Kenan Şeranoğlu ilk kez konuştu: Artık İstanbul Kart'la geziyorum
Güncelleme Tarihi:
Kenan Şeranoğlu (50), 20 yıl önce Titan Saadet Zinciri ile gündeme geldi, 16 bin kişiyi dolandırmaktan cezaevine girdi. İzmir Hilton Otel’indeki şaşalı yaş günü partisiyle tüm Türkiye’nin tanıdığı Şeranoğlu, uzun süre sonra ilk kez hurriyet.com.tr’ye konuştu. Şeranoğlu cezaevine girdikten sonra tüm mal varlığını kaybettiğini söyledi. Kız arkadaşıyla kiralık bir evde kalan Şeranoğlu “Kız arkadaşım olmasa evin kirasını dahi ödeyemem. Ferrari, Lamborghini, Cherokee marka bir dizi lüks otomobilim vardı şimdi ise İstanbul Kart ile toplu taşıma araçlarını kullanıyorum. Aylık gelirim asgari ücret seviyesinde” dedi. Şeranoğlu'nun en son gündeme geldiği krem işinde de ABD'li firma adına çekilen ihtarnamede "Şirketimizin ismini kullanma, toplantılarımıza da katılma" denildi.
Hakan Kenan Şeranoğlu henüz 6 yaşındayken ailesi Almanya’ya taşındı. Bu ülkede 23 yaşına kadar kalan Şeranoğlu, ‘Titan’ sistemi ile de burada tanıştı. 1990’lı yılların ortasında Türkiye’ye döndüğünde de, 26 ülkede faaliyeti olan ‘Titan’ın Türkiye’deki direktörlüğünü üstlendi. Şeranoğlu, babası ve yakın
arkadaşları ile kısa sürede ‘Titan’ sistemini İzmir, İstanbul, İzmit gibi şehirlerde oluşturdu. 1997 yılı sonuna doğru ise ‘Titan’ ile ilgili haberler medyada yer almaya başladı.
YAŞ GÜNÜ PARTİSİ SONU OLDU
Sisteme 30 bini aşkın kişi üye olurken, bu kişilerden milyonlarca mark toplandığı gündeme gelmişti. Ocak 1998’deki ‘yaş günü partisi’ ise Şeranoğlu ve 'Titan' için sonun başlangıcı oldu. İzmir Hilton Oteli’ndeki lüks parti kutlamasının medyada yer alması ile birlikte ‘Titan’a yönelik dolandırıcılık soruşturmaları hız kazandı. 3 Şubat 1998’de ise Kenan Şeranoğlu, babası Barbaros Şeranoğlu ve birkaç ‘Titan’ yöneticisi tutuklandı. Bu kişiler 4 Şubat 2008 günü tahliye oldu.
KİRALIK EVDE KALIYOR
Kenan Şeranoğlu, en son hurriyet.com.tr’nin ‘krem satışı’ haberiyle gündeme geldi. Şeranoğlu, uzun yıllar sonra ilk kez hurriyet.com.tr’ye konuştu. Şeranoğlu, kendi ifadesine göre kadın arkadaşıyla Ataşehir Küçükbakkalköy’deki kiralık bir evde kalıyor. Şeranoğlu “Eski, şatafatlı, lüks içinde geçen hayatımdan çok uzağım. Benim iki büyük tutkum vardı: Lüks otomobiller ve pahalı saatler. Şu kadarını söyleyeyim, altımdaki son Lamborgini aldığım 11’inci otomobildi. Aldığım saatlerin bugünkü değeri tahminen 1 Milyon Euro seviyesindeydi. Bazıları, benim burada zengin olduğumu sanır ama öyle değil, ben daha Almanya’daylen ‘Titan’ şirketine girmiştim ve çok iyi kazanıyordum” dedi.
İSTANBUL KART İLE DOLAŞIYORUM
Şeranoğlu şimdiki yaşantısına ilişkin ise “Birlikte olduğum kadın arkadaşım olmasa belki evin kirasını dahi ödeyemem. Aylık düzenli bir gelirim yok. Ayda elime geçen para 1000-1500 TL. Arkadaşım ve dostlarım destek veriyor zaman zaman. O dönem, garajımda bir çok lüks otomobil olurdu ancak şimdi cebimdeki İstanbul Kart (İETT kartı) ile toplu taşıma araçlarını kullanıyorum. Babam bir süredir hasta ve devlet hastanesinde tedavi görüyor. Maddi durumum olsa babamı daha iyi tedavi ettirmek isterdim. En az 50 şirkete CV gönderdim; ancak iş bulamadım. Bazı şirket sahipleri de, benim paraya ihtiyacımın olmayacağını söylüyor.”
DEVLET EL KOYDU
Şeranoğlu, sahip olduğu varlıkların nasıl tükendiğine ilişkin ise, “Devlet, ‘suçtan elde edilen gelir’ olarak değerlendirdiği için el koydu. Gayrimenkullerim yoktu. Lüks otomobillerim ve çokça param vardı. Hepsine devlet el koydu. Cezaevinde çıktığımda beş parasızdım. Öyle ki, İstanbul’a eve geldiğimde üzerime giyecek giysi dahi yoktu. Ben, babamla 10 yıl aynı koğuşta kaldım. O dönem de bize annem ve yakın akrabalarımız bakıyordu” dedi.
‘KREM’ İŞİ DE BİTTİ!
Bu arada, Şeranoğlu’nun, güzellik kremi ise ‘sektör’e döndüğü yönündeki Hurriyet.com.tr haberi sonrası ABD şirket ile de sıkıntı yaşadığı anlaşıldı. J. D. Paz. şirketi önceki gün noter yolu ile Şeranoğlu’na ihtarname gönderdi. Şirket ihtarnamede, Şeranoğlu’nun isimlerini kullanarak faaliyet yürütmemesini istedi.
'ŞİRKET DE HAKLI'
Kenan Şeranoğlu ise, söz konusu ihtarnamenin henüz kendisine ulaşmadığını belirterek “İhtarnamenin içeriğinden haberim var. Bir şey diyemem. Şirket haklı. Benim şirket ile organik bir bağım yok. Dolayısı ile böyle bir karar almaları doğal. Ancak eğer ben şirketin distribütörüm olsaydım, benim toplantılara girmemi hiç kimse engelleyemezdi” şeklinde konuştu.
