• Hürriyet Twitter
R

21. yüzyılda geleceğe hazırlayan bir eğitim nasıl olmalı?

KAYDIR6657A1DD-6E78-429E-89FB-338B6D446723Created with sketchtool.

Bu soruya cevap vermek için, öncelikle, iyi bir eğitimin en önemli özelliğini hatırlamak gerekir: İyi bir eğitim, öğrenciyi hem akademik (bilişsel), hem duygusal ve sosyal (duyuşsal) hem de fiziksel yönden en üst düzeyde geliştirmeyi hedeflemelidir. Çünkü insan; zihin, beden ve duyguların uyumlu birleşiminden oluşan bir bütündür. Bu nedenle, insan fıtratına en uygun eğitim sistemleri ya da yaklaşımları “bütünsel (holistic) eğitim” yaklaşımlarıdır. Çocukların nitelikli, iyi ve değerli bireylere dönüşmesi, ancak, onların tüm yönlerinin dengeli ve bütünlüklü şekilde gelişmesiyle mümkündür.

Yakın gelecekte çocuklarınıza sadece akademik eğitim yetmeyecek

İyi bir eğitim, içinde bulunduğumuz çağ kadar, gelecekte çocuklarımızı, gençlerimizi nasıl bir geleceğin beklediğini ön görmeli ve buna göre yapılandırılmalıdır. Yapay zeka ve uzay yolculuklarıyla tanıştığımız bu çağda, endüstri anlayışı değişmekte, özellikle nesnelerin interneti, büyük veri, robotik, biyo-taklit (biomimicry), biyogenetik gibi alanların öne çıktığı Endüstri 4.0 hızla gelişmektedir. Öte yandan, bir önceki sanayi devrimine bağlı yaşama biçiminin sonucu olan ve dünyanın geleceğini yok etme tehlikesi taşıyan küresel iklim değişikliği, plastik kirlenmesi gibi pek çok iklim ve çevre sorunuyla baş etmek zorunda olduğumuz da bir başka gerçektir. Dolayısıyla, şimdi ve yakın gelecekte, yeni kuşakların salt bilişsel/akademik kazanımlarla var olması, meslek edinmesi, yaşayabilmesi zorlaşmaktadır.

Hangi beceriler yetkinlikler gelecekte daha önemli olacak?

Yeni çağda artık bizi robotlardan ayıran temel vasıfların, mesela duyuşsal/duygusal tarafların, empati yeteneğinin, insanî duyarlılıkların; yönergeleri takip edebilme alışkanlığından ziyade eleştirel düşünme ve yaratıcılık gibi yetkinliklerin, sorun çözme becerilerinin gelişmesi önem kazanmıştır. Yaratıcılık ve yenilikçilik, eleştirel düşünme ve problem çözme, iletişim ve işbirliği; medya, bilgi ve iletişim teknolojileri okuryazarlığı; esneklik ve uyum, girişimcilik ve öz-yönelim, sosyal ve kültürler arası beceriler, üretkenlik, sorumluluk ve liderlik becerileri ve yetkinlikleri olarak özetlenen 21. yüzyıl becerileri, öğrencileri geleceğe hazırladığını iddia eden bir okulun en önemli sınanma ve sorgulanma alanlarından birisi durumundadır artık.

21. yüzyılda nasıl bir değer eğitimi gerekiyor?

Öte yandan, iyi bir eğitim ve iyi bir okul, öğrencileri mutlaka insanî değerlerle donatmalıdır. Buysa, öğretmenlerin de benzer değerlerle donanmış olduğu, çocuklara ve gençlere iyi rol-modellik yaptığı bir okul iklim ve ortamı gerektirir. Öğrencilerin, yeni yüzyılda, artık narsist, bencil kişilik yapısından uzak, inançlı, şefkatli, merhametli; yardımlaşmayı, sevgiyi, paylaşmayı, işbirliğini, diğerkamlığı öğrenmiş, girişimci ve aktif bir etik değerler bütününe sahip olması, en büyük ihtiyaç olarak öne çıkmaktadır.

Geçen iki yüzyılda tanıklık ettiğimiz “akıl çağı”nın insan ruhunu, o ruhun en büyük ihtiyacı olan sonsuzluk arzusunu ve öte dünya gerçeğini görmezden gelmesinin dünyayı nasıl felaketlere sürüklediği ortadadır ve bunun kalıcı izleriyle çocuklarımız hem şimdi hem de gelecekte baş etmek zorundadır. Şu durumda, insanlığın gerçek bir “merhamet devrimine” ihtiyacı vardır. İşte iyi bir eğitim, böyle bir devrimi de mümkün kılacak tohumları içinde barındırmalıdır. Daha açık deyişle, iyi bir eğitim hayatın, dünyanın, evrenin bize emaneten verilmiş olduğu gerçeğini çocuklara iyi aktarabilmeli; o emanetleri “emanet sahibinin” istediği gibi dikkatle, nezaketle, şefkatle ve duyarlı bir şekilde kullanmayı öğretebilmeli; toplumda sevgiyi, anlayışı, dostluk ve kardeşliği öne çıkarabilmeli; çocukları dünyadaki geleceğe olduğu kadar, dünya kapısı kapanır kapanmaz onları bekleyen bir “öte dünya” geleceğine de hazırlamalıdır. İyi bir okul arayan anne-babaların, karar verirken tüm bu unsurları göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. 

Eğitimde bütünsel gelişim için yeni bir oluşum

Son zamanlarda yukarıda sözü edilen tüm unsurları göz önünde bulundurarak, yeni çağın ihtiyaçlarına her anlamda cevap vermek üzere kurgulanan özel okullar da görmeye başladık. Bunlar arasında Yenidoğu Okulları piyasa kaygısından uzak bir şekilde yapılan özenli Ar-Ge çalışmalarıyla öne çıkıyor: Yenidoğu eğitim kurumlarında, geniş bir Ar-Ge ekibince yürütülen çalışmalar sonunda, “bütünsel eğitim sistemi” benimsenmiş ve tüm eğitim-öğretim süreçleri bu bilinçle, özgün bir şekilde kurgulanmış durumda. Aynı bilinç ve duyarlılıkla hayatı okula, okulu hayata taşıyan Yenidoğu’da eğitim denince, merak, hayret ve keşif dolu bir serüven anlaşılıyor.  

Tüm eğitim süreçlerinde öğrenci odakta. Öğrenciler, ana sınıfındaki muhteşem Montessori eğitiminden itibaren, kendi kararlarını alabilen, kendilerine yeten, bağımsız, özgüveni yüksek ama farklılıklara saygılı ve sorumluluk sahibi bireyler olarak, üstelik akademik açıdan da son derece ileri düzeyde yetişiyor. İlkokul, ortaokul ve lisede, serüven daha da zenginleşiyor. Öğrenciler bireysel ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, gelişimlerini destekleyici pek çok keşif ocağı ya da atölyede ders yapma imkânı buluyorlar.

Dramasal, Mutfak, Akıl-fikir ve Ahşap Tasarım gibi atölyelerde öğrenciler bir yandan hayatı farklı açılardan deneyimlerken, yaratıcı, yenilikçi ve girişimci bir ruhla kendi tasarımları doğrultusunda özgün ürünler veriyorlar. Atölyeler, aynı zamanda işbirliği, paylaşma, yardımlaşma, saygı duyma, hoşgörülü olma gibi değerleri kazanmaları için eşsiz fırsatlar sunuyor onlara…

Bilişim, İlk Mühendislik ve STEM dersleri ilkokul 1. sınıftan itibaren başlatılıyor. Öğrenciler, bu dersler sayesinde bilgi-işlemsel (computational), algoritmik ve disiplinler arası düşünme becerilerini ediniyorlar. İlk sınıflarda bilgisayarsız başlayan kodlama çalışmalarını ileri sınıflarda Scratch ve ileri düzey kodlamaya dönüştürüyorlar. Ardından, arduino ya da diğer setler sayesinde robotik ve mekaktronik projeleri geliştirerek istedikleri kadar icat çıkarabiliyorlar.

Bunun yanında, çağın ruhunun tehlikeye attığı insani özellikleri kaybetmemek ve insan kalmaya devam edebilmek için, öğrenciler “kodlarken kodlanmamayı” da öğreniyorlar. Bunu, en çok da 1. sınıftan 7. sınıf sonuna kadar aldıkları Çocuklar için Felsefe (ÇİF) derslerinde yapıyorlar. Hayatı sorgulayarak; öğrendiklerine, yaşadıklarına, izlediklerine eleştirel bakarak; varoluşsal soruları, ahlaki problemleri tartışarak; derin, dönüşümlü ve yaratıcı düşünme becerilerini derinleştiriyor, empati yetkinlikleriyle donanarak hayatta daha güçlü bir duruş ediniyorlar. 

Tüm bu yeteneklerin en temelinde, dil becerileri yattığı için, öğrenciler ana dili derslerinde özgün ve edebi metinlerle erken yaşlardan itibaren tanışıyorlar. Özenle seçilmiş zevkli metinlerle kendi dillerinin inceliklerini keşfederken, bir yandan da dilsel mantık ve muhakeme becerilerini geliştiriyor, eleştirel okuma ve yazmada ustalaşıyor, medya okuryazarlığında derinleşiyorlar. İngilizce dersleri, Yenidoğu’da anasınıfında başlıyor. Öğrenciler, Türk ve yabancı öğretmenlerden aldıkları İngilizce eğitimi sayesinde, özellikle de hazırlık sınıfı olarak yapılandırılan 5. sınıftaki yoğun eğitim ile güçlü bir İngilizce altyapısı ediniyor, kültürler arası iletişime erken yaşlarda hazır hale geliyorlar.

Sanatı anlamak, hissetmek ve yorumlayabilmek, Yenidoğu öğrencilerinin sanattan sanatkâra yaptıkları yolculuğun çıkış noktasını olarak görülüyor ve Bütünsel Eğitim anlayışının önemli bir parçasını oluşturuyor. Yenidoğu’da hem geleneksel hem de modern görsel sanatlar son derece yetkin çalışmalarla uygulanıyor. Müzik derslerindeyse, nota bilgisi, müzik kültürü yanında, ilgili ve istekli öğrencilerle ileri düzeyde enstrüman çalışmaları yapılıyor.

Değerli bir emanet olan bedeni eğitmenin ve ona gereken özeni göstermenin yolu ise elbette sportif çalışmalardır. Yenidoğu’da her öğrencinin kendi potansiyeli ve ilgileri doğrultusunda yeterince spor yapması sağlanıyor. Bu çalışmaları daha ileriye götürmek isteyenlere de Yenidoğu Spor Kulübü bünyesinde profesyonel spor eğitimi imkânı sunuluyor. Ayrıca kendine özgü ders sistemi sayesinde, Yenidoğu’da 15 dakikalık teneffüslerde öğrenciler daha çok oynama ve spor yapma fırsatı buluyorlar.

Yenidoğu’da manevi eğitim hem güçlü bir tefekkür ile araştırıp kavramaya dayandırılmış hem de güçlü bir pratik ve uygulama eğitimi veriliyor. Rol-model öğretmenler öncülüğünde, Kur’an bilinci ve okuma öğrenimi, siyer bilgisi, hayata nizam veren temel ilmihal bilgileri özenle ve eğlenceyle işleniyor. Öğrenciler, içlerindeki aynaya yansıyan kainata bakarak onun şefkatli Yaratıcısını pek çok isim ve özelliğiyle tanıyıp sevgilerini derinleştirme fırsatı buluyorlar.

Özetle, bütünsel eğitim modelinin son derece yetkin uygulandığı bir okul olarak, Yenidoğu Okulları, geleceğin eğitim kurumları arasında adından her geçen gün daha çok söz ettirecek görünüyor.