FC Barcelona Türkiye'de neden

bir Türk takımı kadar seviliyor?

KAYDIR6657A1DD-6E78-429E-89FB-338B6D446723Created with sketchtool.

Sadece son 3 senede Türkiye'den sipariş edilen forma sayısı on binleri aşmış. Programlar Barcelona'nın maçlarına göre yapılıyor; ev toplaşmaları ona göre planlanıyor. Berberde de konu aynı, toplantı aralarında da... Real'ciler de azımsanamayacak kadar çok olsa da, Barcelona'nın yeri Türkler için ayrı. Öyle ki ülkenin dev gayrimenkul şirketlerinden Nef, Barcelona'nın sponsorlarından biri oldu. Peki, neden? Bu sevginin kaynağı ne?

Kralın takımına karşı

Türk halkı her daim mücadeleci olan, zorlukları aşanların hikayelerini sevmiştir. Aslında esas sempatinin kaynağı da bu... Bütün ülkenin desteklediği kralın takımı Real Madrid'e karşı, tek bir şehrin mücadeleci ve özverili desteğiyle öne çıkan Barcelona'nın hikayesi de tam da bu sebepten bizim gönlümüze dokunan bir mesele... Senelerce öz kaynaklarıyla kendini var eden kulüp, bu mücadeleci duruşunu oyununa da yansıtmayı başardı. Öyle ki bugün Katalanlar için Barça'nın bambaşka bir önemi var hala: Onlar için bu takım bir milli takım, bir direnişin öyküsü.

‘Total futbol’un en iyi uygulayıcısı

Barcelona, Hollanda ekolünün dünya futboluna kazandırdığı ‘Total Futbol’ adı verilen oyun sistemini yıllardır dünyada en iyi uygulayan takım. Total Futbol, futbol takımının oyuncularının her mevkiide oynayabilmesini öngören bir sistem. Bu sistem saha içinde doğru futbolcularla doğru bir şekilde uygulandığında seyri çok keyifli bir futbol ortaya çıkıyor. Barcelona, alt yapı takımlarından itibaren birbirini tanıyan, beraber futbol oynamaya alışmış futbolcuları sayesinde Total Futbol’un en güzel örneğini sergiliyor ve bu ‘makine düzeni’ tüm dünyada taraflı tarafsız her futbolseverin hayranlığını kazanıyor. Barcelona ayrıca Total Futbol’u, kendine özgü bir pas oyunu olan ‘tiki-taka’ ile daha da zenginleştirdi. Bu sayede top maç boyunca sürekli Barcelona’da kalıyor ve rakip takımlar topu geri kazanabilmek için büyük bir enerji sarf etmek zorunda kalıyor. 

Kazanmak yetmez; iyi oyun da lazım

Elbette ilk bakışta bu romantik gelebilir. Her takım günün sonunda kazanmak ister, bu yüzdendir “1-0 olsun bizim olsun” sloganı… Ancak Barcelona’nın kaybettiği maçların çoğuna baktığınızda gördüğünüz şey kötü futbol olmayacaktır. Barcelonalı futbolcuların oynarken, kendi oyunundan keyif aldığını izlersiniz. “Akıyorlar” betimlemesinin daha çok yakıştığı başka bir ekip sayın desek belki ilk anda aklınıza onlardan başkası gelmeyecektir. Biz milletçe varılacak yerden çok yol hikayelerini sevdiğimiz için, kaybettikleri maçlarda bile o akıllıca verilmiş paslar, hızlıca ama sağlam kurulan ataklar kalır hep aklımızda… Barcelona’nın oyuncularının hepsi bir orkestranın ayrı ayrı sorumluluklara sahip müzisyenleri olduklarını gayet iyi bilirler. Günün sonunda izlemekten esas keyif aldığın şey ‘iyi futbol’ olacağı için, bu her zaman çok daha kıymetlidir.

Türk markalarının ilgisi

Barcelona’yı bu kadar içselleştirmemizde elbette Türk markalarının kulübe desteği de oldukça etkili. Hali hazırda bağ kurduğunuz, başarılı bulduğunuz markalar; bu iyi futbolu ilke edinmiş takıma sponsor olunca kulüple ilişkiniz de haliyle kuvvetleniyor. Barcelona’nın Türkiye’den son destekçisi ise ülkenin gayrimenkul devlerinden Nef… Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, neden Barcelona’yı sponsor olarak seçtiklerini şöyle anlatıyor: “İnsanlar, dünyanın dört bir yanında bu oyunun peşinde yan yana durabiliyor, birlik olabiliyorlar. Bu açıdan futbol, ihtiyaç duyulan toplumsal duyguları artırması açısından önemli bir spor. Biz de Nef olarak sporun bu birleştirici gücüne inanıyoruz. 2016 yılında Galatasaray’ın ana sponsoru olmuştuk. Şimdi de dünyada en çok taraftarı olan spor kulübü FC Barcelona’ya, sponsorluğumuzla futbolun birleştirici gücüne katkı sunmayı amaçladık.”

Messi’ye yetişen yeni nesil

Futbol dünyası her dönem çok özel ve çok değerli yıldızları sahneye çıkarmıştır. Ancak ‘futbol efsanesi’ olarak tarihe geçen futbolcuların sayıları bir elin parmağını geçmez. Bir futbol efsanesinin aktif futbol oynadığı döneme tanık olmak, hatta onu yeşil sahalarda canlı gözle seyretmek aslında biraz da şans işidir. Pele, Cruyff, Maradona, Zidane gibi futbol efsaneleri aktif futbol yaşantılarına denk gelen kuşaklara futbolu sevdirmiş, onların ayrıcalıklı futbol seyircileri olmalarına vesile olmuşlardır. Bu futbolcular, aynı zamanda bağlı oldukları futbol kulüplerini de dünyaya tanıtmış, bu kulüplere dünyanın her kıtasından yeni taraftar kazandırmışlardır. Günümüzün en değerli futbol efsanesi ise Arjantinli yıldız Lionel Messi’dir. Futbol adına kırılmadık rekor, alınmadık ödül bırakmayan yıldız oyuncu, kendine has oyun tarzı ve attığı goller ile adını futbol efsaneleri listesinin en üst sıralarına yazdırmayı başarmıştır. Messi’nin en büyük başarılarını kazandığı takım ise 13 yıldır forma giydiği Barcelona’dır. 

Eşsiz bir kimlik: La Masia

Her ne kadar son yıllarda başarısı sorgulansa da, Barcelona’yı Barcelona yapan en eşsiz özelliklerinden biri kuşkusuz La Masia… Çekirdekten yetişen Barcelonalı çocukların sadece bu altyapı sisteminde öğrenebileceği teknikler ve benzersiz bir oyun kültürü vardır. ‘Pas ver ve devam et’ stilini en iyi hazmetmiş oyunculara baktığınızda La Masia’dan yetişen Pep Guardiola, Sergio Busquets ve bu yıl yıldızı parlayan Sergi Camper’in de başı çektiğini görmek mümkün. Barcelona’yı dünyanın en iyi birkaç takımı arasına sokak, kulübün efsane ismi Johan Cruyff imzalı bu eşsiz proje, sayısız dünya starının okulu oldu; eminiz ki daha nicelerini de daha aramıza katmayı başaracak.

Arda ve Rüştü etkisi

Biri Fenerbahçe’nin gelmiş geçmiş en iyi kalecilerinden, diğeri Türk futbolunun yetiştirdiği en önemli oyunculardan… Önce Rüştü’nün ardından Arda’nın Barcelona’ya transferi elbette hem gurur kaynağı oldu hem de Barcelona’yı daha yakından takip etmemiz için yeni birer sebep haline geldi. Her ne kadar iki oyuncu da aradığını bulamasa da, Türkiye ikisini de Barcelona’nın eşsiz oyun anlayışına çok yakıştırdı.

E bir de şehir güzel

Türklerin Avrupa’da yaz tatilinde ziyaret ettiği 5 şehirden biri Barcelona… Henüz gidemeyenlerin de listesinde Madrid’den önce yine Barcelona var. Akdeniz kardeşliği burada da etkisi sürdürüyor yani… Şehrin sokaklarına yayılan denizin kokusu, gotik mahallenin büyüleyici sokakları, eğlencenin, iyi yemeğin, rahatlığın ve Akdenizliliğin her daim ön planda olduğu şehrin güzelliği de bizi takıma bağlayanlar arasında başı çekiyor.

Bu bir sponsorlu içeriktir