Güncelleme Tarihi:
“MUHARREM ayı, Kerbela şehitlerimizin acısını daha derinden hissettiğimiz bir zaman dilimi. Kerbela, kalbinde iman taşıyan, peygamberimiz Hazreti Muhammed’e ve ehlibeyte muhabbet besleyen her müminin ortak acısı, ortak kederidir. Aynı zamanda bir daha bu acıların yaşanmaması temennisini dile getirdiğimiz; barış, dostluk ve dayanışma duygularının daha yüksek sesle dillendirdiğimiz bir aydır.
Almanya’daki toplum Türkiye’deki gibi çeşitlilik arz ediyor. Biz bunu zenginlik olarak görüyoruz. Hepimizin birbirinden farklı dünya görüşleri, siyasi düşünceleri, yaşam tarzları olabilir. Bu çeşitlilik ortak sorunlarımıza birlikte kafa yormaktan, toplum olarak karşılaştığımız sorunlara birlikte göğüs germekten, sevinçlerimizi, dertlerimizi, tasalarımızı, ortak duygularımızı birlikte yaşamaktan alıkoymamalı. Toplumsal birlikteliklere kıymet vermeliyiz. Görüşümüz, inancımız, meşrebimiz ne olursa olsun insanlıkta kardeş olmalıyız. Hacı Bektaşı Veli gibi yolumuzu insanlık sevgisi üzerine kurmalıyız.”
BÖLGEMİZ YETERİNCE ÇALKANTILI
“Biz her kesimin, herkesin başkonsolosuyuz. Ortak paydamız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından veya Türkiye kökenli olmaktır. Bölgemizde yeterince çalkantı, siyasi ihtilaflar devam ediyor. Çalkantılar bizlerin birlik ve beraberliğimizi belki her zamankinden daha fazla geliştirmemiz gerektiğini gösteriyor. Temenni ediyoruz ki tüm dünyada karmaşa değil, barış ve dostluk hakim olur.”
‘ALEVİLERİN YABANCISI DEĞİLİM’
“Burada Alevi cemiyetinden daha fazla insanın olmasını da arzu ediyordum. Bu etkinlik ‘yasak savma’, ‘dostlar alışverişte görsün’ etkinliği değil. Canıgönülden isteyerek yapıyoruz. Çünkü Muharrem ayı ve aşure kültürümüzün, değerlerimizin, dinimizin bir parçası. Başkonsolos olarak Alevileri kucaklamak, onların tasalarını, dertlerini dinlemek, buradaki yaşamlarından sorunlarına birlikte çözüm aramakla mükellefim. AIevilerin kişisel olarak da kurumsal olarak da yabancısı değilim.”
TÜM İSLAM DÜNYASININ YASI
Wiesbaden Cemevi Dedesi Hamza Kurnaz da, Kerbela yasının yalnızca Alevilerin değil, tüm İslam dünyasının yası olduğunu söyledi. Kurnaz, “Çünkü katledilen, öldürülen Hz. Muhammed’in göz bebeği, abasının altına aldığı İmam Hüseyin’dir. Onu katledilmesi İslam alemine büyük yaralar açmıştır. Bu acıyı konsolosluk ve sivil toplum örgütleriyle biraz olsun dindirmek istiyoruz. İmam Hüseyin, sevgi, barış, kardeşliktir. İmam Hüseyin 72 akrabasıyla birlikte dik durup, zalime boyun eğmeyerek, onurlu bir duruş sergileyerek İslam alemine kendisini feda etmiştir” dedi.
VİCDANLARDA MAHKUM OLDULAR
Merkez Camii din görevlisi İsmail Dağ ise siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela’da hunharca şehit edilen Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin ve akrabalarının asil duruşları, onur mücadeleleriyle inananların gönlünde taht kurduğunu söyledi. Dağ, “Onlara bu zulmü yapanlar, insanların ortak vicdanında mahkum oldu. Kerbela, ayrılığın ve kavganın kaynağı olmamalıdır. Ne Kerbela’da şehit olanlar Şiiliğin temsilcisi, ne de Kerbela faciasının yaratan zalimler Sünniliğin referansını temsil ederler” dedi.
Bunun üzerine Dede Hamza Kurnaz, din görevlisi Dağ’a ‘Biz Şii değil, Aleviyiz” diye itiraz etti. Hamza Kurnaz’ın duasının ardından katılımcılara aşure dağıtıldı.