Kirli oyun

GAZETELER ve televizyonlar alt-üst kimlik sirkine dönüştü. Her ağzını açan yangına bir kova benzin döküyor. Ama alt kimlik-üst kimlik kavramlarının anlamını açıklayana ve bunların Türkiye’ye uygulanamayacağını söyleyene rastlamadım.

Ama eski solcu yeni liberallere fırsat çıktı, travmalarının, bozgunlarının intikamını alıyorlar. İslamcılar fırsat bu fırsat deyip İslamcılıklarını yapıyorlar. Bir kez daha yazayım: Alt kimlik-üst kimlik, sömürge-sömürgeci ilişkisine, göçmen alan ülkelere özgü özel kavramlardır, Türkiye için geçerli değildir. Tartışacaklarsa, becerebiliyorlarsa önce bunu tartışsınlar.

IRK SAFLIĞINA BİLİNÇLİ RET

Almanya’nın Tübingen kentinde yaşayan bir okurumdan ilginç bir mesaj aldım. Bakın ne diyor?

‘Bilim namusuna sahip Batılılar, Cumhuriyet’in yurttaş konseptinin ırkçılıkla bir ilgisi olmadığını hep itiraf etmişlerdir; fakat Gotthard Jaschke, bunların içinde tanıklığı, hem mensup olduğu ulus, hem de dönemi itibarıyla belki en ilginç olanıdır. Cumhuriyet’in yurttaş konseptinin ırk düşüncesiyle ilgisinin olmadığını Jaschke, biraz da hayretle dile getirir. Tanıklığın mekánı Almanya, tarih 1941 olunca, duyulan ‘hayret’ çok değişik şekilde tefsir edilebilir tabii. Merhum Jaschke şöyle diyor:

‘Atatürk’ün ulus devleti, ırk saflığı düşüncesini bilinçli olarak reddetmektedir. İnönü’nün bir ifadesine göre, ‘damarlarında ister Moğol, ister Sami, ister Aryen kanı aksın, dil ve kültür bakımından Türk olmak isteyen kişi Türk’tür (...) Avrupalı bilginler istedikleri kadar kafataslarını incelesinler, bu konuda birtakım sonuçlara varsınlar, Türk yasaları hiçbir türden kabile ya da ırk bilincini teşvik etmemekte, aksine ezmektedir.’ (Gotthard Jaschke, Turkei, Kleine Auslandskunde, Junker und Dünnhaupt Verlag, Berlin, 1941. Sayfa: 64. Kitap Tübingen Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunabilir).

Nazilerin dünya egemenliği peşinde koştuğu bir dönemde kaleme alınmış satırlar bunlar. ‘Dil ve kültür bakımından Türk olmak isteyen kişinin Türk’ sayıldığı o günlerden, ulusal devletin ve ulusun köklerinin küresel sermaye ve emperyalizm ile bunların maşası olan ırkçı milliyetçilikler tarafından dinamitlendiği günümüze geldik.

Ulus bilincini yok etmek, ulusal devleti yıkmak, küresel sermayenin ve emperyalizmin amacı ve hedefi olabilir. Ama küresel sermaye ve emperyalizmin yıkım hedefi olan ulusal devletin vatandaşlarının, kendi uluslarına ve ulusal devletlerine sahip çıkmaları gerekir. Bunun tersi ihanettir!

AT-ÜST KİMLİK GAFLETİNİ İSTİSMAR

Vatandaşlık, din ve etnisite ile bağlantılı bir durum değildir, hukuki bir kimliktir. Bu nedenle dinin birleştirici öğe olarak öne sürüldüğü rejimin adı kesinlikle demokrasi olamaz. Ama İslamcılar, laik ve demokratik cumhuriyeti yıkmak için alt kimlik-üst kimlik gafletini sonuna kadar istismar edecekler. Başbakan’ın piyasaya sürdüğü alt kimlik-ast kimlik gafleti, federasyoncu ve ayrılıkçı Kürtlerin iştahını kabartmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları