Kimlik erimesi

Güncelleme Tarihi:

Kimlik erimesi
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 07, 2001 00:00

GÃœNLÃœK yaÅŸamın hayhuyu içinde belki fark etmiyoruz. Belki de yeterince önemli bulmuyoruz.Ama bana göre sorun önemli. Hem de çok önemli; çünkü artık iÅŸ kimlik erimesine varacak kadar büyüdü ve yaygınlaÅŸtı.YaÅŸadığınız kentlerin sokaklarında gezerken, televizyon izlerken dikkat ederseniz artık Türkçe dükkán ve firma isimleri giderek yok oluyor. Ne tarafa bakarsak bakalım hep yabancı isimlerle karşılaşıyoruz.Ä°sterseniz sorunu irdelemeye, Hasan Pulur'un da köşesinde deÄŸindiÄŸi gibi önce baÅŸbakanlığa ait Ata uçağının üzerindeki yazıdan baÅŸlayalım.Ne yazıyor baÅŸbakanımızı taşıyan uçağın üzerinde?‘‘Republic of Turkey.’’Neden ‘‘Türkiye Cumhuriyeti’’ deÄŸil. Bunun anlaşılabilir bir yanı var mı?Gelelim her zaman gurur duyduÄŸumuz ulusal havayolumuza...Türk Hava Yolları uçaklarının üzerinde ne yazıyor?‘‘Turkish.’’Neden ‘‘Türkiye’’ ya da ‘‘Türk’’ deÄŸil?* * *Açın gazetelerin turizm ilanları sayfalarını. Yüzlerce otel isminden kaçı Türkçe?Ä°nanın üçü beÅŸi geçmez. Burada uluslararası zincirleri tabii ki bunun dışında tutuyorum. Ben özbeöz Türk kuruluÅŸlarından söz ediyorum. Hepsi de yabancı isim koyuyorlar otellerine ya da tatil köylerine.Hatta otellerin, tatil köylerinin içindeki bölümlerin adları bile yabancı dilde. EÄŸlence yerleri, dükkán, maÄŸaza isimlerinde de aynı özenti geçerli.Herkes Türkçe isimden ÅŸiddetle kaçıyor.Hatta bazıları, yabancı sözcük uyduramayanlar Türkçe isim koyuyorlar, ama bunu Ä°ngilizce yazıyorlar.Örnek mi, hemen aklıma gelenleri sayayım: be Chic, Mydonose, The Marmara...Hatta bizim kebapçılar bile bu modanın etkisinde: Milady's Ocakbaşı...Nedenini merak edip bunlardan birine sorarsanız aldığınız yanıt üzücü, üzücü olduÄŸu kadar da düşündürücü:- Ne yapalım, Türkçe isim koyunca kimse gelmiyor. Yabancı isim koyunca ilgi daha fazla oluyor.* * *Ä°ki üç yıl önce Paris'te yaÅŸadığım bir olay aklıma gelip takılıyor.Kentin göbeÄŸinde küçük bir otelde kalıyordum. Otelin altında çok güzel ve yemekleriyle ünlü bir lokanta vardı. Pahalı olmadığı için bazı günler orada yemek yiyordum. Otelde kaldığım için bize ilk boÅŸalan masayı veriyorlardı.Bir gün bir Ä°talyan grup lokantadan içeri girdi ve garsondan masa istedi.Ama Ä°talyanlar Fransızca, garson da Ä°talyanca bilmediÄŸi için bir türlü anlaÅŸamadılar. Ä°talyanlar beklemeye baÅŸladı. O sırada bir masa boÅŸaldı. Ä°talyanlar oturmak istediler ama garson engelledi ve baÅŸkalarını oturttu. Bunun üzerine Ä°talyanlar tepki gösterdi ve sert bir tonla garsona kendilerini anlamadığı için çıkıştılar.Bu tepkiye sinirlenen garson, turist murist dinlemedi ve Fransızca aynen şöyle söyledi:‘‘Ben Fransızım. Dilim Fransızca. Sizin dilinizi bilmiyorum. Bilmek zorunda da deÄŸilim. Bekleyeceksiniz. Sıranız gelince oturursunuz.’’İtalyanlar çaresiz susup beklediler. Bu olay da gösteriyor ki, kiÅŸilikli toplumlar dillerinden ödün vermiyorlar.Kimliklerinin en önemli öğesi olarak gördükleri dillerinin üzerine titriyorlar.Bizim gibi dillerini küçümseyip yabancı sözcüklere sığınmıyorlar.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!