Kılıçdaroğlu ne yapsın

Haberin Devamı

Cumhuriyet Halk Partisi’nde kurultay bitti, Parti Meclisi listesi oluşturuldu ve bu listeden Merkez Yönetim Kurulu seçildi. MYK; partinin en üst kurulu, yani icrayı yönlendiren, Parti Meclisi kararlarına şekil veren yer... Kurultay öncesi şöyle yazmıştım. Ve demiştim ki...
“İzmir; hiçbir zaman Merkez Yönetim Kurulu’nda da, Parti Meclisi’nde de, genel başkan yardımcılıklarında da yeteri kadar temsil edilmedi. İzmir, hep Genel Merkez tarafından garanti görüldü. İzmir, hak ettiğinin çok altında bir sayıyla ve üyelerle boy gösterdi. O yüzden... Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerinde olsam, İzmir’e bu sefer jest yapardım. İzmir’in hakkını teslim ederdim. İzmir’i model, İzmir’i örnek gösterirdim.”
Şekillenen Parti Meclisi’nden sonra şöyle yazmıştım:
“Öyle ya da böyle, 80 kişiden 60’a inen Parti Meclisi’nde sekiz üyeyle yer almak her şeye rağmen başarıdır.”
İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel ve Aytun Çıray, Berrin Dilekçi, CHP eski İl Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Saygılı ile CHP Kadın Kolları eski Genel Sekreteri, İzmir milletvekili adayı Nazik Işık... İzmir’in profesör milletvekilleri Hülya Güven, Oğuz Oyan ve Birgül Ayman Güler ise Bilim, Yönetim ve Kültür Platformu’ndan seçilerek PM’de yer aldı.
Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in de partide iki numara olarak kabul edilen koltuğa oturması, Ege Bölgesi’nin ağırlığını hissettirdi.
Sonra...
MYK listesi açıklandı, yani Merkez Yönetim Kurulu...
Bu sekiz kişinin de ismini göremedik, İzmir’in sıfır çektiğini anladık.
Ben Kılıçdaroğlu’nu eleştirmiyorum.
Eleştirdiğim İzmirliler...
Uzlaşamayan, liste içinde liste çıkaranlara, “Ben yoksam kimse olmasın” diyen İzmirlilere...
Kılıçdaroğlu ne yapsın...

Haberin Devamı

“Karşıyaka sadece bir spor kulübü değildir” diye niye yazdım?
“Karşıyaka sadece bir spor kulübü değildir” diye yazdım, telefonlarım kilitlendi, mail kutuma onlarca mesaj düştü. Demek ki, insanların düşündüğü ama midesinde sakladığı şeyler varmış. Aslında fırtına varmış, sert esen bir rüzgar varmış. Neden böyle yazdım? Çünkü Karşıyaka’nın bir sembol olduğunu hatırlatmak istedim. Aidiyet duygusunun, taraftar olma hissinin, bir ailenin içinde olma keyfinin en fazla hissedilen kulüplerden biri olduğunu hatırlatmak istedim.
Kulübün hayatın merkezinde olmadığını ama hayatın merkezinden de uzaklaşamayacağını hatırlatmak istedim. Hayata bakışın, hayatla ilgili duruşun ve sosyalleşmenin güzel bir örneği olduğunu hatırlatmak istedim.
Geleneğin, alışkanlıkların, geçmiş kadar geleceğin de burada olduğunu hatırlatmak istedim.
Karşıyaka’nın kendine özgü ama yazılmamış, çizilmemiş, adı konmamış bir anayasası olduğunu hatırlatmak istedim.
Hesaplaşmaların camiaya zarar verdiğini, yıprattığını, gelecekle ilgili planları sekteye uğrattığını hatırlatmak istedim.
Hatırlatmak istedim çünkü...
Spor odaklı bir anlayış, spor odaklı bir düşünce Karşıyaka’yı yönetmek, izlemek, takip etmek için yeterli değildir. Bu sözlerimi sadece Karşıyaka Spor Kulübü’nü yönetenler üzerlerine almasınlar.
Lafım; Karşıyaka’yı hisseden, gönülden bağlı olan, camianın içinde olan ve bu büyük ailenin içinde olmaktan keyif alan ve gurur duyan herkese...
Geçmiş kadar gelecek de önemlidir. Geleceği kurgulamak için de geçmişi unutmamak gerekir.
Tekrar ediyorum.
Karşıyaka sadece bir spor kulübü değildir.
Karşıyaka hayatın bir gerçeğidir.

Yazarın Tüm Yazıları