‘Kilo baskısı’nda eşitliğe doğru

Bodrum’da, Çeşme’de, kısacası popüler sahil kenar köşelerinde bikiniyle görüntülenen kadın ünlüler için geçerli “kilo baskısı”, nihayet erkek ünlülere de sıçradı/sıçratıldı.

Haberin Devamı

Geçenlerde Kenan Doğulu’nun teknede çekilmiş bir görüntüsü vardı.
Kenan Bey’in göbeği hafifçe pörtlemişti bu fotoğrafta.
Ve tabii ki haberin altına “Kenan kilo almışşş” diye yazılmıştı...
“Ünlüler her zaman iki dirhem bir çekirdek dolaşmak zorunda mı şekerim, onlar da insan, onlar da bizim gibi normalll, onlar da yiyip içip göbeklenebilir mahallenin Fahriye Abla’sı gibi” diyenlerden değilim.
Ünlüysen kilona, o da yetmez bu kilonun sende nasıl durduğuna, bu da yetmez kılığının kıyafetinin tarzına, kısacası görüntüne titizleneceksin.
Bir de eğri oturup çapraz konuşalım. “Kilo aldın mı verdin mi” meselesi gündelik hayatın baş maddelerinden biridir.
Hanginiz bir tanıdığı, bir arkadaşı, bir eski/yeni sevgiliyi gördüğünüzde şu soruyu sormuyorsunuz: “Kilo mu verdin? Çok güzel olmuşsun.”
Ya da merhabalaştıktan iki dakika sonra birine telefon açıp “X’i gördüm, feci kilo almış” demiyorsunuz.
Diyorsunuz, işte bu kilo haberleri de o hesap. Hayatın namussuz gerçeği birader.
Ama işte her gerçekte bir eşitlik olmalı.
Hep kadın ünlüler üzerinden çıkıyordu bu “kilo aldı-verdi” haberleri. Erkek ünlüler için de yapılmalıydı.
Ve en başta dediğim gibi Kenan’la açılış yapıldı.
Darısı Kıvanç Tatlıtuğ ve Kenan İmirzalıoğlu’nun başına...

Yazın KİLOmetresi

Haberin Devamı

En akıllı kilolu: Aldığı fazla kilolar gözükmesin diye beline havlu takıp kötü görüntü vermekten kurtulan Naz Elmas.
En depresyondaki kilolu: Kilolu haliyle bikinili görüntü vermemek için teknede bile denize giremeyen Sibel Can.
En maşallah o yaşında bile zıpkın gibi kilosuz: Billur Kalkavan.
En kilosuzken göbekli gibi çıkan:
Pınar Aylin.
En kilolu -yani göbeği pörtleyen- ünlü erkekler: Kenan Doğulu ve Kıvanç Tatlıtuğ.

İki mevzu arası trekking

? AYDA VE ROBBIE... Robbie Williams’la çıktığı onca sene boyunca Ayda Field’ı görmezden gelen Türk medyası şimdi onunla bir röportaj patlatır mı?
Peki Amerikalı bir oyuncu olan Ayda, pek yakında yüksek meblağlı bir parayla bir Türk dizisinde oynamaya başlar mı?
En kolay rol belli; yıllar sonra Amerika’dan İstanbul’a gelmiş, fena halde fettan zengin aile kızı.
 Daha da ötesi, ütopiklenmesi:
Ayda ve Robbie önümüzdeki yaz Çeşme-Bodrum sahillerini şereflendirirler mi?
Ayda’nın Türk yemeklerinden dolayı alması muhtemel kilolardan ötürü fotoğrafının altına “Kilo almışşş” diye yazmamız mübah mıdır ele güne, dünya medyasına karşı?
? VAYYY LADY GAGA.... Bayan Gaga’nın 13 dalda MTV Ödülleri’ne aday gösterilmesi elbette rekor, ama şaşırtıcı değil.
Dahası, Gaga’nın bu başarısını sadece “sıra dışı ve çılgın kıyafetlerle” açıklamak yetersiz ve bilgisizce.
Görselliği ön planda Gaga’nın, tamam.
Diğer pop şarkıcılarını da görselliğiyle etkiliyor, orası da tamam (Bakınız: Christina Aguilera’nın son klibi Bionic).
Ama Gaga’nın internet neslini de VHS neslini de aynı potada eriten/etkileyen en önemli özelliği; bir pop tanrıçası gibi davranmaması.
Komik olması. Fazla geveze olması. Seksi olmak için çabalamaması.
Konser kostümlerinde tarz bir ucubelikle mahallenin belalı şeker kızı arasında gidip gelmesi. Mesaj kaygısız eğlence vaat etmesi.
Yani “sıradan bizdenliği”.
Aslında kısa sürede ikon haline gelen Gaga’yı anlamanın en iyi yolu konserini izlemekten geçiyor.
Konserinde bu saydığım özelliklerin her birini dibine kadar sergiliyor.

Karavansız bir karavan partisi

Haberin Devamı

Dokuz gün boyunca karavanla güney kıyılarının bir bölümünü dolaşırken aslında aklımda hep şu vardı: ?u 10 metrekarelik karavanda bir parti vermek...
Ama sabah yola çık, akşam şu kamping alanında konakla, gece yarısı bilmem ne diskosunda elalem nasıl eğleniyor dikizle gibi gibi şahane dertlerle donanmaktan elbette böyle bir şeye vakit olmadı.
Dedim ki, o zaman İstanbul’da bir parti yapmalı.
Ama karavansız maalesef. Çünkü Route 9 adını verdiğimiz karavanımız çoktan yuvasına, sahibi Avni Bey’le beraber İzmir’e dönmüştü.
Neyse, yaptım partiyi. Asmalımescit’teki Hardal’ın Up Lounge adlı terasında.
Haliç manzaralı terasta Virgin Radio’nun DJ’leri 80’lerden başlayıp günümüze uzanan müzikler çaldılar.
Nemden bunalan davetliler Finlandia Vodka’lı kokteyller hüplettiler.
Bendeniz ise en çok greyfurt aromalı votkayla karıştırılmış toniği...
Başka neler oldu?
Ümit Karan gece boyu barda, aynı iskemlede oturup durdu... Deniz Seki elinde konfetilerle geldi, bir ara üzerimize konfeti yağdırdı...
Lara Sayılgan ve Hakan Öztürk bir ara bayağı iş konuştular...
Ezra Çetin o gece “Tuba”sızdı, siyah tulumuyla çok seksiydi...
Ayşe Barım’la ona yapılan sürpriz tekne partisini konuştuk...
Ve Marie Claire Yayın Yönetmeni Gülen Yelmen’le de dergi piyasasını...

Yazarın Tüm Yazıları