Kırgınlıklarımızın üzerine yağan yağmur

Bu yazıyı cuma sabahı Gezi Parkı’na bakan bir pencereden yazıyorum.

Haberin Devamı

Yağmur fena bastırmış, direnişçiler çadırlarına çekilmiş...
Dün tıklım tıklım polis otobüsü dolu olan AKM’nin yanındaki otoparkı gören arka pencereye gidiyorum arada...
Polis otobüsü sayısı 3’te 2 azalmış neredeyse...
Meydanda polis yok denecek kadar az.
Dün gece 17 gün aradan sonra ilk kez Taksim’i bu kadar huzurlu görmüşüm...
Meydanda piyano çalınıyor.
Anneler çocuklarını almaya değil, destek olmaya gelmiş...
Onun üzerine sanatçılar ve Taksim Dayanışma grubu, Başbakan’la gece yarılarına kadar süren bir toplantı yapmış.
İşte böyle bir günün sabahında yağmur altındaki Gezi Parkı’na bakıyorum.
Ağaçlar o gencecik çocuklara teşekkür eder gibi yapraklarını yere eğmiş...
Yağmur 18 günün yorgunluğunu temizliyor.
Herkes yorgun...
Direnişçiler yorgun, polis yorgun, yetkililer, arabulucular, anne babalar herkes yorgun...
Şehir yorgun...

Haziranın ortasında bu sağanak yağmur neyin nesi?
Ancak ve ancak 18 günün üzerine kirimizi, pasımızı, kinimizi, öfkemizi temizlemek, yaralarımızı sarmak, yeter demek için böyle yağabilir.
Hepimiz biliyorduk Başbakan’ın çıkıp da, “Vazgeçtik çocuklar, kışla değil, bu parkı çok daha güzel yapacağız” demeyeceğini...
Bunu açıkça söylemeyeceğini...
Ama ilk adım olarak halk oylamasını önermek...
İkinci adım olarak yargı kararı gelene kadar parka dokunmayacaklarını söylemek...
“Vazgeçtik çocuklar” demek gibi bir şey benim için...
Çünkü ülkeyi yoran gerginlik bitecek...
İş zamana yayılacak...
Belki yerel seçimler sonrasına kalacak...
Bu süre içinde, sakin kafayla Başbakan’ın Topçu Kışlası konusunda daha da yumuşayacağına inanıyorum.
Çünkü haziran ortasında dışarıda yağmur öyle bir yağıyor ki, kırgınlıklarımızı, kızgınlıklarımızı, inatlarımızı da alıp götürmeye kararlı...

Haberin Devamı

Doktoruma dokunma

Ben kırgınlıklar kızgınlıklar unutulsun derken Sağlık Bakanlığı Gezi direnişinde yaralılara yardıma koşan doktorları fişlemeye başladı...
“Neden doktorluk yaptın” sorusu soruluyor.
Oysa en başta Sağlık Bakanlığı’nın bilmesi gerekmiyor mu Hipokrat yeminini:
“Din, milliyet, cinsiyet, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermem” dediğini...
Bu genç ve şerefli doktorların yaptıkları sadece yeminlerine sadık kalmak...

Haberin Devamı

Arabulucu sanatçılar

Sanatçılara Gezi Parkı eylemlerine katılmaları için mahalle baskısı yaptığımız iddia edildi, bunun için eleştirildik...
Eyleme katılan sanatçılara destek vermesek...
Onların haberlerini yapmasak...
Kamuoyunun dikkatini çekmesek...
Bu kadar sanatçı katılır mıydı eyleme? Bu kadarına cesaret edebilirler miydi?
Bakın, o sanatçılar gerginliğin en önemli arabulucusu oldu.
Yemek yerken bile fotoğrafını çekip gazeteye koyan ama gösterilerden tek bir kareyi bile okuyucusundan esirgeyen ‘magazin ek’lerine duyurulur...

Yazarın Tüm Yazıları