Kışkırtıcılara dikkat...

KENDİ gözümüzle görmeseydik çeşitli İslam ülkelerinde özellikle Danimarka ve Norveç büyükelçiliklerini hedef alan saldırıların gerçek nedeninin Jyllands Posben isimli Danimarka gazetesinin yayınladığı 12 karikatürden kaynaklandığını düşünmeye devam edecektik.

O karikatürleri gördük. Biz de inanıyoruz ki bunları yayınlamak ne doğru olur ne de mümkündür. Çünkü onlarda gerçekten Hazreti Muhammed'i küçük düşürmeyi amaçlayan kompozisyonlar var. Gerçi hepsi öyle değil ama en az üçünün tepki yaratabilecek nitelikte olduğuna biz de inanıyoruz.

O nedenle bu yayınları protesto etmek doğrudur diyoruz.

Ama sadece barışçıl şekilde... Örneğin, belli ülkenin mallarını boykot ederek... O gazeteye veya ülkenin etkin başka kişilerine mektup göndererek.

Oysa ortalıkta sanki asıl karikatürler onlarmış gibi fakat hem sahte hem de Hazreti Muhammed'e alenen hakaret eden karikatürler dolaşmaya başladı:

Birinde Hazreti Muhammed'i her insanı isyan ettiricek şekilde çizmişler. Öteki ondan kötü...

Görünce insana "Ama bu alçaklık!" dedirten karikatürler.

Belli ki kışkırtıcılar tarafından çizilmiş. Çünkü:

Orijinal karikatürleri gördük, dedik. Onlar kötü ama en azından bu kadar küstahça ve alçakça provokasyon yok onlarda... Belli ki birileri İslam álemi ile Hıristiyan dünyası arasında çatışma çıksın, kan gövdeyi götürsün istiyor.

İkinci neden... Bunlar orijinal sanılsın diye yazıları İngilizce yazmışlar. Ancak "Muhammed"i ne İngilizler gibi "Mohammad" şeklinde ne de Amerikalılar gibi "Muhammad" şeklinde yazmışlar. Yanlışlıkla "Mohamed" demişler. Sadece kötü değil aynı zamanda cahil de oldukları için, o bir tek "m" harfinin aptallıklarını ortaya çıkartacağını görememişler.

O nedenle hem halkımızı hem de resmi sıfatlıları uyarıyoruz. Alçakça bir tertip hepimizin geleceğini, huzurunu tehdit etmeye çalışıyor. Halkımız aldırmasın... Resmi makamlarımız uyanık olsun, tedbir alsın. Bu karikatürleri yaparak Hazreti Muhammed'e hakaret edenleri yakalayıp adalete teslim etsin.

İtiraf edelim ki halkımıza, resmi makamlara olduğundan daha çok güveniyoruz. Çünkü gerek bu karikatür olayında gerek bir rahibin Trabzon'da öldürülmesinde Başbakan Tayyip Erdoğan'dan Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir'e kadar hemen hiçbir yetkilimizin yapması gerekeni yaptığını görmedik. Örneğin, eski ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell"Türkiye bir ılımlı İslam ülkesi değil, laik bir ülkedir" diye azarlayan Başbakan neden karikatür olayında konuyu "Bizim peygamberimiz" vurgulamasıyla eleştirdi? Ona düşen, peygamberleri "bizim" veya "sizin" diye ayırmak mı, "her dinin kutsal saydığı değerlere karşı duyarlı davranılmasını" istemek mi?

Başbakan tutsa -resmen tanıdığımız- Vatikan Devleti'nin başında bulunan Papa 16. Benedikt'e rahip cinayeti nedeniyle "üzüntülerini" bildirse, fena mı olurdu? Trabzon Valisi'nin rahip için üzüntü beyan etmesi gerekmez miydi?

Başkaları bizim duyarlıklarımıza saygı göstermeyince kızıyoruz. Peki ama biz bize düşeni hiç yapıyor muyuz?
Yazarın Tüm Yazıları