Zirvelerin vahşi ve yalnız efendisi

Güncelleme Tarihi:

Zirvelerin vahşi ve  yalnız efendisi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2012 00:00

Karakulaklar insanlarla neredeyse hiç karşılaşmıyor. Ama üç biyolog yıllardır onun peşinde, fotokapanla fotoğraflarını çekiyor. Yakında doktora tezini de yazacaklar.

Haberin Devamı

Karakulak dünyadaki 37 yaban kedisi türünden biri. Latince ismi caracal caracal, Türkçe’den kaynaklanıyor. Cüssesinden iri üç sırtlana tek başına meydan okuyabilmesiyle tanınıyor. Afrika, Anadolu, Ortadoğu ve Hindistan’da görülüyor. Türkiye’de Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü İzmir-Hatay sahil şeridinde bin metre yüksekliğine kadar dağlarda tek başına yaşıyor. Güneydoğu Anadolu’da görüldüğü söyleniyor. Ortalama ağırlığı 7-9 kilogram, boyu 90 santimetre civarında. Susuzluğa karşı dayanıklı. Tavşan, sincap, çalı kuşlarıyla besleniyor, oğlak mevsiminde köylere kadar sokuluyor. Uçmaya çalışan kuşu havada yakalayacak kadar çevik. Sezgileri, refleksi çok güçlü olduğu için insanlarla neredeyse hiç karşılaşmıyor. Bu nedenle hakkında pek çok şehir efsanesi var.
Üç biyolog yıllardır onun peşinde: Batur Avgan, Deniz Mengülüoğlu ve Yasin İlemin. Zaten Türkiye’de karakulağın doğadaki ilk fotoğrafı 2002’de, Batur Avgan tarafından fotokapanla çekildi. Batur Avgan karakulağın izini 1991’den beri sürdüğünü anlatıyor: “Karakulak ismini ilk kez üniversiteye hazırlandığım günlerde bir arkadaşımdan duydum. Bir arkadaşımla yılda en az üç kez gidip, bir hafta dağda kalıyorduk, karakulak görme hayalleri kuruyorduk. 1996 Mart’ında Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nün kapanla dişi bir karakulak yakaladığını gazetede okudum. Salınması için arkadaşlarımla kampanya başlattım ve salındı.”
Deniz Mengülüoğlu’nun biyoloji bölümünü tercih etmesinin nedeni de yine karakulak: “Karakulağı ilk kez çocukluğumda bir belgeselde izlemiştim. ODTÜ Biyoloji bölümüne girmemdeki amaç öncelikli olarak bu türü incelemekti. 2010’da Köyceğiz Doğal Hayatı Geliştirme Alanı’nda altı ay büyük kedileri araştırdık. Fotokapanlarımıza karakulak takıldı. Bu yıl TÜBİTAK projesi kapsamında iki ay daha orman ve düzlüklerde çalışma yaptık. Yine de en önemli yaşam alanlarından Datça ve Köyceğiz’de köylüler onları oğlaklara karşı potansiyel tehlike görüyor. Avlanmaları yasak olduğu halde, zehirliyorlar, kapan kuruyorlar.”
Yasin İlemin ise karakulaklarla çalışma nedenini insanoğlunun acımasızlığına karşı hayatta kalmayı başarması olarak açıklıyor: “Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü’ndeki yüksek lisans tezim için Datça ve Bozburun yarımadalarındaki yaban hayatını fotokapanlarla araştırıyordum. Bugüne kadar 66 karakulak fotoğrafı çektim. Eskiden seyahate çıktığımda ormanlara, yüksek tepelere boş gözlerle bakardım. Şimdi doğada gezerken çevreme onların gözüyle bakabiliyorum.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!