Kimse kitabın imza gününde ne giyeceğimi sormamıştı

Güncelleme Tarihi:

Kimse kitabın imza gününde ne giyeceğimi sormamıştı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 11, 2004 01:10

Herkes film Oscar alırsa törende ne giyeceğimi sordu, kimse kitabın imza gününde ne giyeceğimi sormamıştı. Yazar Tracy Chevalier ile satış rekorları kıran İnci Küpeli Kız adlı romanından sinemaya uyarlanan filmi Londra’da beraber izledik.

2 milyondan fazla satan romanıyla Amerika ve Avrupa’da en fazla satanlar listesinin başına yerleşen Amerikalı yazar, eserine sinema izleyicisinin kitapseverlerden daha fazla ilgi göstermesinden rahatsız. Film sonrası yaptığımız sohbette, filmin kitabından farklı olduğunu ama duygusallığını kaybetmediğini söylüyor. Bu arada neden kitabın yayın haklarını ufak bir İngiliz yapım şirketine verdiğini açıklarken, kitabının Hollywood yapımcılarının eline düşmesi durumunda sinemaya uyarlanırken ne hale geleceğini tahmin bile edemediğini söylüyor. ‘Hollywood servet teklif etse bile film haklarını vermezdim’ diyor.

Londra’daki Soho Curzon sinemasının kafesinde Tracy Chevalier’i bekliyorum. Romanından sinemaya uyarlanan ‘İnci Küpeli Kız’ı birlikte izleyeceğiz. Ardından Chevalier, filmin ön gösterimine katılanlara romanını imzalayacak. Kapıdan girdiğinde öyle gergin görünüyor ve imza sırasındakileri öyle sert bakışlarla süzüyor ki, söyleşiye giderken çantama koyduğum romanını çıkarmaktan çekiniyorum. Ancak kendisi teklif edince koyuyorum önüne.

Röportajda söylediklerine bakılırsa romanına sinema seyircilerinin kitap kurtlarından daha fazla ilgi göstermesinden rahatsız. Sitem edercesine ‘Herkes filmi heyecanla konuşuyor, bana filmle ilgili sorular soruyor. Kitaba böyle ilgi gösterilmedi. Herkes film Oscar alırsa törende ne giyeceğimi soruyordu fakat imza gününde ne giyeceğimi merak eden çıkmadı’ diyor. Açıkça söylemese sitem bana da yönelik. Kitap satış rekoru kırdığında değil, film vizyona girerken röportaj yapmak istedim çünkü...

DUVARDAKİ POSTERE YILLARCA BAKTI

Hollandalı ressam Vermeer’in 1665 tarihli ‘İnci Küpeli Kız’ tablosunun posteri ablası tarafından odasına asıldığında 19 yaşındaymış Tracy. Poster uzun yıllar odasının duvarında asılı dururken, bazen bakışları saatlerce resme takılı kalırmış. Hemen her gün, günün birinde bu kızın hikayesini yazacağım düşüncesi geçermiş aklından: ‘Vermeer’in tablolarındaki kadınlar bir sır taşıyor gibi gizemli bakıyor. Kadınlar hakkında bugüne kadar birçok hikaye düşünüldü, ama hiçbiri dile getirilmedi. Ben bu hikayelerden birini yazıya döktüm.’

Chevalier, ‘İnci Küpeli Kız’ tamamlanıp, 1999 Ağustosu’nda piyasaya çıkmadan iki ay önce kitabın sinema haklarını İngiliz film yapım şirketi Archer Street Filmcilik’e satmış. Aslen Amerikalı ama1984’ten beri Londra’da yaşıyor ve eserlerinde Avrupa ölçütlerini standart alıyor. Kitabın sinema haklarını da, Hollywood yapımcılarına güvenmediği için küçük bir İngiliz yapım şirketine vermiş zaten. Bu sayede hikayenin sinemaya aktarılırken duygusal gerçekliğinin bozulmayacağına inanmış. Filmin yapımcısından sadece, Griet ve ressam Vermeer’ın fiziksel ilişkiye girmemesini istemiş: ‘Kitaplarım Hollywood’a göre değil. Uygun olmayan ünlü aktörlerle doldurulması, konuya uymayan müzikle sunulması ihtimalini düşünmek bile benim için dayanılmaz. Hollywood servet teklif etse bile film haklarını vermezdim’ diyor.

KİTAP VE FİLMİN SONLARI FARKLI

Peter Webber’in çektiği filmin, kitaptakinden farklı bir sonu var: ‘Filmin sonu pazarlama kampanyasıyla ilgili. Hikayeyi gerçekçi yapmak zorundaydılar. Farklı finaller denendi. Ressamla hizmetçi arasındaki derin duygusal ilişkinin açığa çıkması en önemli noktaydı. Senaryoya aktarılırken değişiklik yapılmasını bekliyordum. Mesela, kitapta olaylar on yıla yayılan süreçte anlatılıyor. Filmde ise iki yıla sıkıştırılmış. Kitaba bağlı kalıp oyuncular yaşlandırılsaydı kötü olacaktı.’

Yazara göre, filmde ressam Johannes Vermeer’i canlandıran Colin Firth, ressamın gizemli karakterini yeterince yansıtmıyor. Ona göre oyuncunun fiziğinde Vermeer’in bütün gizemi kayboluyor.

PARLAK YÜZÜNDEN GÖZLERİMİ ALAMADIM

Filmi çok sevdim, fakat kitaptan farklı. Değişiklikler okuyucuyu şaşırtabilir ama bence üzücü değil. Hatta kimi yerleri çok iyi olmuş. Colin Firth iyi fakat filmde 18 yaşındaki Scarlett Johannson öne çıkıyor. Konuşması 60 kelimeyi geçmemesine rağmen, parlak yüzünden gözlerimi alamadım. Filmi tekrar izlemek istedim.

HER GÜN 1000 KELİME YAZIYORUM

Tracy Chevalier, 1962 Washington doğumlu. Yazarlığı meslek edinmeden önce Anglia Üniversitesi’nde yaratıcı metin yazarlığı üzerine eğitim görmüş. Yazarlığın öğrenilemeyeceği görüşüne karşı. ‘Yaratıcı yazma kursları bazılarına yardım edebilir bence. Ben çok faydasını gördüm’ diyor. Kitaplarında genellikle görsel açıdan etkilendiği temaları işliyor. ‘The Virgin Blue’ mavi renk, ‘Girl With a Pearl Earring’ bir tablo, ‘Falling Angels’ mezarlık atmosferini eksen alıyor. Son yayınlanan romanı ‘The Lady and the Unicorn’da ekseni oluşturan görsel öğe Ortaçağ el örgüleri. Romanlarına yazacağı dönem hakkında ayrıntılı ön araştırma yaparak başlıyor. Olayların geçtiği mekanları geziyor örneğin. Yazarken, sessiz ortamları, genellikle evini tercih ediyor. Bilgisayara ısınamamış. Önce kağıt kalemle yazıp, sonra elektronik ortama aktarıyor. ‘Kalem kullanırken beynimin hızı elimin hızına yetişiyor. Bilgisayarda ise elim beynimden hızlı. Her gün 1000 kelime, yaklaşık üç sayfa yazmaya çalışırım.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!