Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Kendinle baş başa kaldın mı hiç?

Öyle bir yer düşün ki, seni kimse arayamıyor.

Haberin Devamı

Kimse sana ıvır zıvır için ulaşamıyor. Çünkü telefon çoğu zaman çekmiyor. 3G olmayınca internet de olamıyor. Olsa da zaten telefonun şarjı çok önemli. Gereksiz kullanamazsın.
Sessizlik içindesin. Doğanın sesi var sadece. Kuş sesleri, cırcır böcekleri senfonisi. Güneşin renkleri bitiyor, ay doğuyor.
Doğadan başka seni zorlayan bi şeycik yok. Ki bence doğa bile azmini görünce sana kucak açıyor. En zor anında bir güzel esintiyle serinletiyor veya şekline bakıp hayaller kuracak olduğun birkaç bulut bitiveriyor önünde.
Bir tek kafan, ruhun, duyguların zorlar seni.
Kendinle arkadaş olman lazım. Kendini sevmeyi öğrenmen, sevmeyi bilmen lazım. Kendini sevmeyi istemen lazım.
Kafan, gönlün, bedenin ve sen baş başasın. Kendinlesin.
Etrafın güzel insan dolu. Diller, renkler, cinsiyetler önemini yitiriyor bu ortamda. Bayılıyorum buna.
Kafayı boşaltmak için daha iyi bir şey olamaz.
Bütün kararlar sana ait. Her aldığın karar bir tek seni etkiliyor.
Powerade RunFire Ultra Maratonu’ndan bahsediyorum.
Siz bu satırları okurken, biz altıncı yani son gün ve finiş için koşuyoruz.
Yarışa 36 kişi başladık, 5 kişi çekildi, 2 kişi sakatlanarak bırakmak zorunda kaldı.
Bu arada şunu da belirtmem gerek; Runfire Cappadocia Ultra Maratonu bu sene AHİLER Kalkınma Ajansı tarafından destekleniyor.
AHİLER Kalkınma Ajansı; Aksaray, Kırıkkale, Kırşehir, Nevşehir ve Niğde illerinden oluşan bölgenin yerel potansiyelinin harekete geçirilmesi; bölgesel gelişmenin hızlandırılmasını, sürdürülebilirliğinin sağlanmasını, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasını hedefleyen bir ajans.
AHİLER Kalkınma Ajansı sürdürülebilirliğine inandığı doğru organizasyonlara destek veriyor.
Runfire Cappadocia Ultra Maratonu da uluslararası sporculara bu bölgeyi tanıtmak ve turizm sporu açısından çok önemli ve kaliteli bir yarış organizasyonu.
Adı her ne kadar RunFire olsa da, kara ikliminden dolayı geceleri donduk. Çok uzun yazamıyorum; çünkü bu yazıyı yollayıp acilen uyumam ve 14 saat limiti olan en uzun koşu günüme dinlenmiş olarak kalkmam gerek.
Şu ana kadar 75 km. bitirdim. (Bu yazı çarşamba yazıldı!) Önümde en az 50-60 km. daha var. Kurumuş Tuz Gölü’nde koşacağız.
Oldukça zor bir koşu olacak. Rüzgara aldanıp sıcağı fark etmezsek susuz kalma riskimiz var. Rotayı Garmin GPS’den 10 mt yakından takip etmemizi önerdiler. Gece de koşacağız çünkü ve “En ufak sapmada, kurumuş Tuz Gölü’nde suya batarsınız” dendi.
İyiyiz ama biliyor musunuz...
Gülüyoruz.
Kendimiz istedik, kendimiz bulduk. Maceracıyız evet.
Ama doğa çağırıyor işte...
Zorluklara kucak açıp, acılara meydan okuyup, kendimizi aşıyoruz hepimiz.
Gençlere değer diye diye koşuyorum. Kendimle baş başa binlerce şeyi gözden geçirip, kafamı yenileyip hayata bağlanıyorum.
Doğayı deli seviyorum.
Hayata bakış açımı değiştirebilmeyi, değer bilmeyi, gereksiz yüklerden kurtulmayı öğrenmeyi seviyorum ultra maraton organizasyonlarında.
Hele de şu güzelim ülkemizin her karışını bu şahane yarış organizasyonları sayesinde adımlıyorum ya, kendimi süper şanslı buluyorum.
Ihlara Vadisi’ni koşarak geçip Tuz Gölü’nde güneşi batırdım aynı gün düşünsenize.
Darısı gerçekten başınıza.
Ne olur gelin görün buraları... Ihlara Vadisi’nde suyun sesini dinleyin saatlerce.
Durun öylesine.
Kendinize sessizlik armağan edin bir kere.
Ben mi?
Cennetteyim, koşuyorum.
Nefes alıyorum.
Çok şükür bugünüme.
Yonca
“mutlu”

Yazarın Tüm Yazıları