Kişisel Oscar geyikleri

Olmazsa olmaz, yazmazsam bu kalp yerinde durmaz.

Haberin Devamı

İşte bir çırpıda kişisel Oscar geyiklerim:
- NTV’nin geleneksel Oscar stüdyo yayınına katılan konukların ne denli zor bir işi olduğu bir kez daha kanıtlandı.
Çünkü iki çift afili laf edecek oluyorlar, Yekta Kopan ister istemez araya girip diyor ki, “Evet şimdi Los Angeles’taki yayına geri dönüyoruz”.
Konuk kişi kalakalıyor tabii. Kibarca laf ağzına tıkanmış oluyor.
Böyle “dolgu” bir stüdyo yayınına gerek var mı?
Sırf Kodak Theatre’daki törene odaklanılsa yeterli. 
- Melis Alphan ne der bilemem ama Gwyneth Paltrow’un Tom Ford imzalı elbisesi gecenin en şık elbisesiydi. Nokta.
- Meryl Streep’in Oscar almasından gına gelmedi mi? Nokta, iki.
- Cameron Diaz omuz ve kol kası yapmaktan bir adet dişi Conan olmuş. Madonna’yı sollamış çoktan.
- Jennifer Lopez kıyafeti itibariyle meşhur filmi “The Cell/Hücre”nin rüya sahnelerinden fırlayıp gelmiş gibiydi.
- Albert Nobbs filminde sürekli erkek kılığında gördüğümüz Janet McTeer’in dişi hali meğer bambaşkaymış. Filmdeki karakteriyle benzeşen tek fiziksel noktası ise malum, elbisesinden bile belli olan iri memeleri.
- Brad Pitt ve Angelina “yırtmaç bacak” Jolie uzaktan şöyle bir bakınca dünyanın en sıkıcı çifti.
Yanlarına arkadaş olarak Demet Akalın-Okan Kurt çiftini öneriyorum. Beraber daha çok eğlenecekleri ve özellikle Jolie’nin kasılmaktan kurtulacağı bir gerçek.
- Bu arada en geyik konu malum, Demet Akalın ve Oscar’lı The Artist filmi... Akalın’ın yerinde olsam bir sonraki klibin başlangıcını siyah beyaz ve sessiz çekerdim. Göndermelere doyamama adına...
- “En iyi yabancı film” ödülünü alan İran filmi “A Separation”ı izlemiştim.
Bu filmin özeti bence şu: Günlük hayatın içinde küçük gibi görünen yalanlar bir bakarsın çığ olur ve altından kalkamaz hale gelirsin.
Bu filmin bir diğer iyi tarafı da, “Kim haklı kim haksız? Kim gerçekten dindar kim değil? Kim dürüst kim değil” sorularıyla karşı karşıya bırakması insanı.
- Son olarak, George Clooney’nin kendine has sonsuz/dalgacı özgüveni ayrıca incelenesi.

Haberin Devamı

Bir 29 şubat yazısı

Şubat ayı dört yılda bir 29 gün oluyor ya, işte yine o yıllardan birindeyiz.
Bugün doğmuş olanlar doğum günlerini ancak dört yılda bir kutlayabiliyor. Onlar için kutlu ve uzun bir gün yani.
Türkiye’de 29 Şubat doğumluların sayısı da meğer 28 bin kişiymiş.
Aralarında ünlüler de var elbet. Nejat İşler onlardan biri.
Pek ayrıcalıklı ve hatta gizemli filan görünmesine rağmen şubatın bu kavruk durumu, tamamen çılgın Roma sezarlarının fi tarihindeki aptalca çekişmesinin ve takvim hesaplamalarındaki hataların bir sonucu.
Böyle bakınca insana kendi doğum günü tarihi, o doğum gününe göre çıkartılan astrolojik burç ve o burca göre yapılan açılar/yorumlar fena halde manasız geliyor.
Bir ara yükselen burcumu öğrenebilmek için ısrarla anneme, “İyi de ben tam olarak saat kaçta doğmuşum yahu?” demem gibi...
Hepsi şahane birer oyalanma aracı işte.

Haberin Devamı

Gecelerin özeti

- ASMALIMESCİT AYAKTA... Cumartesi gecesi Asmalımescit’te dolanıyorum. Masaların kaldırılması olayından sonra aylar geçmiş. Hava da gayet güzel.

Ve insanlar yine burada, yine kalabalık. Asmalımescit masasızlığa rağmen bitmemiş, bitirilememiş yani. Çünkü kalabalıklar bu kez masada değil, dışarıda ve ayakta!

En çok da Babylon Lounge önündeki kalabalık dikkatimi çekti.

- SALİH SAKA MEKİK DOKUYOR... Gece hayatının piri, DJ Salih Saka son zamanlarda Miami ile İstanbul arasında mekik dokumakta. En son burada, Cipriani’deki 30’lar partisinde DJ olarak boy gösterdi Salih. Sonra yeniden Miami’ye uçtu. Orada çalmak için.

Bu arada Salih Saka iki arada bir derede Mykonos’un meşhur oteli Cavo Tagoo için de bir albüm yapmış.

Tıpkı Çeşme 7800 oteline yaptığı gibi..

- WILMA’NIN SEVGİLİSİNDEN YENİ BAR...
Dizide Carolin’i canlandıran Wilma Elles’in sevgilisi Levent Özçelik, Asmalımescit’teki mini barı Novo’nun ardından yeni bir mekan daha açıyor.

Bu kez Karaköy Bankalar Caddesi’nde bir butik otelin en tepesine.

Yazarın Tüm Yazıları