Kesin karar: Ekonomi soğutulmayacak

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Yüksek Planlama Kurulu'nun önceki gün yapılan toplantısında, hükümetin ekonomik politikası konusuna ışık tutacak çok önemli ilke kararları alınıyor.

Bu konunun ayrıntılarına girmeden önce, toplantı sırasında Başbakan Yardımcısı Ecevit ile Devlet Bakanı Güneş Taner arasında geçen şu konuşmayı aktarayım.

TANER'E SORU

Ecevit konuşmaya şöyle giriyor:

‘‘Sayın Taner, bugün Milliyet Gazetesi'nde çıkan söyleşinizden, bizim özelleştirmeye karşı olduğumuz gibi bir anlam çıkıyor.''

Ecevit'in gazetede takıldığı cümle şu:

‘‘Eğer DSP özelleştirmenin önünü kesmeye kalkarsa onunla ilgili bir formülüm de var. Satılan kurumlarla ilgili sigorta sistemi kuracağım.''

Ecevit bu sözleri, kendilerinin özelleştirmeye karşı oldukları şeklinde yorumlamış.

Taner ise kastinin bu olmadığını söyleyince, Ecevit şunu ilave ediyor:

‘‘Biz özelleştirmeyi sonuna kadar destekliyor ve savunuyoruz. Bizim istediğimiz, geçen yıllarda olduğu gibi bazı kuruluşların sadece arsaları için satılmamaları. Yatırım ve istihdam için özelleştirme yapılması.''

Taner de Ecevit'e şu güvenceyi veriyor:

‘‘Özelleştirme işçi çıkarma, işçiyi mağdur etme değildir.''

Bu sözlerin anlamı açık. Özelleştirme tam hızla gerçekleşecek.

Bunun ilk işareti önceki gün verildi ve GSM telefon lisanslarını verme kararı çıktı.

Böylece 4 milyar dolarlık özelleştirmenin bir milyar dolarlık bölümü gerçekleşmiş oldu.

HEDEF KÜÇÜLTENLERE

Ayrıca 2.6 milyar dolarlık santral özelleştirmeleri de önümüzdeki ay tamamlanacak. Bunu enerji dağıtım özelleştirmeleri izleyecek.

Kısaca yıl sonuna kadar 4 milyar dolarlık özelleştirme gerçekleşmiş olacak.

Özelleştirmenin başına getirilen Uğur Bayar, genç ve yetenekli bir bürokrat. Dün kendisi ile konuştum.

Son derece motive ve kararlı görünüyordu. ‘‘Bu işi başaramazsam, bir daha Ankara'ya dönmemek üzere İstanbul'a giderim'' diyor.

Şimdi gelelim YPK'da, iş dünyasının merakla beklediği öteki sorunun cevabına.

Bazı büyük kuruluşlar gelecek yılla ilgili hedeflerinde küçülmeye gidiyorlar.

Bunun nedeni yüksek enflasyonla mücadelede klasik bir beklentiden kaynaklanıyor.

Yani ekonomi çok ısındığı için, hükümetin frene basarak en klasik mücadele yöntemini seçeceği, bunun da yurtiçi talepte daralma meydana getireceği bekleniyordu.

Önceki gün hükümet, bu beklentinin tam aksine bir ilke kararı alıyor.

Ekonomi soğutulmayacak, tam aksine ‘‘Kontrollü bir şekilde hızlandırılacak.''

OTOYOLLARA DEVAM

Enflasyonla mücadele, ‘‘Serbest pazar ekonomisinin kuralları içinde'' gerçekleştirilecek.

Bu konuda, Çiller'in göreve geldiği günden beri hep karşı çıktığı otoyollar konusunda, Özal dönemine dönüşün işaretleri var.

Hükümet otoyollara devam kararı alıyor.

Yarıda kalmış otoyolların yapımına hız verilecek.

Bunun yanında Ankara-Adana arasında ve İstanbul-Bursa arasında otoyol yapımının planlanmasına başlanacak.

Gaziantep'i GAP bölgesine bağlayacak yollar da hızlandırılacak.

Önceki gün yapılan YPK toplantısında, zamlarla ilgili tek cümle konuşma geçmiyor.

Çünkü hükümetin bütün ortakları, bu zamların geçen hükümet dönemine ait olduğunu kabul ediyor.

Bu tutum, YPK'da alınan üçüncü ilke kararını da ortaya koyuyor:

POPÜLİZM YOK

Yılmaz hükümeti popülist politikalara yönelmeyecek.

Yani, sekiz yıllık kesintisiz eğitim konusundaki kararlı tutum, ekonomik alanda da sürdürülecek.

Bu hükümet siyasi tarihimiz açısından çok önemli, radikal bir değişimi gerçekleştiriyor. Popülizmi Türk siyaset terminolojisinden çıkarıyor.

Refahyol muhalefeti ise, son 40 yılımızı kemiren popülizm hastalığının pençesinden bir türlü kurtulamıyor.

Yazarın Tüm Yazıları