Kemal Derviş'in göremediği nokta

IMF'den cukka geleceğinin dedikodusunu işiten, kulaktan duyan, haberini alan necip Türk milletinin; İMKB, Tahtakale ve dahi dolarda anında nasıl mucizeler yarattığını gören Kemal Derviş şaşırmış olacak ki, uyarmak ihtiyacını duymuş.

- IMF'den hibe değil, borç para gelecek.

‘‘Nasıl olsa geri ödeyeceğiniz paraya bu kadar sevinmeyin’’ demeye getiriyor.

Derviş, Türkiye'yi iyi tanımadığı için yanılıyor, daha doğrusu neden sevindiğimizi anlayamıyor.

* * *

Biz de biliyoruz paranın hibe olmadığını; ama engin tecrübemiz bize öğretmiştir ki, bu para borç da değil, ona benzer bir şey olan cukkadır!

Cukka, tarafımıza borç gibi verilen bir para çeşididir. Ancak, borcu geriye biz ödemeyiz. Yeni borç öder!

Bu sistemi bize ezelden beri Batılı dostlarımız öğretmiştir. Biz de hemen benimsemişizdir. Onlar cukka verir, biz sınırları vb. bekleriz.

* * *

Borcu borçla ödeme sistemine cukka denir ve cukkayı Türk milleti çok sever. Zira, riski, geri ödeme sıkıntısı, yatırım zahmeti, üretim mecburiyeti yoktur.

Cukkayı anında ‘‘ham’’ yaparsın; ödeme zamanı gelince de daha fazla borç alarak borcunu eda eder, artan parayı da yine cukka niyetine iyi etmeye soyunursun.

* * *

Kemal Derviş
bu ince noktayı anlamamış olacak ki; ‘‘IMF muslukları açıyor’’ diye bizzat kendi demeç verince, neden zil çalıp oynadığımızı kavrayamadı.

Halbuki cukka sistemini bizzat uygulayan kendisi!

Ne diyor?

- Gelecek yıl 10 milyar dolar gelecek, ancak 5 milyar dolar da borç ödenecek.

İşte size cukkanın sistematiği.

Daha evvel ‘‘ham’’ yaptığımız 5 milyar doları bu sene mahsup edeceğimiz 10 milyar dolar borç içinden ödeyeceğiz; seneye de ilave olarak 5 milyar dolar daha ‘‘ham’’ yapacağız.

Ancak dikkatli olmak gerekir; gelecek miktarın hepsini değil, kaba hesapla ancak yarısını ‘‘ham’’ yapabileceğiz.

Olsun, varsın. Hiç yoktan iyidir!

11 Eylül olmasa idi, gelecek yıl cukka biraz zor gelirdi ama Allah Usame'den bin kere razı olsun!

2002 yılının sonunda Nostradamus'un yeni bir kehaneti gerçekleşir, yine yeni cukkalar gelir.

* * *

Kemal Derviş'in uyarılarının son bölümü ise can sıkıcı. Yapısal reform yapmak gerekiyormuş. Düşünün; hepimizin Ankara'ya içinden bize pay kapması için vekil yolladığımız devlet küçülecek; memur, hatta bakanlık sayısı azalacakmış. Hadi canım sen de!

Peki ne yapalım?

Her zaman yaptığımız gibi yapalım; reform yapacakmışız gibi yapalım!
Yazarın Tüm Yazıları