Kendi yolunu çizmiş kadınların ilham veren hikayeleri

 

KAYDIR6657A1DD-6E78-429E-89FB-338B6D446723Created with sketchtool.

“Kadın başına” ne kadar çok şeyi başarabileceğinin farkında mısın?

Toplumun bize dayattığı hayata sıkışmak zorunda değiliz, hayallerimizin peşinde koşarken ön yargıların bize çelme atmasına izin vermemeliyiz. Kendi yolundan vazgeçme, engellerin üzerine git ve kendi iç sesini dinle!
Bu yazıda, cesaretleriyle herkesi kendine hayran bırakan başarılı kadınların öyküsünü göreceksiniz. Ve kendinizi bütün ön yargıları yıkarken bulacaksınız! Dokuz farklı kadın; kendileri gibi, bildikleri ve inandıkları yolda, doğalarındaki gücü kullanarak hayatlarını başka kadınlara da ilham olacak hikayelere dönüştürüyor!

Şimdi, kendi öykünü yazmaya hazır mısın?

Begüm Cana Özgür 💪

Tasarımları son yıllarda dokuma kültürü üzerine yoğunlaşan Cana, Anadolu’da dokuma geleneğinin ölmek üzere olduğu köylere gidip, evlere giriyor, dokumacılara sipariş veriyor; dokumacı kadınlardan oluşan bir ağ kuruyor. Sipariş götürdüğü köylerde, kadınlara hem ekonomik hem de manevi bir güç veriyor. Yarattığı istihdam ağı sayesinde önce kadınlar kalkınıyor; ardından evler, köyler değişime uğruyor. Değişen sadece köyler ve kadınlar değil; Cana da tanık olduğu öyküler, tanıştığı kadınlar ve gözlerinin önünde olan değişimden sonra “Artık bir tasarımcı olarak ne yaparsam yapayım, ürettiklerimin insan elinden çıkması ve insan hayatına dokunmasını istiyorum.” diyor.

Mizgin Ay 🏃

Rüzgarın kızı, rekor canavarı veya kadınların Hüseyin Bolt’u… Mizgin Ay 2000 yılında Batman’da 7 çocuklu bir ailenin sondan ikinci kızı olarak dünyaya geldi. Kaderi, ailesi ile beraber mevsimlik tarım işçisi olarak göç ettiği Ankara, Beypazarı’nda değişti. Türkiye atletizmine büyük katkısı olan ve şampiyonlar yetiştiren antrenör Muhsin Soysal, Beypazarı’nda Mizgin’in koşu yeteneğini keşfedip onu kanatları altına altı. Önce Türkiye rekorları geldi, ardından Mizgin 2017’de Kenya’da düzenlenen Dünya Yıldızlar Atletizm Şampiyonası’nda (IAAF World U18 Championships) 100 metrede altın madalya kazandı. Dünyanın kendi yaş kategorisinde en hızlı koşan kızı şimdi de gözünü olimpiyatlara dikti. Antrenörü, ailesi ve bütün Beypazarı’nın desteğiyle, hiç de uzak bir hedef değil!

Tuğçe Akgün 😍

Tuğçe Akgün, 2011 senesinde İzmir’de geçirdiği trafik kazası sonucunda hayatına omurilik felçlisi olarak devam ediyor. Ancak o, başına çaresi olmayan bir şey gelmesine rağmen, hayata sıkı sıkıya tutunmayı seçenlerden. Hayatına tekerlekli sandalye girdikten sonra, kendine “Ben kazadan önce neyi yapamadım, neyi başaramadım?” diye soruyor, ve kendini spora veriyor. 27 yaşındaki paralimpik atlet, geçtiğimiz sene milli oluyor ve Londra Paralimpik Oyunları’nda Türkiye’yi temsil ediyor. Son zamanlardaki uğraşı ise okçuluk. 2018 içinde okçulukta da milli olacak. Tuğçe spordan arta kalan zamanlarda Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nde aktif olarak çalışıyor, her fırsatta okullara, üniversitelere gidiyor seminerler veriyor; engelli hakları konusunda toplumu bilinçlendirmeye çalışıyor. “Nasıl bu kadar mutlu olabiliyorsun?” sorusuna “Ben hala benim. Ruhumda değişen bir şey olmadı. Üstelik hayata yeni pencerelerden bakmaya, aktif olmaya başladım.” diye yanıt veriyor.

Karsu Dönmez 🎼

Yetenek gökten sessizce inen bir çift kanat, azim ve çalışkanlık ise insanın kendi içinden alev gibi yükseliyor. 27 yaşındaki Karsu’nun hikayesinde yetenek de azim de çarpıcı şekilde rol oynuyor. Hatay’dan Hollanda’ya göç etmiş bir ailenin kızı olan Karsu, 16 yaşında babasının Amsterdam’daki restoranında garsonluk yaparken piyano çalmaya başlıyor. Bu küçük konserler sayesinde restoranın müdavimleri git gide artarken Karsu’nun da özgüveni gelişiyor. Babasının restoranından Cemal Reşit Rey konser salonuna, New York’taki dünyaca ünlü Carnegie Hall’a ve Hollanda Kraliyet Ailesi’nin huzurunda konser vermeye, albümler kaydetmeye uzanan bu başarı öyküsünde esas şaşırtıcı olan Karsu’nun kim olduğunu ve nereden geldiğini asla unutmaması. Karsu, aktif bir toplum gönüllüsü: Amsterdam’da merkez tren istasyonunda Ortadoğu ve Afrika’dan gelen mültecilere yardım ediyor; Atina’da, mültecilerle çalışan Happy Caravan adlı örgütün de elçisi. Hollanda'daki Türklerin entegrasyonunda semboller arasında gösterilen bu genç kadın, azmin, tutkunun ve başarının ta kendisi. En sevdiği kelime ise “empati”!

Hayatına güven ve hareket katan, kalıpları değiştirerek kendine farklı yollar çizen, özel hikayeleri mercek altına alan, yepyeni bir belgesel serisine destek veren Elidor, başka hayatlara dokunmayı hedefleyen bir farkındalık serüvenini BluTV’de sunuyor.

"Bu Kızın Öyküsü” dokuz farklı genç kadının cesur kararlarını ve değişen hayatlarını konu alıyor. İlk dört bölümü yayınlanan, her hafta farklı bir hikayenin anlatıldığı belgesel serisi toplamda dokuz bölüm. Kendi potansiyelini gerçekleştirmiş, kendi yolunu çizmiş kadınların yolculuğunu kaçırmamak için tıklayın!

İlham veren öykülerimizin devamını bekleyin ve kendi öykünüzü yazmak için harekete geçin!