Kişiye özel edebiyat tarihi olur mu

BATI'da yayınlanmış, yıllar sonra da okunurluğunu sürdüren, çıktığında edebi, siyasal, toplumsal dönüşümler yarattığı söylenebilecek bazı kitapların yuvarlak tarihli yıldönümlerinden söz eden yazılarım üzerine, kimi okurlarım bana bazı sorular yönelttiler.

Yanıtlanmaya değer sorular.

Birkaç gün önce Ray Bradbury'nin Fahrenheit 451'inin yayınlanmasının 50'nci yılıyla ilgili yazmıştım.

Aynı gerekçelerle de, daha önce John Steinbeck'in Gazap Üzümleri veAntoine de Saint-Exupery'nin Küçük Prens'inin yuvarlak yayın yıldönümlerinde, dışarıdaki yapılan çalışmalar konusunda bilgi vermiştim.

Hiç kuşkusuz üç kitap da, yalnız edebiyat tarihi açısından değerlendirilmemişti. Sayfalarında başka özellikleri de barındırıyorlardı.

Okurlarım şunu soruyor:

Peki, bizim böyle anılacak ya da bütün dünyanın anabileceği kitaplarımız var mı?

Bizim için derseniz var, ama dünya ölçeğini koyarsanız, evet demek zor.

Hatta imkánsız.

Bizim edebiyatımız kendi sınırları içine kapanmış/kapatılmış özelliği yüzünden mi dünyada yazarlarımızın adı az geçiyor?

Çok nedenli bir yanıta buradaki yer elvermiyor.

* * *

BİZİM klasiklerimiz var mı, varsa nelerdir, sorusunun yanıtı bile verilemez, ortak bir liste oluşturulamaz, üzerinde anlaşma sağlanamazken, sorulara kesin cevaplar bulamıyorum.

Batı'da yapılan, kendi geleneği, gelişim zinciri içinde kitaplara yıllar sonra -50 yıl gibi- dikkat çekilmesidir. Büyük ölçüde onların eskimediğini, hálá okunurluğunu kanıtlama anlayışına yöneliktir bu çaba.

Yakınımdaki birçok kişiye uluslararası alanda bizden bu tür bir kitap sorduğumda, oybirliğine varılan tek isim oldu:

Yaşar Kemal'in İnce Memed'i.

Çevrildiği yabancı dillerin sayısını, üzerine yazılanların çokluğunu düşündüğünüzde doğru bir karar olduğunu siz de kabul edersiniz.

Cumhuriyet Gazetesi'ndeki tefrikasının üzerinden 50 yıl geçmiş, hálá okunuyor.

Ulusal ölçütler içinde gene tek kitap üzerinde buluşuldu:

Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu romanı.

Ben bu tür çalışmaların da, oylamaların da nesnelliğe yaklaşım girişimlerinden doğduğu kanısındayım.

Herkesin kendine özel bir edebiyat tarihi vardır, üzerinde oy birliğine varılamayan nice kitap, bizim kişisel edebiyat tarihimizdeki yerini almıştır.

Çünkü bizim edebiyat beğenimizi yönlendirdiğinden değişmez bir önem taşır.

Daha sonraki edebi yargılarımızın biçimlenmesinde ilk ölçütleri ondan edinmişizdir.

* * *

GENE de bir gün, uluslararası bir dergide, bir Türk romanıyla, kitabıyla ilgili yazıya rastlamak beni sevindirecektir.
Yazarın Tüm Yazıları