Zihinlerde savaş değil barış varken Rodos

Güncelleme Tarihi:

Zihinlerde savaş değil barış varken Rodos
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 28, 2004 00:00

Biz onları çoktan unuttuk. Bu yüzden kırgınlar, buruklar, hüzünlüler... Kim mi onlar? 481 yıldır Rodos’ta yaÅŸayan Kanuni Sultan Süleyman’ın torunları! Marmaris’e sadece 50 dakika uzaklıktaki Rodos’ta, hálá 3 bin 500 Türk’ün yaÅŸadığını kaçımız biliyoruz acaba?Rodos’un Türk sakinlerinin, aslında 1947’de adanın Ä°talyanlar tarafından Yunanistan’a bırakılmasından sonra en azından bir süre, fazla sıkıntıları olmamış gibi. Ama Kıbrıs sorunuyla birlikte, Rodos’ta da her ÅŸey deÄŸiÅŸmiÅŸ! Kıbrıs’ta çatışmalar... Ve ilk büyük darbe: Kalenin içinde asırlardır Türkçe eÄŸitim veren Türk ilkokuluna vurulan kilit... Ve bunu izleyen baÅŸka kararlar. O günler geride mi kaldı? Bilinmez ama en azından gelecek için bir umut doÄŸdu. Rodos artık UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası olan ÅŸehirleri arasında. Hem de Şövalyeler Åžatosu kadar, 450 yıllık camileri, çeÅŸmeleri ve Osmanlı evleriyle birlikte... Rodos’ta beÅŸ gün kaldım. Kanuni’nin, unuttuÄŸumuz torunlarını mercek altına aldım. Dünya Kültür Mirası olan Osmanlı eserlerini tek tek gezdim. Ortaya ilginç bir tablo çıktı. UNESCO SözleÅŸmesi’nin ilk cümlesinde savaÅŸların insanların zihinlerinde baÅŸladığı, bu nedenle barışın savunmasının da yine zihinlerde oluÅŸturulması gerektiÄŸi yazıyor. Ä°stanbul gibi, Rodos da bu idealin yaÅŸatılabileceÄŸi örnek yerlerden biri. Yunanlılarla Türkler, Müslümanlarla Hıristiyanlar yüzyıllardır burada birlikte yaşıyorlar. Hem de artık zihinlerinde savaÅŸ deÄŸil barış var.Rodos, görkemli kale kapısı, kuleleri ve bayraklarıyla masalları anımsatıyor. Kapıdan girer girmez, sanki bir zaman tüneline giriyorsunuz. Åžehrin taÅŸ sokaklarında yankılanan nal seslerini duymaya baÅŸlıyorsunuz gaipten. Demir zırhlarının içindeki, Aziz John Şövalyeleri, atlarının üstünde pelerinlerini savurarak önünüzden geçip gidiyorlar.Roma Ä°mparatorluÄŸu’nun soylu Hıristiyan ailelerden gelen Aziz John Şövalyeleri, Kudus’ün düşmesinin ardından, önce Kıbrıs’a göç etmiÅŸler. 1309’da da Rodos’u Venedikli korsanlardan satın alıp buraya yerleÅŸmiÅŸler. Kanuni Sultan Süleyman gelinceye kadar, tam 213 yıl, Akdeniz’in bu stratejik adasını Aziz John Şövalyeleri kontrol etmiÅŸ.Hiç kuÅŸku yok ki Şövalyeler Åžatosu’nun tarihine damgasını vuran isim, Fatih Sultan Mehmed’in küçük oÄŸlu Cem Sultan. Osmanlı tahtının varisi Cem Sultan’ın tam 521 yıl önce bu caddeden yürüyerek şövalyelerin eÅŸliÄŸinde görkemli ÅŸatoya giriÅŸi herhalde görülmeye deÄŸerdi. Ama ÅŸehzadenin daha sonraki yılları geliÅŸi gibi olmadı. Bu ÅŸato, Cem Sultan’ın 13 yıl sürecek hüzünlü esaret hayatının da mekanıydı. Sultan Mehmed’in ölümü üzerine abisi Bayezid’le saltanat kavgasına düşen Cem Sultan, yenilmesinin ardından 1482’de Aziz John Şövalyeleri’ne sığındı. Şövalyeler söz verdiler, istediÄŸi zaman ayrılacaktı. Ama verilen sözler tutulmadı. Şövalyeler, bir gün Cem Sultan’ı zorla gemiye bindirip Fransa’ya gönderdiler. Cem Sultan, Papa 8. Innocent’in zehiriyle öldü. Şövalyeler ise tam 40 yıl sonra, Kanuni Sultan Süleyman’ın yeniçerilerine yenilerek Malta’ya göç ettiler. Dünya Kültür Mirası olacak, görkemli kaleyi ve ÅŸatoyu, geride bırakarak...Kalenin kapısından girer girmez, kendinizi bir Türk mahallesinde hissediyorsunuz. Kapının giriÅŸinde sizi 400 yıllık bir ÅŸadırvan karşılıyor. Çiçek figürleriyle süslenmiÅŸ mermer ÅŸadırvanın bulunduÄŸu küçük meydanı eski Osmanlı evleri çevreliyor. Artık bu evler turistlerle dolu. Taverna, restoran ve bar olarak kullanılıyorlar. Süleymaniye Camii’ne çıkan Sokrates sokağında ise saÄŸlı sollu turistik eÅŸya satan dükkanlar sıralanıyor. BirçoÄŸu Kanuni’nin torunlarına ait.Süleymaniye ise Rodos’un en görkemli camii. Kanuni fetihten sonra yaptırmış. Tam 480 yıldır ayakta. Ama oldukça harap görünüyor. Restorasyonu yılan hikayesine dönmüş. Rodos Müslüman Türk vakfına ait olan caminin minaresini, tehlikeli olduÄŸu gerekçesiyle, 1987’de yıkmışlar. Ama 16 yıldır, ne hikmetse, bir türlü iyi bir minare ustası bulamamışlar. Kimsenin aklına, Türkiye’den bir usta getirmek gelmemiÅŸ! 400 yıllık son derece kıymetli halıların çürümeye terk edildiÄŸini görünce doÄŸrusu üzüldüm. Yine asırlık el yazmalarının da bir köşede toz ve zamanla savaÅŸtıklarını gördüm.300 YILLIK TÃœRK KAHVESÄ°Türk mahallesinin en renkli yerlerinden biri Sokrates Sokağı’ndaki 300 yıllık Türk kahvesi. Tahta masalı ve sandalyeli kahvenin duvarlarını antika aynalar ve resimler süslüyor. Kahvenin giriÅŸindeki pirinç mangalla kahve ocağının önündeki tezgahın üstüne özenle yerleÅŸtirilen nargileler dededen kalma. En az 100 senelik. Kahvenin sahibi Bekir Karakuzu ve eÅŸi Ä°smet Hanım, bizi görünce çok sevindi. Bekir Bey hemen ocağın başına geçip orta ÅŸekerli bir Türk kahvesi piÅŸirdi. Karakuzu ailesi, dededen toruna, 150 yıldır Türk kahvesini iÅŸletiyor. 72 yaşındaki kahveci, eskiden kilolarla kahve alıp kavurduklarını ama artık kahveciden aldıkları 100 gram çekilmiÅŸ kahveyi bile bazen bir günde bitiremediklerini söylüyor.Rodos’ta yaÅŸayan Türk toplumu son derece çaÄŸdaÅŸ. Sokakta başı kapalı bir tek kadın bile görmüyorsunuz ama yine de geleneklerine baÄŸlılar. Bayramlarda birlikte namaz kılıyorlar. Sonra Fethi PaÅŸa Kütüphanesi’nde buluÅŸuyorlar ve eski Türk ailelerinde olduÄŸu gibi Türk BaÅŸkonsolosu, dini lider ve cemaatin bütün önde gelenleri sıraya giriyorlar, soydaÅŸlarla bayramlaşıyorlar. Åžekerler ikram ediliyor. Sonra da topluca bayram yemekleri yeniyor.Bir de Türk cemaati içinde yaygın bir inanç var. Kanuni’nin Kaptan-ı Derya’larından olan Murat Reis’in türbesine adak adarlarsa, olacağına inanıyorlar. Adakları olunca da küçük türbede mevlit okutuyorlar.Murat Reis Külliyesi’ni gezerken güzel bir sürprizle karşılaÅŸtım. Türk asıllı bir Rodoslu Hanım, adağı olduÄŸu için mevlit okutuyordu. Külliyenin içinde bir cami ve mezarlık da bulunuyor. Åžehrin tam ortasındaki mezarlıkta birçok Osmanlı paÅŸasının kabri var. Bütün külliyeyi, yıllanmış bekçisi Åžaban KargınoÄŸlu koruyor. YaÅŸlı bekçi, zor ayakta duran akrabasıyla birlikte, yıkılmaya yüz tutmuÅŸ, tek göz bir odada yaşıyorlar.Murat Reis Camii ise restorasyon çalışmaları dolayısıyla kısa bir süre önce kapatılmış. YaÅŸlı bekçi, bize caminin kilitli kapısını açtı. İçeri girdik. Kanuni’nin torunlarının, asırlardır bayram namazı için buluÅŸtukları Murat Reis Camii de diÄŸerleri gibi zamana yenilmek üzere. Rodos’ta ibadete açık olan tek cami Ä°brahim PaÅŸa Camii. Vakfa baÄŸlı olan caminin restorasyonu geçen yıl tamamlanmış. Camiden içeri girince, Rodos’taki Müslüman Türk toplumunun tek dini lideri olan Ä°smail MütfüoÄŸlu beni karşılıyor. Batı Trakyalı bir ilkokul öğretmeni. Azınlık okullarında 19 yıl Türkçe öğretmenliÄŸi yapmış. ‘Kıbrıs olayları sırasında ipler gerilince meslekten ayrıldık, Rodos’a geldim’ diyor. Biraz dertli: ‘Ben Rodos Müftüsü’yüm ama yerel makamlar tanımak istemiyor’ diye ÅŸikayet ediyor. ‘Bizim siyasetle alakamız yok. Din adamıyız. Biz barış köprüsüyüz. Patrik Bartholomeos ile birlikte zeytin aÄŸacı da diktik. Barış ve dostluk için çalışmaya devam edeceÄŸiz...’NÄ°KAHLARIN KIYILDIÄžI CAMÄ° Rodos’ta Arkeoloji Kurumu’nca restore edilen eserler arasında 445 yıllık Türk hamamı da var. Asırlık hamam UNESCO belgelerinde Türkçe olarak ‘Yeni Hamam’ diye geçiyor ama kapısındaki levhada ‘Belediye Hamamı’ yazıyor.Hamamın hemen karşısında ise nikah törenlerinin yapıldığı Mustafa PaÅŸa Camii yükseliyor. Aslında lafın geliÅŸi yükseliyor çünkü 1758’de yapılan Mustafa PaÅŸa Camii’nin de minareleri sökülmüş, bütün kubbeleri yıkılmış. Dışardan bakıldığı zaman her an yıkılacakmış gibi görünüyor ama içi diÄŸerlerinden çok daha iyi durumda.Süleymaniye Camii’nin karşısında bulunan Fethi PaÅŸa Kütüphanesi de Osmanlı’dan kalan en deÄŸerli eserlerden biri. Kütüphanenin giriÅŸ bölümünde, Kanuni Sultan Süleyman, Atatürk ve kütüphaneyi yaptıran Osmanlı vezirlerinden Fethi PaÅŸa’nın fotoÄŸrafları var. Küçük salonun bir köşesindeki antika saati tam 9’u beÅŸ geçe durdurmuÅŸlar.Kütüphanede ilk fizik, ilk cebir ve ilk astroloji kitabı bulunuyor. Namık Kemal, 1884’te Rodos’a vali olarak atandığı zaman 3 yıl bu kütüphanede çalışmış. Ayrıca Fatih döneminden kalan altın yazmalı dört deÄŸerli Kuran da kütüphanenin en deÄŸerli eserleri arasında. Sultan Abdülmecid’in kız kardeÅŸi Atiye Sultan’la evlenen Fethi PaÅŸa, kütüphaneyle birlikte bir de saat kulesi yaptırmış. Ama nedense son yıllarda yerel makamlar kulenin adını Bizans Kulesi olarak deÄŸiÅŸtirmiÅŸ. Halbuki, kütüphane gibi, kuleyi de Fethi PaÅŸa’nın Ä°stanbul’da yaÅŸayan torunları yönetiyorlar.Havaalanından ÅŸehre girerken sahil boyunca sıralanan, tek katlı küçük evlerin adı ‘Girit evleri’ Girit, Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’ndan kopunca, adadaki Türkleri gemilerle Rodos’a taşımışlar ve bu küçük evlere yerleÅŸtirmiÅŸler. Girit Mahallesi’nde hálá Rodos’taki Yunan vatandaşı olan Türkler yaşıyor.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!