun görmüyorum.

Okurun alım gücünü bölmenin, onu ordan oraya koşuşturmanın bir anlamı yok.

Ben sadece bir fuar açılsın demiyorum, ama aynı ayda üç fuarın açılmasını okur sırtından rekabet anlayışı olarak yorumluyorum.

CNR Fuarcılık ile Türkiye Yayıncılar Birliği'nin birlikte düzenledikleri İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı'nda uluslararası bir yan göremedim.

Özellikle Türkçe'de Filistin'le ilgili kitap ve dergilerden oluşan bir Filistin standı beni tatmin etmedi. Yunan pavyonu da yasak savma kabilinden öteye gidemiyor.

Uluslararası sözünü kullandığımız anda, onun şartlarını da yerine getirmeliyiz.

* * *

HÜRRİYET GÖSTERİ'
nin İstanbul'un Taşı Toprağı Kitap bölümünü okuyunca, fuar düzenleyenlerin söyledikleri beni şaşırttı.

Erhan Demirci'nin, ‘‘İstanbul'a üç değil yedi fuar yakışır’’ sözünü gerçeklerden çok uzak buldum. Dilerim bu hayali gerçekleşir ama böyle fuarlarla olmayacağını bildiğini sanıyorum.

Diyelim ki İstanbul'a yedi fuar açıldı, hepsi de ekim ayı içinde mi olmalı? Hepsi de bu kadar az yayınevi ve az kişiyle mi yapılmalı? İlle de fuar yaptık iddiasını kazanmanın aldatıcılığına mı sığınmalı?

Fuarların bir takvimi olur. Ekim ayında yapılan bir fuar var, diğerlerinin yılın başka aylarına yayılması düşünülemez mi?

Bunların çoğu benim düşüncelerim değil, CNR'da standlarını gezdiğim yetkililerden, yayıncılardan aldığım bilgiler, şikáyetler, sesimizi duyurun diyenlerin söyledikleri.

Türkiye Yayıncılar Birliği'nin de uluslararası sözünü kullanmada, kullandırmada daha dikkatli olmasını bekliyorum.

* * *

BİZ
yaptık oldu, sözünü bir unutabilsek, böyle fuarlar düzenlemeyiz.
Yazarın Tüm Yazıları